TBMM 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, AK Parti İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır ile Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini, darbelerin ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun taslak raporunu açıkladı.

Komisyonun 3 Ocak 2017’de görevini tamamladığını ve ilave süre istemediklerini anlatan Petek, raporun 630 sayfadan oluştuğunu belirtti.

Raporun pek çok çalışmaya referans olacağını, araştırmacıların rapordan istifade edeceğini, bir manada yol haritası niteliği taşıyacağını söyleyen Petek, raporun bir terör örgütü olarak FETÖ/PDY’yı tüm boyutlarıyla ele alan bugüne kadarki en kapsamlı rapor olduğunu dile getirdi.

Taslak rapor ve rapora dercedilen MİT raporunun üyelere ulaştırıldığını bildiren Petek, “Komisyon üyelerine, ek görüş, muhalefet şerhi koyabilmeleri bakımından 10 günlük süre veriyoruz. 5 Haziran 2017 Pazartesi tarihine kadar bu ek görüş veya eleştirileri de aldıktan sonra, nihai şeklini verip TBMM Başkanlığına sunarak, Meclisimizin bize tevdi ettiği görevi tamamlamış olacağız.” diye konuştu.

Çalışma takvimi boyunca 22 toplantı yaptıklarını,141 kişiyi dinlediklerini, komisyona 200 rapor ve belgenin sunulduğunu anlatan Petek, komisyonun Ankara, İstanbul ve Marmaris’te yerinde incelemeler yaparak olayın yakın tanıklarıyla görüştüklerini söyledi.

Raporda, hain ve eli kanlı yarım asırlık örgütün en ince detaylarıyla yapısı ve 15 Temmuz ihanetini ve en önemlisi halkın şanlı direnişinin bir bütün olarak görülebileceğini vurgulayan Petek, tüm şehitleri rahmetle yad etti.

Raporun, birinci bölümde tarihsel gelişimin, yapılanma, teşkilat şeması ile yurt içi ve dışında örgütün güçlenmesini sağlayan faktörlere, ikinci bölümde darbe girişimi ve bastırılmasına ve uluslararası analizine ilişkin bilgilere, üçüncü bölümde ise öneriler ve tespit edilen sorunlara detaylı şekilde yer verildiğini aktaran Petek, son bölüme, kavramların iyi anlaşılması için örgütün terminolojisini de ilave ettiklerini bildirdi.

Raporun geciktiği yönünde haklılık payı olabilecek eleştirilen bulunduğunu anımsatan Petek, takiye ve gizlilik duvarının arkasına saklanan bu hain yapıyı araştırmanın pek çok zorluğu da beraberinde getirdiğine işaret etti.

Komisyona birçok belge geldiğini ve bunları incelemenin zaman aldığına dikkati çeken Reşat Petek, güncel bilgilerin de zamanla ortaya çıktığını belirtti.

Yurtta Sulh Konseyi olarak anılan kişilere ilişkin davanın devam ettiğini hatırlatan Petek, soruşturmanın gizliliği nedeniyle bazı bilgilerin kendilerine gelmediğini, daha sonra yargı kanalından yeni bilgilere ulaştıklarını, bunun da sürekli güncelleme ihtiyacı doğurduğunu söyledi.

Derinliğe gittikçe yarım asırdan bu tarafa 15 Temmuz darbe girişimine hazırlık mahiyetinde çok legal görünümlü illegal çalışmalar yapıldığına ve devlete nüfuz edildiğine ilişkin detaylara ulaştıklarını dile getiren Petek, anayasa değişikliğine ilişkin süreçte de siyasi çalışmalar yaptıklarını, bunun da süreci etkilediğini anlattı.

Raporun 4 ay 15 gün bir sürede tamamlandığını ifade eden Petek, araştırma komisyonların savcılık makamı gibi çalışmadığının altını çizdi.

