MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, Afrin’de yedi düvelle adı konmamış bir savaş halinde olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin karşısında PKK/PYD/YPG’nin yanında ABD ve Avrupalı ortakları olduğunu belirten Bahçeli, bu nedenle bazı Avrupa ülkelerinin akıllarını başlarına almaları gerektiğini söyledi.

Bahçeli, “ABD ise girdiği karanlık ve kahredici ihanet ilişkilerini derhal sorgulamalı, süratle terörle arasına mesafe koymalıdır. İlişkiler düzelip gerginlik azalmazsa, üstelik devamlı körüklenirse, sonuç feci gelişmelere neden olabilecektir.” diye konuştu.

“Eğer, Türkiye ile ABD arasında görüş menzili sıfıra iner, diyalog kopar, temas kesilir, eller tetiğe gider, siyaset yerine silah konuşursa olacakları hesap eden var mıdır?” sorusunu yönelten Bahçeli, “Beyaz Saray yönetimi açık açık söylesin: Dost muyuz, düşman mı? İttifak mı, ihtilaf mı? Devam mı, tamam mı?” ifadesini kullandı.

TÜRKİYE, MEKSİKA VEYA KANADA’YLA SINIRDAŞ DEĞİLDİR

Ankara’da ABD Büyükelçiliğinin bulunduğu Nevzat Tandoğan Caddesi’nin adını “Zeytin Dalı” olarak değiştirme niyetinin de isabetli bir karar olduğunu dile getiren Bahçeli, “ABD, Afrin’deki varlığımızı, şu garabete bakınız ki hala anlayamamış. Türkiye, Meksika veya Kanada’yla sınırdaş değildir. Binlerce kilometre uzağa askeri harekat yapmış değildir. Sınır güvenliğini, egemenlik haklarını meşru ve hukuki ölçülerde muhafaza ve müdafaa etmektedir.” değerlendirmesini yaptı.

Bahçeli, ABD’nin Afrin’de ne işi olduğunu sorarak, “ABD kapımızın önüne gelecek, burnumuzun dibinde her türlü operasyonu yapacak, her türlü oyunu oynayacak, sonra da Türkiye müdahale ettiğinde tuhaf bulup anlayamadığını söyleyecek. Bu kadar yüzsüzlüğün tanımı lügatımızda yoktur. ABD Suriye’ye gelince iyi, biz bekamız için girince kötü olacaksa, varsın olsun, onların kötüsü bizim şanımızdır, şeref anıtımızdır.” dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Mehmetçik’in Afrin’e, Türkiye’ye yönelen terör tehdidini yok etmek, bölgeyi asli sahiplerine iade etmek için girdiğini vurgulayarak, “Menbiç’te görüntü verip medya aracılığıyla verdikleri mesajlarla Türkiye’yi tehdit ettiğini zanneden ABD’li generaller ve terörist hısımları belli ki bizi tanımamışlardır. Ancak biz varlığımızı tanıtmayı kanımızla da olsa, canımızla da olsa biliriz.” diye konuştu.

Türkiye’nin beklentisinin net olduğunu, Suriye’de verilen sözlerin eksiksiz tutulması gerektiğini ifade eden Bahçeli, “PKK/PYD terör örgütüne verilen destek derhal kesilmelidir. Teröristlerin elindeki kanlı silahlar bir an evvel toplanmalıdır. Menbiç’ten teröristler çıkarılmalı, Menbiçliler kendi topraklarına yerleşmelidir. Aksi halde Türkiye gereğini yapacak, bir şafak vakti terör yuvalarına yıldırım gibi saplanacaktır. Hiçbir ülke bu coğrafyadaki varlığımızı hafife almasın.” dedi. Bahçeli, şunları söyledi:

“Bin yıldır bu toprakları kanımızla sulamış bir milletiz. Biz Türk milletiyiz. Bizden öncekiler, medeniyetler müzesinde yerini almışken, biz hala buradayız, ebediyete kadar da burada olacağız, burada yaşayacağız. Hiçbir çılgın varlığımıza zincir vuramayacak, önümüze geçemeyecektir.

Türkiye sivil kayıp hassasiyetini gözetmeseydi emin olun Zeytin Dalı Harekatı şimdiye kadar çoktan tamamlanmıştı. Afrin konusu bizim için istiklal meselesidir, bir adım geri duranın, geri adım atanın, alttan alanın, kaçmayı düşünenin, diyor ve haykırıyorum ki kanı kurusun.

İstikametimiz açıktır, parolamız bellidir. ‘Ya istiklal ya ölüm’ diyerek dün nasıl esaret prangalarını paramparça ettiysek, bugün de aynısını yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Herkes ayağını denk alsın, kimse Türk milletine Menbiç’ten parmak sallamaya kalkışmasın. Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadı olduğumuz unutulmasın. Bir tilki hükmü varsa bir de Bozkurt töresinin olduğunu, yeri geldiğinde öğretmesini biliriz. Biz ki ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz. Kimse üç beş çapulcuyla, çağlar açıp çağlar kapatan bir milletin kahraman askerlerini bir tutmasın. İşte bunun için Mehmetlerimizin dediği gibi cenk bizim için düğün günüdür. Dilimizde Allah’ın ismi, yüreğimizde iman ve vatan sevgisi, ufkumuzda bağımsızlıktan başka bir hedefimiz yoktur. Var olma irademiz kati ve kesindir.

