Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere’nin başkenti Londra’daki temaslarının son gününde, yabancı yatırımcılarla bir araya geldi.

Programda yatırımcılara hitap eden Yıldırım, Türkiye’nin, insan odaklı dış politikasında önemli yeri bulunan Somali’nin ele alındığı konferans için Londra’da olduğunu söyledi.

Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden, Türkiye’nin sunduğu iş ve yatırım imkanlarına ilgi duyanlarla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Yıldırım, toplantıya katılanlara teşekkür etti.

Türkiye’nin sınamalarla dolu bir dönemi geride bıraktığını belirten Yıldırım, bir yandan küresel ekonomide halen etkisini hissettiren dalgalanmalar ve belirsizliklere maruz kalırken, diğer yandan da yakın coğrafyayı etkisi altına alan krizlerle baş etmenin gayreti içinde olduklarını vurguladı.

Türkiye’nin, terör örgütleri PKK ve DEAŞ’a karşı eş zamanlı mücadele verdiğinin altını çizen Yıldırım, “Demokrasimize kast eden bu saldırı, milletimizin gösterdiği büyük cesaret ve kararlılık sayesinde başarısızlıkla sonuçlanmış ve Türkiye demokratik gücünü bir kez daha ortaya koymuştur. Sağlam temellere dayanan ekonomimiz, bu darbe girişimi nedeniyle büyük bir tehditle karşı karşıya olmasına rağmen bir kez daha gücünü kanıtlamıştır.” ifadelerini kullandı.

Bütün bu olayların, Türkiye’de faaliyet gösteren iş çevrelerinin ve Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünenlerin zihinlerinde bazı soru işaretleri oluşturmuş olabileceğine işaret eden Yıldırım, Türk ekonomisinin, büyümeye, katma değer üretmeye devam ettiğini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin, 2002’den bu yana ortalama büyümesinin yüzde 5,7 seviyesinde olduğunu, geçen yıl yaşanılan olaylar nedeniyle bu oranın yüzde 2,9 seviyesinde kaldığını hatırlattı.

“TÜRKİYE, 2017’NİN İLK DÖRT AYINDA YÜZDE 7’YE YAKIN BÜYÜDÜ”

Türkiye’nin, dünyanın ortalama büyümesi dikkate alındığında, en olumsuz şartlara rağmen neredeyse dünyanın iki katı büyümeyi sağladığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

“2017’nin ilk dört aylık performansına baktığımızda ihracatımızda yüzde 7’ye yakın artış görüyoruz. Bunu makro ekonomik istikrarımıza, gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlara, kamu maliyesindeki istikrara ve finans, bankacılık sektörünün güçlü yapısına borçluyuz. Geride kalan 10 yıl içinde Türkiye, ortalama yaklaşık her yıl 15 milyar dolardan fazla yatırımı ülkeye çekmeyi başarmıştır. 16 Nisan 2017’de, Türkiye’nin daha etkin, verimli bir yönetim sistemine sahip olmasını öngören anayasa değişikliği de gerçekleşmiş ve anayasa değişikliği halkımız tarafından onaylanmıştır. Önümüzdeki dönemde ekonomide kapsamlı, yapısal reformlara, büyük altyapı projelerine hız kesmeden devam edeceğiz. Hayata geçirdiğimiz yapısal reformların katkısıyla güçlenen ekonomimiz, bize yeni hedefler koymamızı öngörüyor. Cumhuriyet’in 100’üncü yılına, 2023’e giderken gayrisafi milli hasılada ülkemizin konumunu yükseltmek, ekonomimizi katma değer üreten yatırımlarla güçlendirmek belirlenen hedefler arasındadır.”

“70 MİLYAR DOLAR PROJE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Türkiye’nin küresel ekonomiyle olan entegrasyonu nedeniyle bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde dış konjonktürün de etkisinin önemli olduğunu belirten Yıldırım, şunları ifade etti:

“Karşı karşıya kaldığımız iç ve dış şoklara gösterdiği direnç, Türkiye ekonomisinin önemli atılımlar yapabilecek dinamizme sahip olduğunu ortaya koyuyor. Ekonominin bu atılımları gerçekleştirmesi yolunda altyapı yatırımlarının rolüne önem veriyoruz. Bu çerçevede ülkemizdeki büyük çaplı yatırım projelerine de 2016 yılında devam ettik, 2017’de de aynı şekilde devam edeceğiz. Geçen sene dünyanın sayılı projelerinden Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Avrasya Tüneli’ni ardından da dünyanın en uzun asma köprülerinden Çanakkale Köprüsü’nün temeli atıldı. Dünyanın en büyük havalimanının ilk etabının açılışı 2018’de gerçekleşmiş olacak. Önümüzdeki 15 yıllık dönemde, özellikle ulaştırma, enerji, sağlık, savunma, bilişim gibi alanlarda özel sektörün 1 milyar lira civarında proje gerçekleştirmesini öngörüyoruz. Diğer bir ifadeyle 2030 yılına kadar geçecek sürede yılda ortalama 70 milyar dolar proje gerçekleştireceğiz.”

İngiltere’nin, Türkiye’nin yakın müttefiki ve stratejik ortağı olduğunu vurgulayan Yıldırım, iki ülke arasındaki iş birliğinin lokomotifini ekonomik ilişkilerin oluşturduğunu kaydetti. Yıldırım, ekonomik ve ticari ilişkilerde son derece ciddi ivme yakalandığını, ikili ticaret hacminin 17 milyar doları geçtiğini bildirdi.

