Başbakan Binali Yıldırım, “15 yıllık iktidar dönemimizde, engelli kardeşlerimiz adeta kabuğunu kırdı ve her biri birer başarı hikayesi yazdı, yazmaya devam ediyor. Dört duvar arasından çıkarak engelli kardeşlerimiz toplumun içine girdi ve toplumla beraber kaynaştılar. Artık ülkemizde hiçbir engelli kardeşimizin hayal kurmasının önüne kimse engel koyamıyor.” dedi.

Başbakan Yıldırım, Silence Otel’de düzenlenen 3 Aralık Dünya Engelliler Günü etkinliğinde yaptığı konuşmada, birçok programa katıldıklarını ama bunun en fazla duygulandığı programlardan biri olduğunu dile getirdi.

Türkiye’yi 15 yıldır bir baştan bir başa imar etmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde gece gündüz demeden çalıştıklarını belirten Yıldırım, ülkenin dağ gibi sorunlarını dağ gibi hizmetlere dönüştürdüklerini söyledi.

Dünyanın en büyük havalimanını, en uzun, en geniş köprülerini yaptıklarını, en büyük projelerini hayata geçirdiklerini ifade eden Yıldırım, bunların Türkiye’nin ve milletin başarısı olduğunu kaydetti.

İnsan için yaptıkları hizmetlerin bu eserlerden daha anlamlı olduğunu belirten Yıldırım, “Çünkü taşa, toprağa yapılan yatırımın bir ömrü var. İnsana yapılan yatırımın ise nesilden nesile, ilelebet kalan bir hizmet olduğunun bilincindeyiz.” dedi.

Az önce izledikleri mehter ekibinin, sunumlarda yer alanların ve gönülden bir konuşma yapan Fulya Akkaya’nın, hayatta hiç bir şeyin imkansız olmadığını, azmin ve kararlılığın elinden hiç bir şeyin kurtulamayacağını bir kez daha gösterdiğini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:

“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZ ADETA KABUĞUNU KIRDI”

“Bizlere örnek oldunuz, umutlarımıza umut kattınız. Binlerce kardeşimizin tabii ki başarıları var. Hepsini burada tek tek anlatmama imkan yok ama unutmayalım, inancımız bize bütün insanlara, adil ve eşit davranmayı emrediyor. Kültürel kodlarımızda, tarihimizde hiçbir ayrım gözetmeden daima insana hizmet vardır. Özellikle kadınlarımızın, çocuklarımızın, yaşlılarımızın, engelli kardeşlerimizin hayat kalitesinin iyileştirilmesi konusunda, apayrı bir hassasiyetimiz var. 15 yıllık iktidar dönemimizde, engelli kardeşlerimiz adeta kabuğunu kırdı ve her biri birer başarı hikayesi yazdı, yazmaya devam ediyor. Dört duvar arasından çıkarak engelli kardeşlerimiz toplumun içine girdi ve toplumla beraber kaynaştılar. Artık ülkemizde hiçbir engelli kardeşimizin hayal kurmasının önüne kimse engel koyamıyor. Hayaline ‘nasıl ulaşırım’ korkusu yaşamıyor. Yarınına ümitle bakıyor.”

Başbakan Yıldırım, 2017 İşitme Engelliler Olimpiyatları’na Türkiye’nin ilk defa ev sahipliği yaptığını, dünyanın en büyük 3. spor organizasyonu olan bu etkinlikte 46 madalya kazanıldığını söyledi.

Paralimpik yüzücü Beytullah Eroğlu, Down Sendromlular Avrupa Açık Yüzme Şampiyosı’nda rekor kıran Muhammet Tuğrul Şahin ve İrem Öztekin’in, büyük başarıya imza atanlardan sadece bir kaçı olduğunu aktaran Yıldırım, Ampute Milli Futbol Takımı’nın aldığı şampiyonluğun herkesin göğsünü kabarttığını ifade etti.

Fulya Akkaya’nın 2017 yerleştirme sınavında tam 5 puan çeşidinde Türkiye birincisi olduğunu ve ülkenin en seçkin üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nde iktisat okuduğunu vurgulayan Yıldırım, onun da Lokman Ayva’nın yolunda emin adımlarla gittiğini söyledi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurumlarında yetişen Ayşegül Tahtakale’nin de gülle atmada madalyadan madalyaya koştuğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın portresini yapan Gülşah Yağmur Yazıcı’nın da bir sanatçı olduğunu anlatan Yıldırım, “Sadece Cumhurbaşkanımızın değil herkesin portresini en güzel şekilde yapıyor. Benimkini biraz asık suratlı yapmış ama ziyanı yok.” diye konuştu.

