Başbakan Binali Yıldırım, Four Seasons Park Lane Otel’de İngiltere’deki Türk toplumunun önde gelen temsilcileriyle bir araya geldi. Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, Buckingham Sarayı’nda York Dükü Prens Andrew ile çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi.

İngiltere’nin, Türkiye ile ilişkilerini daha ileriye götürmek istediğine işaret eden Yıldırım, burada ciddi bir samimi isteğin olduğunun altını çizdi.

Yıldırım, İngiltere’nin AB’den çıkış kararından sonra, Türkiye’nin ikili ilişkileri geliştirmek için yeni mekanizmalara ihtiyacının bulunduğunu vurguladı.

Türkiye’nin, AB kurallarının İngiltere ile ilişkileri belirleyen unsur olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “O kurallar bir, iki senede yavaş yavaş ortadan kalkacağı için onun yerine geçecek bir sistemi de kurmamız gerekiyor. Bu anlamda çalışmalarımız başladı. Serbest ticaret anlaşmasının yeniden yapılması, ikili anlamda hem karşılıklı yatırımların teşviki hem ticaretin kolaylaştırılması gibi birçok önemli adımı birlikte atacağız. Bunun kararını vermiş durumdayız.” diye konuştu.

Yıldırım, iki ülke arasında savunma sanayiyle ilgili iş birliğinin başladığını, en son nesil uçak yapımı konusunda, Türkiye’deki TAI firmasıyla bir anlaşma yapıldığını ve çalışmalara başlandığını anlattı.

Ayrıca enerji, bilişim, sağlık ve turizm alanında iş birliklerinin geliştirilmesi potansiyelinin de olduğunu ifade eden Yıldırım, ikili ilişkiler geliştiğinde bu sefer bölgesel ve küresel konularda fikir benzerliğinin daha çok artacağını, ortak hareket etme kabiliyetinin daha fazla gelişeceğini dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, “İngiltere, Avrupa Birliğinden bariz bir şekilde ayrışan, Türkiye ile ilişkileri geliştirme yönünde bir döneme girdi. Bu dönemi, daha ileriye taşımak, başarılı şekilde sürdürebilmek şüphesiz sizlerle daha kolay olacak. Sizler, bu ülkeyle bağlarımızın gelişmesi için önemli bir görev ifa ediyorsunuz. O yüzden de bizim, sizin her türlü beklentinizi bilmek, ona göre politikalar geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bunlar işin iyi tarafları.” dedi.

“HAZMEDEMEYEN KİM OLURSA OLSUN, BU TOPLULUĞUN İÇİNDE YERİ OLMAMASI LAZIM”

Başbakan Yıldırım, herkesin aynı düşüncede bulunmadığını belirterek, şöyle devam etti:

“Ortak değerimiz doğduğumuz, havasını soluduğumuz, güzelliklerini yaşadığımız memleketimizin, dünyada ve bölgede en iyi konuma gelmesi, bu hepimizin ortak arzusu. Ülkeyi bölmek isteyen, başkalarına uşaklık yapanları bunun dışında tutuyorum. Terör örgütlerinin bizim aramızda yeri olmaz. İsminin bizimle aynı olması bir şey fark etmez. Ülkemizin birliğini, beraberliğini, bayrağını, üniter yapısını hazmedemeyen kim olursa olsun bu topluluğun içinde yeri olmaması lazım. Bizim bütün mücadelemiz, dört şey için. Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan. Bu bizim için vazgeçilmezdir.”

Türkiye’nin zor bir coğrafyada bulunduğunu, etrafında sürekli bir hareketin olduğunu belirten Yıldırım, son 6, 7 yıldır Suriye’deki savaşın, Irak’taki istikrarsızlığın, Filistin’deki sorunların en büyük bedelini Türkiye’nin ödediğini söyledi.

Yıldırım, dünyadaki 5 mülteciden 3’üne kucak açan ülkenin Türkiye olduğunu yineledi.

