Suriye ve Irak’tan kaynaklanan bölücü terör tehdidiyle beraber yaşanan diğer siyasi gelişmelerin milli varlığımızı tehlikeye attığını, Irak’ın kuzeyinden başlayarak Suriye’nin kuzeyi ile devam edip Akdeniz’e ulaşan terör devleti kurma girişimlerine hız verildiğini söyleyen MHP lideri Bahçeli, “Bu tuzağa karşı dikkatli olmak mecburiyetindeyiz.” dedi.

Isparta Belediyesinin Gökkubbe Fuar Merkezinde düzenlemiş olduğu “Toplu Açılış Töreni”nde konuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli şunları söyledi;

Kıymetli Ispartalılar, Değerli Dava Arkadaşlarım,

Türkiye uzun yıllardan bu yana büyük bir terörizm tehdidi altındadır.

Bin yıllık kardeşliğimizi bozmak isteyenler, bin yıllık vatanımızı elimizden almaya çalışanlar ve yaşama irademizi yok etmeye yeltenenler boş durmuyorlar.

Türk’ün karşısına doğrudan çıkmaya cesaret edemeyen mihraklar terör örgütlerine verdiği desteklerle Türkiye üzerindeki hesaplarını hayata geçirmeye çalışıyorlar.

Malazgirt’te yendiklerimiz,

İstanbul’da gömdüklerimiz,

Çanakkale’de tepelediklerimiz,

Sakarya’da ezdiklerimiz,

Ve nihayetinde Afyonkarahisar’dan önümüze katıp, İzmir’den denize döktüklerimiz,

Bugün PKK, PYD, DHKPC, IŞİD ve FETÖ terör örgütleri vasıtasıyla geçmişte yapamadıklarını yapabileceklerini zannediyorlar.

Ancak dün başaramadılar, yine başaramayacaklar.

Güvence Isparta’dadır.

Gücümüzün kaynağı Türk milletidir.

15 Temmuz’da yaşanan FETÖ hain darbe girişimiyle bu habis emeller kendisini daha da açığa çıkarmıştır.

Asker kılığına girmiş Türk ve İslam düşmanları büyük Türk milletini esaret altına alabileceğini sanmışlar, planlarını buna göre yapmışlardı.

Ne var ki milletin azim ve kararlılığı bir kez daha Türk vatanını kurtarmış, hain emelleri yerle bir etmiştir.

Görüyorsunuz, sözde müttefikimiz olan ülkeler bu terör örgütlerine arka çıkıyor, ne kadar cinayet örgütü varsa hepsini koruyup kolluyorlar.

Bunlardan kimi FETÖ’cü teröristleri kendi ülkelerinde el üstünde ağarlarken, kimileri ise PKK/PYD terör örgütüne sayısı bini aşan silah yüklü TIR’larla yardımda bulunuyorlar.

Karşı karşıya kaldığımız gerçekten de tehlike büyüktür.

Suriye ve Irak’tan kaynaklanan bölücü terör tehdidi ile beraber yaşanan diğer siyasi gelişmeler milli varlığımızı tehlikeye atmaktadır.

Irak’ın kuzeyinden başlayarak Suriye’nin kuzeyi ile devam edip Akdeniz’e ulaşan terör devleti kurma girişimlerine hız verilmiştir.

Barzani’nin 25 Eylül Kürdistan referandumunu bunun bir ara istasyonudur.

Kerkük’ün sözde referanduma dahil edilme alçaklığı bunun bir parçasıdır.

Dedik ki, 25 Eylül’de Kürdistan’ın provası yapılacaktır.

Dedik ki, peşmergenin bu referandumu milli güvenliğimize en yakın, en sıcak, en vahim tehditler arasındadır. Ve de asla izin verilmemelidir.

Muhtemel Kürdistan referandumu engellenmezse son yurdumuz karanlık ve kalleş bir komplonun açık hedefi olacaktır.

Dün Suriye’de PKK/PYD’yi meşrulaştırmak üzere Ayn El Arap’la başlayan siyasi bölücülük projesi, bugün çapını genişletmiş ve Rakka’ya kadar uzanmıştır.

Şimdi ise El-Kaide terör örgütüne bağlı grupların hâkim olmaya koyulduğu İdlip üzerinden yeni ve vahşi bir hesap daha uygulanmaya koyulmak istenmektedir.

Bu tuzağa karşı dikkatli olmak mecburiyetindeyiz.

Şayet İdlip engeli aşılırsa Akdeniz’e uzanacak terör koridorun açılması mümkün olacaktır.

Suriye’de yürütülmeye çalışılan projenin, Barzani’nin ağır provokasyonun ileriki safhasında Türkiye’nin toprak bütünlüğü de bozulmak istenecektir.

Dört parçalı Kürdistan’ı ortaya çıkarmak için Irak ve Suriye’yi uygun kıvama getirdiğini zannedenler, Türkiye’yi aynı cendereye sokmak için pusuda beklemektedir.

Diğer yandan IŞİD bahanesiyle PKK/PYD’ye pek çok ülkenin dahi sahip olmadığı askeri imkânlar sunanlar, Barzani’yi sözde bağımsızlık için teşvik etmekte, hatta desteklemektedir.

Suriye ve Irak’taki Türkmen soydaşlarımızın feryatlarına sessiz kalanlar, Türkmenlerin hak ve hukuklarını çiğneyenler aynı zamanda mezhep ayrımcılığını da kışkırtmaktadır.

Etnik ve mezhep temelli bölücü emeller, Ortadoğu’yu giderek daha da karmaşık hale getirirken ülkelerin sınırlarının değiştirilmesi hedefi de hız ve ivme kazanacaktır.