“SON 15 YILDA ENGELLİLERİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEK BİRÇOK ÇALIŞMA YAPTIK”

Dünyada bugün yaklaşık 7,5 milyardan fazla insanın yaşadığını, bu nüfusun bir milyarının öyle veya böyle herhangi bir engelle karşılaşarak yaşamını sürdürmek zorunda olduğunu ifade eden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ülkemizde ise nüfusumuzun yüzde 7’sinin engellilerden oluştuğu hesap ediliyor. Bu oranı dikkate aldığımızda, aileleriyle birlikte yaklaşık 25 milyon insandan bahsediyoruz. Tarihe baktığımızda Peygamber Efendimizin hayatından bu konuda çıkaracağımız çok ama çok önemli dersler var. O, engelli sahabeleri, hayatın dışında tutmadan, farklı yöndeki yetenekleriyle değerlendirmiştir. Görme engelli Abdullah Bin Ümmi Mektum’u Mescid-i Nebevi’de müezzin olarak görevlendirmiş, Medine dışına çıktığında da yerine devlet başkanlığına vekil bırakması, engellilere verdiği önemi gösteriyor.

Peygamber Efendimiz bir gün vaaz verirken, bir görme engellinin yanına geldiğinde ilgilenmemesi üzerine ayet nazil olmuş ve kendisi ‘yüzünü çevirdin’ diye uyarılmıştı. Yani engellilere Cenabıhak’kın verdiği ehemmiyetin önemini burada görüyoruz. Hiçbir şekilde engelli engelsiz diye bir ayrım yapmamız söz konusu olamaz. Çünkü biz, yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü. İşte biz de bu alanda inanç ve medeniyet tarihimizden aldığımız ilhamları çağımızın çözüm yöntemleriyle birleştirdik.”

Son 15 yılda engellilerin yüzünü güldürecek birçok çalışma yaptıklarını söyleyen Yıldırım, gerçekleştirilen reformlarla büyük mesafeler aldıklarını, sosyal politikaların eksenine insanı yerleştirdiklerini ve insanın memnuniyetini esas aldıklarını kaydetti.

Başbakan Yıldırım,  “İnsanı yücelt ki devlet yücelsin, insanı yaşat ki devlet yaşasın prensibini asla unutmadık, gözardı etmedik. Engelli vatandaşlara hizmette yönetim zafiyetini ortadan kaldırdık. Yerel yönetimlerimiz, adeta bir zihniyet devrimi yaşadı ve güzel hizmetlere imza attılar. Yasal düzenlemelerde ise işe ilk olarak kanunlarımızdaki aşağılayıcı ifadeleri çıkararak başlardık. Çürük, sakat, özürlü gibi ifadeleri metinlerin dışına attık. 2005’te Türkiye’de ilk defa Engelliler Kanunu’nu biz çıkardık.” diye konuştu.

ANAYASAL GÜVENCE

Yıldırım, engellilere ayrıcalığı bir insan hakkı olarak anayasal güvenceye alarak anayasada böyle bir değişiklik yaptıklarını dile getirerek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı sırasında, ulaştırma ve haberleşme faaliyetlerinin bütün alanlarını engelli vatandaşların kullanımına uygun hale getirmek için çalışmalar başlattıklarını vurguladı.

Bu konuda henüz istedikleri yerde olmadıklarına dikkati çeken Yıldırım, kamu kurumları başta olmak üzere bütün kurumlara engellilerin hiçbir engelle karşılaşmadan ulaşması için ne gerekiyorsa yapılacağını, bakanlıkların da bunun takipçisi olacaklarını ifade etti.