Yarın Somali’ye destek olmak için Somali konferansı yapacaklarına değinen Yıldırım, “Hatırlayın, Somali gözden çıkarılmış bir ülkeydi. Gelişmiş ülkelerin zihninde, ‘artık iflah olmaz ülke’ olarak dikkate alınmaması gereken bir yerdi. Cumhurbaşkanımız oraya gitti, oradan dünyaya ‘burada insanlık ölüyor’ dedi. İnsanlığı göreve davet etti ve o günden beri Somali parlamaya çalışıyor.” diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, sözlerine Berat Kandili’nin, tüm insanlık için huzur, barış ve kardeşliğe vesile olmasını dileyerek başladı.

Yurt dışı ziyaretlerinde, vatandaşlarla bir araya gelmeye önem verdiğini, bunun bir anlamda dertleşmek, hasret gidermek, karşılıklı memleket hakkında bilgi alışverişinde bulunmak olduğunu dile getiren Yıldırım, “Öğreneceğimiz şeyler var, bizim söyleyeceğimiz şeyler var. Bir aile toplantısında beraberiz.” diye konuştu.

Türk toplumunun İngiltere’de hak ettiği konumu sağlamlaştırırken, aralarındaki dayanışmayı da güçlendirmelerinin önemini ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

“Sizlerin, İngiltere’nin en itibarlı topluluklarından birinin mensubu olması ve böyle hissetmenizi çok önemsiyoruz. Türkiye olarak her zaman yanınızda olduğumuzu hissettirmek, vatanımızla bağlarınızı daha da güçlendirmek ve devletimizce verilen hizmetleri daha da geliştirmek için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. 1 Haziran 2014 tarihinde Edinburgh’ta başkonsolosluk açtık ve göreve başlattık. Birmingham’da ticaret ofisi kurduk 2014 Şubat ayında, Belfast ve Cardiff fahri konsolosluklarını faaliyete geçirdik. Birmingham, Liverpool, Manchester ve Southampton yine fahri konsolosluk açılması için çalışmalar devam ediyor. Londra’da Yunus Emre Kültür Merkezi açtık, 2010’da. 2012 yılında büyükelçilik içinde din hizmetler müşavirliği hizmetleri, camiyle birlikte ayrı bir binada bugün faaliyetini sürdürüyor.”

“MİLLETİMİZİN BİRER ELÇİSİ OLARAK BURALARDA BULUNMAKTASINIZ”

Yurt dışındaki bütün vatandaşların, bulundukları ülkelerdeki siyasi, ekonomik, kültürel yapılarda etkin çalışmalarını, fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmalarını beklediklerini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

“Bunu sizlerden istiyoruz. Sizler yaşadığınız ülkenin toplumunda ne kadar etkili konuma gelirseniz, buradaki çıkarlarınıza güçlü sahip çıkabilir ve ülkemizi, kültürümüzü en iyi şekilde temsil etmiş olursunuz. Aslında her biriniz milletimizin birer elçisi olarak buralarda bulunmaktasınız. 8 Haziran’da İngiltere’de bir seçim yapılacak. Birleşik Krallık vatandaşlığına sahip vatandaşlarımız da burada görevlerini ifa edecekler ve siyasi sürece, kültüre dahil olmak için gerekli çalışmaları yapacaksınız. Avrupa’da birçok ülkede olduğu gibi İngiltere’de de sadece belediye meclislerinde değil, parlamentoda da Türk siyasetçilerin sayısının artmasını arzu ediyoruz. Bunu bekliyoruz.”

Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin, 2014 yılından bu yana yurtdışında sandık kurduğunu, dışarıda yaşayan vatandaşların, siyaseti üzerinde söz söylemesi, “Ben de varım.” demesi için gerekli altyapıyı hazırladıklarını hatırlattı.

En son 16 Nisan halk oylamasında Avrupa’da, dünyanın birçok yerinde yaklaşık 1 milyon 400 bin vatandaşın oy kullandığını söyleyen Yıldırım, vatandaşların, halk oylamasında, memleketin gelecekteki yönetim sistemi hakkında fikirlerini söylediklerini ve Türkiye’nin geleceğine katkı sağladıklarını dile getirdi.

