Bakü’den Postama önemli bir yazı dâhil oldu. Yazarı, Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili, Azerbaycan-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Üyesi, saygıdeğer, Fatma Yıldırım Hanımefendidir. Konusu, hepimizin içinden sıcak ateş gibi dışarı püsküren sevincimizin, kururumuzun, otuz yıl Vandal düşmanın kirli pençesi altında inildeyen tarihi Karabağ topraklarımızın, Halkımızın Milli Kahramanı, Silahlı Kuvvetlerin Baş Komutanı, Cumhurbaşkanımız, Sayın İlham Aliyev’in bizzat gayretleri ve kahramanlığı sayesinde 44 günlük Vatan Savaşında düşmandan azat olunması ile ilgilidir. Sayın, Fatma Yıldırım’ın (ufak dokunmalar hariç) yazısının üslup ve ifade takdimine dokunmadan siz değerli okurlarıma takdim ediyorum. Önemli olanı şu ki, azat olunan yedi İllerimiz arasında Şuşa kentinin fevkalade önemi vardır. Sadece Azerbaycan’ın değil, Orta Asya ve Doğu ülkelerinin de Kültür ve Sanat Kenti sayılıyor. Çünkü deha bestekâr Üzeyir Hacıbey’li de Şuşa’da anadan olmuştur: tüm Asya ve Doğu’da ilk klasik müzik eseri-“Leyla ile Mecnun” operasının yazarıdır. Ayrıca ilk Grand opera –“Köroğlu” klasik sanat mücevherinin de yazarıdır. Aşağıda yazıyı takdim ediyorum.“Şuşa kenti, Azerbaycan’ın ve tüm Kafkasya’nın kültür beşiği olarak kabul ediliyor. Doğal güzelliğiyle dikkat çeken bu şehir, ulusal mimarimizin ve Orta Çağ şehir planlamasının kıymetli bir anıtıdır. Milli ve manevi değerlerimizi ve müzik geleneklerimizi her zaman korumuş ve yaşatmış olan Şuşa-önemli ekonomik, politik ve kültürel öneme sahip bir şehir olma yolunda uzun tarihi yol kat etmiş ve Karabağ Hanlığı’nın merkezi olarak halkımızın yaşamında eşsiz bir rol oynamıştır”.

TOPRAKLARIMIZIN AZAT OLUNMASI, TÜRK DEVLETLERİ TARİHİNDE BİR İLK ZAFERDİR

Milletvekili, Sayın, Fatma Yıldırım, makalesinde bağımsızlığımızın ilk yıllarında Azerbaycan’ın içinde bulunduğu durumdan söz ediyor, Azerbaycan’a karşı terörist devlet olan Ermenistan’ın askeri işgal başlattığını yazıyor: “Bağımsızlığının ilk yıllarında Cumhuriyetimizdeki istikrarsızlık, anarşi ve iktidar mücadelesi gibi nedenlerden dolayı Şuşa’nın işgali gerçekleşmiş oldu. Ulusal Ordu kurulmadığından dolayı askeri-stratejik önemi yüksek olan Şuşa’nın savunmasında sadece gönüllü öz savunma grupları yer almıştır. Fakat onların kahramanca mücadelelerine rağmen, tepeden tırnağa silahlanmış Ermeni Silahlı Kuvvetleri, 8 Mayıs 1992’de Karabağ’ın kalbi sayılan Şuşa şehrini işgal etti. İşgal sırasında Ermeni barbarları, Vandal düşman – binlerce sanat eserlerinin bulunduğu Müzeleri yağmaladılar, yüzlerce tarihi ve kültürel anıtları, bütün altyapıyı yıktılar, tapınak ve camilere hakaret ettiler. Milletvekilinin açıklamalarına göre, 8 Mayıs 1992 yılında Karabağ’ın kalbi Şuşa’nın Ermeniler tarafından işgalinden sonra her sene halkımız bu günü Şuşa’nın işgali olarak anmaktaydı. O tarihten itibaren Şuşa 28 yıl Ermeni Vandallarının işgali altında kaldı. Ama 27 Eylül 2020 yılında düşmanın tekrardan topraklarımıza saldırması sonrası devletimiz tarafından başlatılan karşı saldırı ve 44 gün devam eden Vatan Savaşı sonucunda tarihi topraklarımız olan Karabağ ve onun kalbi sayılan Şuşa şehrinin Ermeni Vandallarının işgalinden kurtarılması ile Azerbaycan halkının kalbinin derinliklerinde taşıdığı bu acı sona erdi. Muzaffer Başkomutanımızın Önderliğindeki şanlı Azerbaycan Ordusu yani bir tarih yazdı. 8 Kasım 2020 tarihinde Muzaffer Başkomutan Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev Azerbaycan halkına hitap ederken Şuşa’nın işgalden kurtuluşunun müjdesini verdi. Bu müjdeyi ailemiz dâhil bütün Azerbaycan halkı coşku ve sevinç gözyaşlarıyla karşıladı. Şuşa’nın kurtuluşunun İkinci Karabağ Savaşı’nın belirleyici anı olduğuna ve Azerbaycan’a stratejik bir avantaj sağladığına da dikkat edilmelidir. Şuşa’nın işgalden kurtarılmasından iki gün sonra Vandal Ermenistan devleti, 10 Kasım bildirisini imzalayarak yenilgisini kabul etti.