Başbakan Binali Yıldırım, özel öğretimden faydalanmak için gereken engellilik oranını da aşağıya düşürdüklerini, yaş sınırını da kaldırdıklarını anlatarak, şöyle devam etti:

“Öğrenmenin yaşı, başı olmaz, ‘Beşikten mezara kadar öğrenin.’ diyor bizim dinimiz. Özel eğitim, okul ve kurumlarında öğrenim gören öğrencilerimizin okullara ücretsiz taşınmasını temin ettik. Halen 100 bin engelli öğrencimiz, okullara devlet tarafından götürülüp getiriliyor. Eğitim kitaplarını engelli kardeşlerimizin kullanabileceği şekle uygun hale getirdik ve ücretsiz olarak dağıtımını gerçekleştiriyoruz. Evde bakım uygulamasını başlattık ve bugün itibarıyla 500 binin üzerinde kardeşimize bu hizmeti sunuyoruz. Özel bakım merkezlerinin sayısı 5 kat arttı. Anneleri dinlendirmek için saatlik ya da bakım uygulaması da ayrıca veriliyor. Maaşlarda, sosyal haklarda, önemli iyileştirmeler oldu. Sosyal yardımlara kullanılan kaynağın bütçeden sosyal desteklere ayrılan kaynağı 15 yılda tam 27 kat artırdık, 27 kat. 1,5 milyardan 38 milyarın üzerine çıkardık. İş-Kur eliyle 15 yılda 366 bin kardeşimize, engelliye iş, aş sağladık. 2002’de 5 bin civarında devlette engelli çalışırken, bugün bu sayı 50 binin üzerine çıkmıştır. Tam 10 kat artıştan bahsediyoruz. Kendi işini kurmak isteyen kardeşlerimize karşılıksız destek veriyoruz. Bugüne kadar 800 engelli, devlet desteğiyle kendi işini kurdu.”

“2018’DE 5 BİN KARDEŞİMİZİ İŞE BAŞLATACAĞIZ”

Korumalı iş yeri projesinin başlatıldığına vurgu yapan Yıldırım,Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde ilk uygulamayı gördüklerini ifade etti.

Yıldırım, çok güzel bir örnek olan bu projelerin sayısını bütün OSB’ye yaygınlaştıracaklarını dile getirerek “Ayinesi işdir kişinin lafa bakılmaz’ işte rakamlar, örnekler ortada. İnşallah 2018’de 5 bin kardeşimizi tekrar işe başlatacağız. Biliyorsunuz, engellilerin torpille kayırmayla işe girmesi dönemini sona erdirdik, merkezi sistemle atama dönemini başlattık ve yeni bir düzenleme daha yaptık, engelli KPSS’ye girenlerin hakkı 2 yıla yanıyordu, şimdi 4 yıla kadar o puanınız geçerli olacak. Tekrar sınava girme ihtiyacı olmayacak, hayırlı uğurlu olsun.” diye konuştu.

Engelliler için yapılan bu çalışmaların yeterli olmadığını, daha fazlasını yapmak için her türlü gayreti göstermeye devam edeceklerini anlatan Yıldırım, sağlıktan eğitime, sosyal hayattan, ulaşıma, iletişime kadar her alanda çok daha fazlasını yapacaklarını, çok daha güzel hizmetlere imza atacaklarını belirtti.

Başbakan Binali Yıldırım, engelli çocuğu bulunan anne ve babalara da söylemek istedikleri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Sizler, en yakınlarınızın engellerini kaldırmak için yeri geliyor kendinizden fedakarlık yapıyorsunuz, yeri geliyor onların gören gözü, işiten kulağı oluyorsunuz. Engelli yaşamın zorluklarını en yakından sizler hissediyorsunuz, sizler biliyorsunuz. Bizler engelli vatandaşların hayatını kolaylaştırmak için attığımız her adımın sizin de hayatınızı kolaylaştırmak olduğunun farkındayız, bilincindeyiz. Bahsettiğim bütün hizmetleri sizlerle birlikte ve aynı şuurda yapıyoruz. Sizler de müsterih olun, çünkü engellilerimizin canı gönülden seven, destekleyen Cumhurbaşkanınız var, Başbakanınız var, hükümetiniz var. Sizlerin canı bizim canımız, sizlerin cananı bizim cananımızdır. Muhabbetle ve sevgiyle bütün zorlukları engelleri beraber aşacağız, bundan hiçbir tereddüdüm yok.”

“KÜÇÜK İYİLİKLERİ HİÇ BİR ZAMAN KÜÇÜK GÖRMEYELİM”

Başbakan Yıldırım, herkesin bu millete karşı sorumlulukları olduğunu belirterek, bunun gitgide de arttığını, imkanlar ne olursa olsun her şart altında mutlaka yapılacak işler ve hizmetler bulunduğunu söyledi.

Küçük katkılarla ve dokunuşlarla büyük işlerin başarılabileceğini vurgulayan Yıldırım, “Küçük bir armağanla gönülleri fethedebiliriz. Yeter ki başkalarına yardım eli uzatma azmimizi ve arzumuzu kaybetmeyelim.” dedi.