YABANCI DÜŞMANLIĞI, AYRIMCILIK VE IRKÇILIK

Yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve ırkçılığın son zamanlarda bazı ülkelerde artmaya başladığına dikkati çeken Yıldırım, “Maalesef ırkçılığa doğru yönelen bu akım, hepimizin ama bilhassa yurt dışında yaşayan sizlerin maruz kaldığı olumsuz gelişmedir. Şartlar ne olursa olsun şunu bilmenizi istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümeti, Cumhurbaşkanından başlayarak, her kademesindeki yöneticisi sizin yanınızdadır. Sizler de İngiltere’de Türk olmayan Müslüman derneklerle daha fazla birlikte hareket ederek, sesinizi duyurmanızı istiyoruz. Aşırılıktan olmayan çevrelerin desteğini alıp güzel dinimiz İslam’ın, kötü bir şekilde, İslam düşmanlığı ve terörle birlikte anılmasının önüne geçmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.

“AVRUPA BİRLİĞİ’NE GİREN DE PİŞMAN, GİRMEYEN DE”

İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılma yönünde bir karar verdiğini, ayrılma sürecinin devam ettiğini hatırlatan Yıldırım, Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne girmeye çalıştığını, uzun yıllardan beri adaylık süreci yaşadığını hatırlattı.

İngiltere Başbakanı Theresa May’in, Türkiye ziyaretini anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti:

“Sayın Theresa May, bizi ziyarete geldiğinde bana bir soru sordular ve Sayın May’e de bir soru sordular, ‘Siz, birlikten çıkmaya karar veren bir ülkenin başbakanısınız. Siz de birliğe girmek için uğraşan bir ülkenin başbakanısınız. Nasıl bir duygu içerisindesiniz? Birbiriyle zıt olan bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?’ diye sorduğunda, tabii beklemediğimiz bir soruydu. Ben de dedim ki bu Avrupa Birliği öyle bir şey ki giren de pişman, girmeyen de pişman. Doğrusu tabii Avrupa ile olan ilişkilerimiz, son yıllarda özellikle bu geçtiğimiz yıl içinde çok da aman aman, istediğimiz düzeyde değil. Özellikle 15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişimiyle beraber burada, aramızda ciddi soğukluk oluştu. Sebebi, ülkemizin demokrasisine, geleceğine kast eden, asker kılığı içerisine girmiş o alçak terör unsurları, insanlarımızın üzerine bombaları, her türlü ateşi yaptılar. Şehitlerimiz, gazilerimiz oldu ama insanımız ülkesini, vatanını, hükümetini korumak üzere Cumhurbaşkanımızın çağrısına tereddüt etmeden meydanlara indi ve göğsünü bu saldırılara siper etti. Darbecilere ülkeyi teslim etmedi. Türk milleti adeta destan yazdı.

Böyle bir olayı yaşamamıza rağmen maalesef Avrupa ülkelerinin birçoğu suspus oldular, hiçbir açıklama yapmadılar. Birkaç gün ses seda yok. İngiltere bunlardan ayrılan bir ülkedir. İlk anda bu darbe girişimini kınayan ve demokrasiden yana olduğunu ifade eden, Türkiye Cumhuriyeti ile dayanışma içinde olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Bu aslında Avrupa’nın diğer ülkelerinden ayrışan, o gün bizim ihtiyacımız olan bir sesti. Bu olaydan sonra İngiltere ile Türkiye arasındaki ilişkiler başka bir boyut kazandı. Şimdi İngiltere ile o günlerde başlayan, daha sonra birlikten çıkma kararıyla benzeşen ortak yanlarımızın arttığı bir ortamla karşı karşıya kaldık.”