ŞUŞA KENTİ, AZERBAYCAN HALKININ MEDARI-İFTİHARIDIR

Geçen yıl 8 Kasım tarihinde Muzaffer Başkomutan, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan halkına seslenirken “Sevgili Şuşa, sen özgürsün! Sevgili Şuşa, biz geri döndük! Sevgili Şuşa, seni kalkındıracağız!”, dedi ve müjdeyi verdi. Dolayısıyla 1992’den beri her yıl gönül yarasıyla hatırladığımız 8 Mayıs tarihi bu gün bambaşka bir anlam taşıyor. Bugün Şuşa kentimiz ezeli sahiplerine yeniden kavuştu ve şimdi derin bir nefes alıyordur. Azerbaycan halkının o acı günleri bir daha yaşamaması için Şuşa’yı canımız, gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz. Şu anda, devlet işgalden kurtarılan Şuşa şehrini hızla restore ediyor. Yapılan tüm işler doğrudan ülke yönetiminin kontrolü altındadır. Cumhurbaşkanı, İlham Aliyev ve eşi Mehriban Aliyeva’nın bu yıl Ocak, Mart ve Mayıs aylarında olmak üzere üç kez Şuşa’yı ziyaretleri bunun açık bir göstergesidir. 7 Mayıs 2021’de Sayın Cumhurbaşkanı, Şuşa’yı Azerbaycan kültürünün başkenti ilan eden bir kararname imzaladı. Şuşa’nın “Doğunun Konservatuarı” olarak anılması da tesadüf değildir. Cumhurbaşkanımızın Ocak ayındaki ziyareti sırasında Şuşa’da büyük bestekarımız Üzeyir Hacıbeyli’nin, duayen sanatçı Bülbül’ün ve Han kızı, büyük şair Natava’nın anıtları restore edildi. Ermeniler tarafından işgal edilen Şuşa’da bu anıtlar vahşi düşmanlarımız tarafından kurşuna dizilmişti. Yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan bu anıtlar Haydar Aliyev döneminde Bakü’ye getirildi ve yabancı misafirlerin Ermeni barbarlığını görmeleri için onlara gösterildi. Bugün bu anıtlar orijinal yerlerine, Şuşa’ya iade edildi. Şu anda Haydar Aliyev Vakfı tarafından Molla Penah Vagif’in türbesi ve büstü, camilerimiz ve dini anıtlarımız restore edilmekte ve genel olarak Şuşa’daki yenileme çalışmaları genişlemiş bulunmaktadır.

HALKIMIZ, SAYIN, İLHAM ALİYEV’İN ARKASINDA DÜĞÜMLENMİŞTİR

Azerbaycan halkı, Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev ve Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, Saygıdeğer Hanımefendi, Mehriban Aliyeva’nın liderliğinde, memleketimiz Şuşa’nın ihtişamını yeniden kazanacağından, bölgenin ve dünyanın en güzel yerlerinden birine dönüşeceğinden kuşku duymamaktadır. Bildiğiniz gibi, 12 Mayıs 2021 tarihinde Şuşa’da “Harı Bülbül” Mugam Festivali düzenlendi ve halkımızın kültürüne, tarihine dayalı olan bu etkinliklerin devamı olarak “Molla Penah Vagif Şiir Günleri” düzenlenecektir. 32 yılın ardından Cıdır Ovası’nda düzenlenen “Harı Bülbül” Müzik Festivali halkımızda büyük sevince ve mutluluk getirmiş oldu. Festival kapsamında, Cıdır Ovası’nda Azerbaycan’da yaşayan farklı halkların müziklerinin de eklendiği “Azerbaycan müziğinde çok kültürlülük” temalı türkü ve klasik müzik programı sunuldu. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaşayan halkların müzik grupları ve şarkıcıları performanslarıyla milliyet ve din farklılığı gözetilmeden Azerbaycan’ın her kes için tek Vatan olduğu mesajını bütün dünyaya ilettiler. Festivalin açılış törenindeki konuşmasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev bu mesajın önemini özellikle vurguladı: “Azerbaycan’da bütün topluluklar dostluk, kardeşlik, dayanışmanın olduğu bir ortamda yaşamaktadır ve bu 44 günlük Savaş, bir daha ülkemizde ulusal birliğin, ulusal dayanışmanın olduğunu göstermiş oldu. İlk festivalde Azerbaycan’da yaşayan toplulukların temsilcilerinin performanslarını sergileyecek olması bir tesadüf değildir ve bir daha biz bütün dünyaya buradan, Şuşa’dan, kadim toprağımızdan mesaj veriyoruz”. Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın tavsiyesi ile bu yılın “Hari Bülbül” Festivali, ayrıca Azerbaycan’ın çok kültürlülük geleneklerinin sembolüne çevrilmiştir. Bundan başka, Azerbaycan’ın tarihi ve ayrılmaz parçası olan Karabağ’ın ve onun kalbi sayılan Şuşa’nın “Cıdır Ovası”nda bir çok tarihe dayalı etkinlikler bundan sonra da düzenlenecektir; Şuşa şairlerimizin ve yazarlarımızın edebi ve sanatsal etkinliklerinin mekânı olacaktır. Aynı zamanda Ramazan Bayramına tesadüf eden bu tarihi Festivalde Şuşa’da yeniden tadilatı yapılan tarihi Mescitte ezanın okunması, Bayram namazının kılınması, yeni caminin de temelinin atılması, “Hankızı Natavan” çeşmesinden suyun getirilmesi Şuşa şehrinin ruhunun, tarihsel kimliğinin ona geri kazandırılması için atılan adımlardır.

CEVAP VER