Araştırma komisyonları doğru değerlendirilmezse beklentilerin de farklı olabileceğine işaret eden Petek, şöyle konuştu:

“15 Temmuz hadisesinin arkasında Fetullahçı Terör Örgütü’nün bulunduğu, bu raporumuzla bütün açıklığıyla ve kesin olarak ortaya konulmuştur. Adli makamlarca hazırlanan iddianamelere yapılan atıflar içerisinde, hiç kimse hakkında komisyonumuzca bizim ayrıca suç isnadı söz konusu değildir. Ama o iddianamelerden isnatlarından, değerlendirmelerden, yaptığımız güncellemeler, aldığımız bilgilerle de istifade ettiğimizin altını çizmek istiyorum. Bu bir iddianame değildir. Bu bir araştırma komisyonu raporudur. ”

Suçluların tespiti ve cezalandırılması yetkisinin yargı orgalarına ait olduğunu vurgulayan Petek, “Suç ikrarları, itiraflar, iletişim kayıtları, örgüt mensuplarının kullandığı özel iletişim programları, iddianameler, tanık beyanları, devam eden yargılamalarda yeni yeni ortaya çıkan bir kısımını raporumuza da aldığımız beyanlar, darbe girişiminden tutuklu yargılanan sanıkların FETÖ ile irtibatını gösterir nitelikteki Pensilvanya’dan yeni yeni verilen talimatlar, darbe girişimine katılan örgüt mensuplarına moral veren, motivasyonlarını sağlayan nitelikteki örgütün sözde nitelikteki Fethullah Gülen’in devam eden açıklamaları gibi tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, 15 Temmuz darbe girişimine, ülkemiz dışındaki bazı odakların bulup yetiştirdiği, himaye ettiği, yurtiçi ve yurtdışında yarım asırdır hep desteklediği, Fetullah Gülen’in sözde liderliğinde FETÖ/PDY örgütünün karar verdiği ve icra ettiği anlaşılmıştır.”

Darbe girişimine ilişkin somut olaylardan örnekler veren Petek, Cumhurbaşkanılığı Külliyesi’ni bombalarla hedef alan darbeci Pilot Müslim Macit’in ifadesindeki, “Bizim hizmet hareketinin darbe yaptığını biliyordum, bilerek ateş ettim.” şeklindeki açıklaması ile Genelkurmay Başkanı Emir Subayı Levent Türkan’ın “FETÖ mensubu” olduğuna ilişkin beyanını anımsattı.

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın ise ifadesinde, “FETÖ lideri Gülen’le görüştürülmek istendiği” söylediğini hatırlatan Petek, FETÖ mensubu Osman Özsoy’un da bir televizyon kanalındaki “Türkiye Kuzey Kore’ye döner mi?” başlıklı programda, darbe olacağını ima ettiğini ve “Keşke Profesör olacağıma albay olsaydım, bu süreçte çok daha fazla katkım olurdu.” dediğine dikkati çekti.

Gülen’in yaşamında 20’li yaşlardan itibaren olağan dışı olaylar gerçekleştiğini, belirli amaçlar için kendisinin seçilip yetiştirildiğini ve zorda kaldığında gizli ellerin ona yardım ettiğini dile getiren Petek, Gülen’in Erzurum’daki Komünizmle Mücadele Derneğinin ilk kurucularından biri olduğunu ve CIA görevlisi Graham Fuller ile yakın irtibatı bulunduğunu, ilkokulu bile olmadığı halede vaiz olarak tayin edildiğini anlattı.

Gülen’in hamiliğini yapan Eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagör’ün hakkında şaibeli kişiliği nedeniyle senato araştırması yapıldığını ve raporda Gülen’i himaye ettiğinin yer aldığını aktaran Reşat Petek, Diyanet kayıtlarına göre, Gülen’in 10 Temmuz 1959’da göreve başladığını ve yetersiz olduğu değerlendirilmesine rağmen gizli bir elin himayesi sayesinde, 7 yıl aday memurluğun ardından 1966’da asaletinin tasdik olduğunu söyledi.

Petek, şunları kaydetti:

“Elde ettiğimiz bütün bilgiler, belgeler şu gerçeği ortaya koyuyor: Fetullah Gülen bir sahtekardır, sahtecilik suçları işlemiştir. Başka bir kişi yaptığında ağır cezaya çarptırılacak sahtecilik eylemlerinden dolayı hiçbir soruşturma geçirmemiştir. Yeşil pasaportu, düzenlediği sahte belgelerle almıştır. Emeklilik işlemlerini yine sahte evraklarla sağlamıştır. Komisyonumuza ulaşan bilgi ve belgeler bu sahtelikleri hep teyit etmektedir.”

CEVAP VER