Dünyada birçok gelişmiş ülkenin Türkiye’ye gıpta ile baktığını, bazılarının kıskandığını ifade eden Yıldırım, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya, Osmangazi Köprüsü, bölünmüş yol ve hızlı trenlerin hayata geçirildiğini söyledi. Yıldırım, “Diyorlar ki ‘Ne oluyor bu Türkler’e, gömü mü buldular, nasıl yapıyorlar?’ diye kendi kendilerine soruyorlar. Bizlere kaynağın ne olduğunu soruyorlar. Kaynak, insan. Eğer insanınız, güveniyorsa ülkesine, insanınız ülkeyi yönetenlere güveniyorsa, o ülkenin önünde hiçbir şey duramaz.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin 15 yıl boyunca birçok sınamalara, birçok engellemelere rağmen çok büyük yol aldığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

“Bunu tersine çevirmek için de çok gayretler oldu. Açık, kapalı en az dört tane tehditle karşı karşıya kaldık. En son işte en kanlısı 15 Temmuz’du. 15 Temmuz bizi 16 Nisan’a getirdi. 16 Nisan’a durup dururken gelmedik.

Milli irade nedir? Milli irade, milletin size verdiği güçtür. Milletin verdiği güce, ortak olmaya çalışanlar var. Bu gelişmiş demokrasilerde olmaz. Gücü millet verir, millet alır. Yaptığımız bu anayasa değişikliği de değerli vatandaşlarım, milletin verdiği gücün gizli ortaklarını ortadan kaldırmaktır. Bundan sonra ne olacak? Tek başına güçlü iktidar, sürekli istikrar, özeti budur. ‘Seçim oldu, iktidar olundu, olunmadı’ derdi yok. Her seçimde iktidar olacak. Yüzde 50 oy almak kolay bir şey mi?

Vatandaşların yarısının en az desteğini alacaksın ki iktidar olasın. Bu ne demektir? Türkiye’nin her köşesinden oy alman lazım. Sadece, Trakya’dan, sadece Akdeniz’den değil, Güneydoğu’dan, Doğu’dan, Karadeniz’den, Ege’den, İç Anadolu’dan, her taraftan. Bu da ne getiriyor? Türkiye’nin birliğini getiriyor, beraberliğini getiriyor, bölünme tehdidini ortadan kaldırıyor. Etnik bir parti olmaya çalışsan, iktidar olma şansın yok. ‘İşte Güneydoğu’nun şeylerini savunuyorum, oradaki vatandaşların… Savunabilirsin. Bunu, ülkenin birliği içinde yapacaksın.”

“VESAYET, DARBE, MÜDAHALE, İLLEGAL GİRİŞİMLER BUNLARIN HİÇBİRİ YOK”

Gelen sistemin birçok faydası olduğunun altını çizen Yıldırım, “Özetle, Türkiye’nin üniter yapısını muhafaza eden, milletiyle, ülkesiyle bölünmez bütünlüğünü sürekli hale getiren ve istikrarı kalıcı hale getiren, sürekli iktidar çıkaran bir sistemden bahsediyoruz. Vesayet, darbe, müdahale, illegal girişimler bunların hiçbiri yok. Bu da ülkenin demokrasisinin biraz daha yeni bir safhaya yükselmesi anlamına geliyor.” diye konuştu.

Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sadece son 15 yıla bakın. Ben, 12 yıl boyunca Ulaştırma Bakanlığı yaptım. O süreyi boş geçirmedik. 2003’teki Türkiye ile bugünkü Türkiye’yi gidin görün. Yolları, hava yollarını, deniz yollarını, hızlı trenleri. Bu ülkede hızlı tren yoktu, şimdi hızlı tren var.

Dünyanın en büyük havalimanını biz yapıyoruz. Mühendislik açısından en zor projeleri yaptık. Marmaray, Avrasya Tüneli. Yenikapı’dan girin, Karacaahmet-Göztepe sapağına 4 dakikada geçiyorsunuz. Nereden geçiyorsunuz? Denizin 106 metre altından geçiyorsunuz. Dünyadaki en uzun, en derin deniz altından geçen tünel 44 metre, Amerika’da. Bizimki ise 106.5 metre. 6 bin kilometre bölünmüş yolumuz vardı, şimdi 25 bin 500 kilometre bölünmüş yolumuz var.

Çanakkale Köprüsü’nün temeli attık, 2023 gelmeden inşallah açacağız. Onun için içeride biz günlük politikalarla, belki bunları görmüyoruz ama dışarıdan bakan Türkiye’deki gelişimi sizler ara ara geldiğiniz zaman farkı çok daha iyi görebilirsiniz.”