“TÜRKİYE İNGİLİZ YATIRIMCILARI İÇİN CİDDİ İMKANLAR SUNUYOR”

İngiltere Başbakanı Theresa May’in, ocak ayında Türkiye’yi ziyaret ettiğini ve ziyaret çerçevesinde önemli anlaşmaların imzalandığını hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu:

“İkili ticaret hacmimizi kısa süre içinde 20 milyar dolara çıkarmayı hedefledik. Birleşik Krallık halen Türk ihraç malları için Avrupa’da ikinci ve en büyük pazar konumundadır. Bugün Birleşik Krallığın en büyük beyaz eşya üreticisinin bir Türk firması olmasından gurur duyuyoruz. Zira Birleşik Krallığın otobüs ve minibüs ithalatının yüzde 30’u, konfeksiyon, hazır giyim ile televizyonların yüzde 10’u Türkiye’den gelmektedir. Benzersiz coğrafi konumu, dinamik ekonomisi, güçlü finans sektörü, genç nüfusuyla Türkiye de İngiliz yatırımcıları için ciddi imkanlar sunmaktadır. Bugün ülkemizde faaliyet gösteren yaklaşık 3 bin İngiliz firmasının 2002’den beri Türkiye’deki yatırım tutarı 10 milyarı aşmıştır. Bu noktada Birleşik Krallık’la Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin bu düzeye erişmesinde Avrupa Birliği ile mevcut gümrük birliğinin önemli katkısı olmuştur.”

Birleşik Krallığın bugünlerde en çok tartışılan konusunun Brexit olduğunu ve iş dünyasının da Brexit sonrasını merak ettiğini söyleyen Yıldırım, Türkiye ve Birleşik Krallığın, mevcut kazanımlarını koruyarak birlikte yol almaya kararlı olduğunu vurguladı.

Yıldırım, bu nedenle Başbakan May’in, ocak ayındaki ziyaretinde, iki ülkenin ekonomik ilişkilerini, Brexit sonrası perspektifte ele alacak ticari çalışma grubu oluşturulduğunu hatırlattı.

Teknik ekiplerin yakın zamanda bir araya geleceğini, mevcut duruma dair analizleri ve geleceğe dair öngörüleri paylaşacağını belirten Yıldırım, iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması da dahil bütün alternatiflerin değerlendirileceğini söyledi.

Başbakan Yıldırım, “Birleşik Krallığın AB’den çıkış müzakerelerinin ve Türkiye’nin AB ile gümrük birliğini güncellemesinin bizi karşı karşıya bırakacağı sınamaların yolumuzu engellemesine izin vermeyeceğiz.” dedi.

İstanbul’u dünya çapında bir finans merkezi haline getirme arzularının tüm kararlılığıyla devam ettiğini dile getiren Yıldırım, bu bağlamda Birleşik Krallık’ın finans sektöründeki deneyimlerinden de yararlanmayı istediklerini kaydetti.

Bu çerçevede Londra Menkul Kıymetler Borsası (LSE) grubuyla Borsa İstanbul arasında Ocak 2015’te imzalanan ortaklık anlaşmasını önemli bir adım olarak gördüklerini dile getiren Yıldırım, anlaşmanın yalnızca sözü edilen iki borsa arasında değil aynı zamanda İngiliz ve Türk finans merkezleriyle bu sektörde faaliyet gösteren iki ülke iş adamları arasında kalıcı bağlar oluşturacağına inandığını vurguladı.

Yıldırım, yakın zamanda iki ülke arasında ekonomi ve ticaret ortak komitesi JETCO toplantısının yapılacağını, bu vesileyle düzenlenecek iş forumunda geniş bir katılım olmasını beklediklerini aktardı.

“HEPİNİZİ TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMAYA DAVET EDİYORUM”

Başbakan Yıldırım, Türkiye’ye yatırım çağrısı yaptığı konuşmasında, “Ekonomik ilişkilerimizin esasen çok önemli boyutunu da turizm oluşturmaktadır. Önemli bir potansiyel sunan bu sektörün çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Birleşik Krallık Türkiye’nin en çok turist gönderen ülkeler sırasında Avrupa’da hep ilk üçte yer almıştır. Son dönemde İngiliz turistlerin sayısında düşme yaşanmışsa da bu durumun geçici olduğunu düşünüyoruz.” dedi.

Sivil havacılık güvenliği konusunda da iki ülke makamları arasında karşılıklı çalışmaların devam ettiğini anlatan Yıldırım, sektörün sunduğu fırsatları değerlendirmek, olumsuz eğilimi tersine çevirmek bakımından iş adamlarından ve yatırımcılardan katkı beklediklerini söyledi.

Yıldırım, “Türkiye, turizm açısından herhangi bir Batı ülkesi kadar güvenlidir. Çünkü terör küresel bir olaydır, hiçbir ülke ‘Bizde terör olmaz’ diye bir şey söyleyemez. Onun için terörle mücadelede küresel iş birliği önem kazanmaktadır. Yatırırsanız kazanırsınız. Hepinizi Türkiye’ye her alanda yatırım yapmaya davet ediyorum. Türkiye ve İngiltere firmaları ve diğer küresel firmalar güçlerini birleştirerek yakın coğrafyamızdaki birçok ülkede mevcut yatırım ve iş imkanlarını geliştirebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Programa, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül ile yabancı yatırımcılar katıldı.

CEVAP VER