Mevlana’nın “Bir mum diğerini yakmakla ışığından hiçbir şey kaybetmez.” sözünü hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

“Bazen haklı olarak toplumdaki yanlışlardan şikayet ediyoruz. Ama unutmayalım ki o toplum bizlerden oluşuyor. Şikayetçi olduğumuz konularda bize düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getirirsek inanın birçok sorun kendiliğinden çözülecektir. Küçük iyilikleri hiç bir zaman küçük görmeyelim, küçümsemeyelim. Unutmayalım ki bazen küçük bir armağan gönülleri fethetmeye yeter. Küçük bir katkıyla bir çocuğun, bir gencimizin dünyasını aydınlatabiliriz. Yeter ki bencilliği, neme lazımcılığı tamamen terk edelim. Hiç kimse kusursuz değildir, eksiksiz değildir. Önemli olan birbirimizin engellerini tenkit etmek değil, eksikliklerini tamamlamaktır, bir, bütün olmayı başarmaktır. Bunu da ancak ve ancak bir olarak, beraber olarak başarabiliriz. Birbirimizin eksikliklerini tamamlayarak farklılıklarımızı değil, ortak yanlarımızı görerek toplum olmayı, bir ve beraber olmayı başarabilirsek hiçbir engel bizi bölemez, yıkamaz.”

“EN BÜYÜK ENGEL SEVGİSİZLİK”

Yıldırım, insanları hayata bağlayan şeyin sevgi, en büyük engelin de sevgisizlik olduğunu vurgulayarak, kişinin önce kendisini ve çevresini, sonra da insanları ve tabiatı sevmesi, ardından da bir hedef belirleyip kararlı şekilde hedefine yürümesi gerektiğini, bu şekilde aşılmaz denilen dağların, geçilmez denilen engellerin bir bir ortadan kalktığını ifade etti.

Dünyanın umudu olan, ecdadın ektiği sevgi ve hoşgörü tohumlarının bugün dev çınarlar olduğu bir Türkiye’de yaşandığını belirten Yıldırım, mazlumların ve mağdurların umudu olduklarını söyledi.

Yıldırım, dünya ülkelerine her alanda örnek olmaya, yeni başarı hikayelerini yazmaya devam edeceklerini belirterek, şöyle konuştu:

“Bunu nasıl yapıyoruz, nasıl başarıyoruz? Sizlerin azmiyle, gayretiyle, ürettiğiniz güzel eserlerle yapıyoruz. Milletimizin duası ve desteğiyle yapıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla, aynı azimle bir olarak, beraber olarak, hep birlikte Türkiye olarak bu işleri başaracağız. Engel tanımayan mutlu bir ülke için gece, gündüz demeden çalışacağız, çalışmaya devam edeceğiz.”

Başbakan Yıldırım, organizasyona gönlünü ve aklını katan herkese teşekkür ederek, bu tür etkinlerin bir haftayla, bir günle sınırlı kalmamasını diledi.

ETKİNLİKTEN NOTLAR

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlikte, Ankara Saray Engelsiz Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi Mehter Takımı mini bir konser verdi.

Program, Konya’daki Gökcem Down Kafe ile Manisa Organize Sanayi Bölgesi Zihinsel Engelliler Korumalı İşyeri Yaşam Merkezi’nin tanıtımının gerçekleştirilmesiyle devam etti.

Etkinlikte, Lisansüstü Yerleştirme Sınavında (LYS) 5 puan türünde Türkiye birincisi olan ve Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümünde eğitim hayatına devam eden Konyalı görme engelli Fulya Akkaya da bir konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” kapsamında hazırlanan kamu spotunun gösterimi gerçekleştirildi.

Bu arada, etkinlik öncesi Başbakan Yıldırım, Serebral Palsili Gülşah Yağmur Yazıcı’nın kara kalem portre sergisini gezdi.

Programa, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Erol Kaya ile Ravza Kavakcı Kan’ın yanı sıra, İstanbul Valisi Vasip Şahin, AK Partili bazı milletvekilleri, engelli vatandaşlar ve yakınları katıldı.

Konuşmaların ardından, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Başbakan Yıldırım’a engelli Ayşe Işık’ın ayaklarıyla yaptığı tabloyu hediye etti.

Etkinlik, Katılım Belgesi Takdim Töreninin ardından çekilen aile fotoğrafıyla sona erdi.

 

CEVAP VER