TBMM Başkanı İsmail Kahraman, TBMM ev sahipliğinde düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Genel Kurulu 49. Oturumu’nun açılışında konuştu. Kahraman, FETÖ’nün, 164 ülkede örgütlenerek eğitim kurumları kisvesi altında barış ve insani değerler üzerine olan kavramları istismar ederek, faaliyetlerini yürüttüğünü ifade ederek, “Dostlarımızdan beklentimiz, varsa ülkelerindeki bu sinsi terör örgütünün faaliyetlerine karşı uyanık olmaları ve kendilerini bu yıkıcı terör örgütünden korumaları adına hiçbir faaliyete izin vermemeleridir. Unutulmamalı ki bu sinsi ve istismarcı terör örgütü sadece ülkemize değil, diğer tüm ülkelere de aynı derecede tehdit oluşturmaktadır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KEİPA 49. Genel Kuruluna mesaj gönderdi.

Kritik bir dönemde yapılan genel kurulun, ülkeler, bölge ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, mesajında parlamenterlere şöyle hitap etti:

“Siz kıymetli dostlarımızı, kıtaları, medeniyetleri, farklı kültürleri buluşturan İstanbul’a misafir etmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. 2017, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü için özel bir anlam taşıyor. 1992’de, yine burada, İstanbul’da temellerini attığımız örgütün, 25. yıl dönümünü coşkuyla kutluyoruz. Aradan geçen çeyrek asırlık sürede örgütün her açıdan güçlendiğini görüyoruz. 25 yıl önce bizleri harekete geçiren hassasiyetleri, kurucu değerlerimizi bugün de aynı şekilde devam ettiriyoruz. Aralarında anlaşmazlıklar olan ülkeler, aynı masa etrafında bir araya gelerek, bölgesel ekonomik meseleleri büyük olgunlukla tartışıyor, ortak çözüm yolları arıyor. Çatışmaların artığı, bölgesel gerilimlerin tırmandığı bir dönemde bu başarı, KEİ açısından çok önemlidir. İşbirliği ve uzlaşma ruhuna İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz 25. kuruluş yıl dönümü zirvesinde bir kez daha şahit olduk. Tüm üye devletlerin 25 maddelik zirve bildirisi üzerinde mutabakata varmış olmaları, hepimizi memnun etmiştir. Elbette bu işbirliği kültürünün oluşmasında Karadeniz ülkelerinin parlamentolarının ve siz kıymetli parlamenterlerin katkısı büyüktür. Bugünkü genel kurul toplantısının temasına da uygun olarak KEİPA’nın Karadeniz’de barış ve güvenliğin korunmasında bundan sonra da anahtar rol oynamaya devam edeceğine inanıyorum.”

Erdoğan, Ukrayna’ya 2017’nin ikinci yarısında üstleneceği dönem başkanlığında da başarılar diledi.

TBMM Başkanı Kahraman, TBMM ev sahipliğinde düzenlenen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Genel Kurulu 49. Oturumu’nun açılışında konuştu.

KEİPA’nın kuruluş amacını, “ülkeler arasındaki ilişkileri ve iş birliğini ilerletmek, Karadeniz havzasında barış, istikrar ve refaha hep birlikte katkıda bulunmak” şeklinde açıklayan Kahraman, katkının sağlanmasında demokrasinin temel unsurları olan parlamentoların rolünün inkar edilemeyeceğini, parlamentoların halktan doğrudan aldığı yetkiyle çalıştığını, temsil ettiği toplumun nabzını tuttuğunu, iç politikada etkili olduğu kadar dış politikada da üstlendiği sorumluluğun büyük olduğunu anlattı.

Kahraman, parlamentolar arası dostluk gruplarının, KEİPA gibi oluşumlar sayesinde ikili ilişkilerin gelişmesine olduğu kadar bölgesel barış ve istikrarın korunmasında da anahtar rol oynadığını dile getirerek, genel kurulda yapılacak çalışmaların, tüm gayelere hizmet edeceğine inandığını ifade etti.