Türkiye’nin bu kazanımlarını kaybetmemesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, anayasa değişikliği ve sisteme yönelik eleştirileri değerlendirdi. Yıldırım, “Ne vardı, Türkiye’de iktidar sorunu mu vardı? 15 Temmuz niye oldu? Olmayacağını kim garanti edebilir? Millet garanti eder. Şimdi millet işi ele aldı, ‘vesayete geçit yok’ dedi.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, Türk Hava Yollarının 60 noktaya uçuşu olduğunu, şimdi ise bu sayının 280 noktaya ulaştığını söyledi. Tüm havacılıkta hem iç hem dış hatlardaki yolcu sayının arttığını belirten Yıldırım, havaalanı sayısının 26’dan 55’e çıktığını bildirdi. Yıldırım, “Avrupa’da yok, Türkiye’de denizin üstünde havaalanı var. Dünyada ikinci, şimdi üçüncüyü de Rize-Artvin arasına yapıyoruz. Iğdır’da, Şırnak’ta, Hakkari’de, Siirt’te, Bingöl’de var, Doğu’da da Batı’da var.” dedi.

“KENDİ DEĞERLERİNİZİ KORUYARAK ‘BEN VARIM’ DEYİN”

Yıldırım, Bingöl’ün yollarının Avrupa’nın birçok ülkesinden daha iyi olduğunu dile getirdi.

Tüm bu çalışmaları Türkiye’yi ve milleti sevdikleri için yaptıklarını belirten Yıldırım, “Bizim başka yaşayacak yerimiz yok. Eminim ki yıllardır burada yaşıyorsunuz ama kafanızın yarısı memleketinizde. Gitmeseniz de aklınızın yarısı orada. Bu insan tabiatının gereği. Bunda şaşılacak bir şey yok.” dedi.

Yıldırım, kendisinin de gurbette kaldığını, gününün dolmasını iple çektiğini anlattı. Türk toplumunun önde gelen temsilcilerine seslenen Yıldırım, şunları kaydetti:

“Bulunduğunuz ülkelerde hiç o ülkenin insanlarına benzemeye çalışmayın. İstediğiniz kadar benzeyin yine dışlarlar. Kendi değerlerinizi koruyarak ‘ben varım’ deyin. Asimile olmadan ama entegre olalım. Lisanını en iyi konuşalım. İmkanları en iyi şekilde değerlendirelim. ‘Aman ben de sizdenim.’ deyip onlarla ülkenizi adeta kötüleme yarışına girmeyin. Hiçbir faydası olmaz. Böyle bir şey yapacağınızı zaten düşünmüyorum ihtimal vermiyorum.”

FETÖ terör örgütünün isimlerini değiştirdiğini, Türkiye’yi kötülemek için ellerinden geleni yaptığını ifade eden Yıldırım, bu hareketlerinin onlara avantaj ve imkan sağlayacağını zannettiklerini ama öyle bir durumun olmadığını söyledi.

Yıldırım, değerlerin muhafaza edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, bulunulan ülkeye entegre olunması ve o ülkeyle ilişkilerin en iyi şekilde geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, burada yapacağı görüşmelere ilişkin bilgi verdi.

NOTLAR

Programda konuşan Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, Başbakan Yıldırım’ın, iki gün sürecek, son derece yoğun Londra programının ilk akşamını Londra’da yaşayan Türk toplumu temsilcilerine ayırdığını söyledi..

Programda yer alanların, İngiltere’de yaşayan vatandaşları, KKTC Türk toplumunu, Irak Türkmenlerini, Batı Trakya Türklerini ve diğer soydaşları, birlik ve beraberlik içinde başarıyla temsil ettiklerini belirten Bilgiç, İngiltere’deki iş toplumunun gerek iş dünyasında gerek eğitim ve kültür alanlarında etkin rol aldığını, Türkiye’nin kültürel değerlerinin tanıtılması ve gelecek nesillere tanıtılması konusunda önemli katkılar sağladığını vurguladı.

Programa, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül, Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Serdar Çam, Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, Londra Başkonsolosu Çınar Ergin ile diğer ilgililer katıldı.

CEVAP VER