Ayrıca FETÖ’nün elebaşısı hain hala Amerika’nın Pensilvanya eyaletinde tutulmakta, korunmakta, kollanmaktadır.

Almanya ise Amerika’dan geri kalmadığını, şimdilerde açıkça Türkiye düşmanlığı yaparak göstermektedir.

Çok sayıda FETÖ’cü olduğu tespit edilen teröriste sığınma hakkı veren Almanya, PKK’yı da yıllardan bu yana beslemeyi sürdürmektedir.

Dahası Almanya’da yaklaşan genel seçimler, başta iktidarda bulunan Merkel olmak üzere bazı çevreleri de Türkiye düşmanlığı propagandası yapma konusunda adeta yarışa sokmuştur.

Almanya’nın ikiyüzlü ve temeli olmayan yaklaşımı mesele kendisi olunca hukuk kılıfına sokulurken, sıra Türkiye’ye geldiğinde ne hikmetse hukukun ilkeleri görmezden gelinmektedir.

Bu yanlıştır, utanmazlıktır, hiçbir şekilde dostluk ve müttefiklik hukukuyla bağdaşmamaktadır.

Dayanışma ruhunu canlı tutmalıyız

Ülkemize yönelen terör tehdidini görmezden gelmek bir tarafa, bu tehdidin daha da artması için uğraşanları iyi tanıyor ve biliyoruz.

Bu nedenle bekamıza hep birlikte omuz vermeli, dayanışma ve kardeşlik ruhunu canlı tutmalıyız.

Bir olmazsak, bizi ayıracaklar.

Birlikte durmazsak, dalga dalga üzerimize gelecekler.

Aynı gemideyiz, aynı siperdeyiz, aynı mevzideyiz; Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi varlık haklarını korkusuzca savunuyoruz.

Konu vatandır.

Konu devlettir.

Konu millettir.

İç çekişmelerle, sanal tartışmalarla, yapay anlaşmazlıklarla geçireceğimiz vakit yoktur, kalmamıştır.

Bizim için önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben ilkesi geçerlidir.

Türkiye terörizme karşı verdiği amansız mücadele dönemi içerisinde görünen ve kendisini gizli tutmaya çalışan çok sayıdaki düşmanla mücadele etmektedir.

Bu mücadelede devletin de, hükümetin de elbette yanındayız, destekçisiyiz.

Dost bildiklerimizden fayda yoktur.

Aziz vatanımızı ne pahasına olursa olsun korumak mecburiyetindeyiz.

Böylesi bir dönem içerisinde birbirimize kenetlenerek gerek siyasi gerekse toplumsal düzeyde bir ve beraber hareket etme faziletini göstermemiz zaruridir.

Milliyetçi Hareket’in yıllardan bu yana yaptığı tespit ve itirazların haklılığı ortadadır.

Bu nedenle terörle mücadelede ülkemizin ve milletimizin yanında duruyor, sadece elimizi değil, gövdemizi ve bütün benliğimizi taşın altına koymaya hazır olan bir kararlılık iradesi sergiliyoruz.

Bundan rahatsız olanlar çoktur.

Bu duruşumuza kulp takmak için tetikte bekleyenler fazladır.

Ancak biz dedikoduya, itham ve iftiralara pabuç bırakacak, eyvallah edecek aciz, pısırık, ürkek ve korkak bir hareket değiliz, aksini düşünenlerin ise Allah’ın izniyle alnını karışlar, heveslerini kursaklarında bırakırız.

Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu, Kaşgar, Akmescit, Bosna; özetle Türk-İslam’ın nabzının attığı her yer için varız.

Ankara için ayaktayız.

Isparta için seferdeyiz.

Arakan’daki din kardeşlerimiz için duacıyız.

Mazlumların gür sedasıyız.

Gariplerin sesi, mağdurların nefesi, muhtaçların eli, Türk-İslam ülküsünün sevdalısı, dökülen masum kanların alacaklısıyız.

Türkiye’nin de düşmeyecek son kalesiyiz.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.

Amacımız Türkiye’nin dirliği, birliği, ebedi bekasıdır.

Derdimiz Türk milletinin milli birlik ve beraberlik içerisinde kardeşçe yaşaması, sorunlarını çözmesidir.

Mücadelemizin asıl gayesi her alanda onurlu, şerefli ve gururlu olmamızı tesis edecek tam bağımsızlıktır.

Varsın tüm şer odakları bir olup üzerimize gelsinler.

Varsın tüm hainler buluşup bizi hedef alsınlar.

Varsın tüm kirli ve hain hesaplarla bize diz çöktürebileceğini zanneden zavallılar beraber olsunlar.

Biz yine bütün oyunları Allah’ın izniyle bozmasını biliriz ve bozacağız.

Dün Malazgirt’te, Çanakkale’de, Kocatepe’de nasıl varlığımızdan ve bağımsızlığımızdan taviz vermeyip zafere ulaştıysak, bugün de aynısını yapacağız, mutlaka başaracağız.

Bu vesileyle bir kez daha toplu açılış nedeniyle Isparta’da siz değerli vatandaşlarımızla beraber olmaktan mutlu olduğumuzu ifade etmek isterim.

Isparta’nın yüzünü güldüren Isparta Belediye Başkanımız Yusuf Ziya Günaydın Bey’e tekraren teşekkürlerimi sunuyor, açılışını yapacağımız 9 eserin Isparta’ya hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.

Ne mutlu Türk diyene.

CEVAP VER