İsmail Kahraman, 26 Şubat 1993’te İstanbul’da kabul edilen KEİPA’nın kurulmasına dair bildirinin, KEİPA’nın temelini oluşturduğunu hatırlatarak, Karadeniz Ekonomik İşbirliği’nin oluşumuna önayak olan Türkiye’nin, ilk günden bu yana örgütün bölgede ve uluslararası alanda etkinliğinin ve öneminin artırılması önceliği doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.

Türkiye’nin dönem başkanlığı süresince ticaret ve ekonomik kalkınmadan tarıma, KOBİ’lerden finans ve bankacılık sektörüne, enerjiden eğitim ve turizme uzanan geniş bir yelpazede işbirliği alanlarını güçlendirmeye öncelik verdiğini belirten Kahraman, “Ancak takdir edersiniz ki barışın ve güvenliğin olmadığı bir ortamda bu saydığım alanlarda iş birliğini geliştirmek o kadar da kolay değildir. İşte bu noktada parlamentoların gücü ortaya çıkar. Temsil ettikleri halkların bir nevi aynası olan parlamentolar, halkların en fazla ihtiyaç duyduğu konulara odaklanırlar. Halkların en çok istediği şey de huzurdur, barıştır ve güven ortamıdır.” diye konuştu.

Kahraman, Türkiye’nin kapsayıcı politikalar izlemeye ve diyaloğa ağırlık verdiğini vurgulayarak, “Bu anlayışla ortak değer ve çıkarlar çerçevesinde barış ve istikrara katkı sağlamalıyız. Bugün bizleri burada buluşturan da Karadeniz’i, bir barış, istikrar ve refah gölüne dönüştürmek ortak arzumuzdur. KEİPA’nın bölgesel barışa ve güvenliğe önemli katkıda bulunduğunu ve bu yöndeki çalışmalara katma değer sağladığını düşünüyorum. Vaktiyle bir barış projesi olarak tesis edilen asamblemiz, bugün bölgemizdeki en büyük ve etkin parlamenter diyalog platformlarından birisini teşkil etmektedir. KEİPA içerisinde oluşturabileceğimiz sinerji ve daha yakın iş birliği, bölgemizde barışın ve güvenliğin sağlanmasına büyük katkılarda bulunabilecektir.” dedi.

İsmail Kahraman, Karadeniz’in, başta Akdeniz olmak üzere, komşu havzalardaki gelişmelerden bağımsız düşünülemeyeceğini belirterek, Akdeniz’de kalıcı barış ve istikrarın tesisinin de en az Karadeniz’in istikrarı kadar önem arz ettiğinin altını çizdi.

Ortadoğu coğrafyasının derin bir türbülans içinde bulunduğa dikkati çeken Kahraman, şöyle devam etti:

“Bu bölgede barış, huzur ve istikrarın hakim kılınması, ilkeli, girişimci ve insani niteliklere haiz dış politikamızın öncelikleri arasında her daim yer almaktadır. 7. yılına giren Suriye ihtilafı, 500 bin insanın canına mal olmuştur. Sivil halka yönelik baskı ve zulümler, aşırıcı terör, milyonlarca kişiyi evlerinden etmiştir. Bu trajedi karşısında kayıtsız kalınamazdı. Zaten kayıtsız kalmadık. İşte bu sebeple 2011’den bu yana Suriyeliler için açık kapı politikasını uyguluyoruz. Ülkemiz, 3 milyonu aşkın Suriyeliye ilaveten DEAŞ terör örgütünün zulmünden kaçan Iraklılara da kapılarını açtı. Hastanelerimizi, okullarımızı, komşularımızın hizmetine sunduk. Bugüne kadar devlet bütçesinden yaptığımız yardımlar, STK’lar ve belediyelerle beraber 26 milyar doları buldu. Uluslararası camianın bu noktada yaptığı yardım, 560 milyon dolar gibi komik, küçük bir rakam. Zor durumdaki insanlara uzattığımız yardım eli, tüm dünyaya örnek teşkil ederken, uluslararası toplumun bu çabalarımıza desteğinin cüzi miktarda kaldığını üzülerek söylemek zorundayım. Ülkemiz aynı zamanda Suriye’de güvenli bölge oluşturulmasına yönelik olarak öteden beri çok çaba sarf etti. Bugün Suriye’de gelinen noktada yaşananlar, önerilen bu politikanın doğruluğunu kanıtladı. Eğer bu politika daha önce hayata geçirilebilseydi, bunca insan, evinden, yurdundan, işinden olmayacak ve güvenle, huzur içerisinde ülkelerinde yaşayabilecekti.”

Kahraman, atılan adımların komşulara yönelik insani bir ödev olduğunu, Türkiye’nin dünyada mülteciye en çok kucak açan ülke olarak bu ödevi yerine getirmeye devam edeceğini vurguladı.

Uluslararası topluma önemli görevler düştüğüne işaret eden Kahraman, “Bugün BM, uluslararası sorunlara çözüm üretemeyen, Güvenlik Konseyinde bulunan 5 ülkeden herhangi birinin veto ettiği hiçbir kararı hayata geçiremeyen bir örgüt haline geldi. Bu anlamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’in BM’nin bu düştüğü durum dolayısıyla söylediği veciz bir ifadesi var, ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ BM’nin yeniden bir düzenlemeye tabi tutulması, dünya barışı ve huzuru için büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple biz Türkiye olarak başından beri Suriye’de siyasi çözümü savunduk. Sahadaki şartların siyasi çözümün önünü açacak şekilde iyileştirilmesine gayret ettik. Ülke sathında ateşkesin başarılı olması için çabalıyoruz. Astana’da bu gayeyle yapılan toplantılarla uzun süredir tıkanmış olan Cenevre müzakerelerinin canlanmasını sağladık. Şimdi ateşkesi tahkim edecek önlemler üzerinde çalışıyoruz.” diye konuştu.

Kahraman, Türkiye’nin Irak politikasının esasını, ülkenin bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasının teşkil ettiğine değinerek, “Irak’ın DEAŞ’ı mağlup ederek toprakları üzerinde tam egemenliğini tesis etmesini ve hiçbir terör örgütüne yaşam hakkı tanımamasını istiyoruz. DEAŞ sonrası dönemde Irak halkının tamamının görüşlerini dikkate alan kapsayıcı politikalar uygulaması elzemdir. Irak’ın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini riske atabilecek girişimlerden imtina edilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Ramazan ayında Körfez ülkeleri arasında yeni bir sorunun baş göstermesinin üzüntü verici bir gelişme olduğunu söyleyen Kahraman, “Barış için arabuluculuk girişiminin öncüsü ve eşbaşkanı olan Türkiye, daima sorunların barışçıl bir şekilde çözülmesi anlayışından hareketle diyaloğu teşvik etmekte ve bu amaçla girişimlerde bulunmaktadır. Arabuluculuk çalışmaları gündemimizde önemli yer tutmaktadır. Türkiye olarak bölgemizde yaşanan sorunlarla ilgili olarak taraflar arasında diyalogla çözüm bulunmasına yönelik yoğun çabalarımızı devam ettireceğiz.” dedi.

İsmail Kahraman, Türkiye’nin 2015’ten bu yana uluslararası koalisyonun üyesi olarak DEAŞ’la mücadeleye aktif katkı sağladığını dile getirerek, PKK ve PYD/YPG’nin Türkiye için ulusal güvenlik tehdidi olmayı sürdürdüğünü anlattı.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 15 Temmuz darbe girişimine de değinirken, “FETÖ, 164 ülkede örgütlenerek eğitim kurumları kisvesi altında barış ve insani değerler üzerine olan kavramları istismar ederek, faaliyetlerini yürütmektedir. Dostlarımızdan beklentimiz, varsa ülkelerindeki bu sinsi terör örgütünün faaliyetlerine karşı uyanık olmaları ve kendilerini bu yıkıcı terör örgütünden korumaları adına hiçbir faaliyete izin vermemeleridir. Unutulmamalı ki bu sinsi ve istismarcı terör örgütü sadece ülkemize değil, diğer tüm ülkelere de aynı derecede tehdit oluşturmaktadır.”

Kahraman’ın konuşmasının ardından 15 Temmuz’a ilişkin bir video gösterildi.

Aile fotoğrafının çekilmesinin ardından TBMM Başkanı Kahraman, AK Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk’ün genel kurulun yapıldığı yerde açılan ”Güzel Ülkem” adlı resim sergisini gezdi.

CEVAP VER