Vatanımızı böldürmeyeceğimizi hala anlamamış olanlara verilecek dersler var ise bunu da heves ve heyecanla yapar, Allah’ın izniyle alayını şaşkına çeviririz.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ülkenin bugünkü ateşle çevrili ortamında, Genelkurmay Başkanı’nı, Genelkurmay Çatı Davası’nın görüldüğü mahkemeye tanık olarak çağırmanın “düşüncesizce alınmış bir karar” olduğunu söyledi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, toprağa düşen şehitlerin hatırı için, Türkiye ve Türk milletinin, aynı zamanda bölgesel huzur ve istikrarı temin amacıyla hainlerin tepesine ateş olup yağmalı, balyoz olup inmesi gerektiğini belirtti.

Terörle mücadelenin amansız sürdüğünü, dönüşü olmadığını aktaran Bahçeli, teröristler yok edilesiye kadar bu inanmışlığın devam etmesi gerektiğini ifade etti.

ŞEHİDE HACİZ MİLLETE HIYANETTİR

Vasiyetini yerine getirmek için Telafer’de manevi sorumluluk üstlendiği şehit Musa Özalkan’ın şehadete yürümesinden bir gün sonra emekli ikramiyesine ve otomobiline haciz koymak için girişimde bulunulmasını derin bir üzüntüyle öğrendiğini belirten Bahçeli, “Bu ayıp ve çirkinliğe ortak olanları şiddetle lanetliyor, buna teşebbüs eden çürümüşlerin adaletin yüz karaları, hukukun utanç kaynakları olduğunu açık seçik ifade ediyorum. Şehide haciz millete hıyanettir. Bu hacir altındaki hayasızların mutlaka cezalandırılmaları da şühedaya vefanın gereğidir.” dedi.

Şehit babalarının evlatlarının bayrağa sarılı naaşlarının hemen dibinde ağızlarından dökülen sözlere şahit oldukça duygulandığını ve Türk milletinin bir mensubu olmaktan da iftihar ettiğine değinen Bahçeli, şöyle devam etti:

“Siyasete tutunmuş kripto PYD’liler, demokrat kisveli PKK muhipleri, fırsat kollayan gizli FETÖ hayranları, yüreğiniz yetiyorsa, aklınız kesiyorsa, şehitlerimize laf söyleyin de alnınızı karışlayalım, dünyayı size dar ve zindan edelim. (İhtiyaç hasıl olursa Afrin’e giderim) dedim, baktım ki, sözde en hızlı demokrasi bezirganları PYD’ye zırh oldular. İçimizden devşirilen küçük bir azınlık YPG’nin kuyruğuna takıldı. Bu sözlerimden birileri fena halde rahatsız oldu, adeta kabus gördü. Çıkışımdan, terör bloğunun hazımsızlık yaşayacağını beklerken, tepki CHP’den İP’ten ve yedeklerinden sıra sıra geldi. Haine mesaj verdim, yankısı işbirlikçilerden duyuldu. Herkes sevdiğine benzer, onunla anılırmış. Afrin’e operasyona katılan, bu vatan için toprağa düşen tüm kahraman askerlerimiz benim öz be öz evladımdır. Evlatlarımla birlikte aynı cephede yer almayacağım da kimlerle alacağım? Herkes meşrep ve mizacına göre davranır.”

Bahçeli, “Elbette kahraman askerimizin yanında olacağım. Gerekirse onlarla omuz omuza vermekten, aynı sipere girmekten en ufak tereddüt göstermeyeceğim.” diyerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“PYD/PKK’nın avukatlığını yapanlar, operasyondaki askerlerimizin moral ve motivasyonunu kırmak için ihanet yaygarası koparanlar direkt size söylüyorum: Kahraman askerlerimize destek ve duadan vazgeçen namerttir. Sözüm işbirlikçilere, terör sevicilerine, terörist şakşakçılarınadır. Bre gafiller, bre densizler: Köyünden kentinden her yaştan vatandaşımız gücü nispetinde askerlerimize destek olurken sizler bu mücadeleyi sulandırmaya, basitleştirmeye utanmıyor musunuz? Hiç bir şey yapamıyorsanız bari dilinizi tutun. Dün Kerkük için ‘en az 5 bin Bozkurt hazır’ dedim. Bugün de aynısını tekrar ediyorum. Yüzbinlerce Bozkurt Afrin için hazırdır. Teröristlerin inlerini yerle bir etmek, dünyayı başlarına yıkmak ecdada borcumuz, millete yeminimizdir.”

HDP İLE CHP ALENEN PİŞTİ OLDU

Zeytin Dalı Harekatı sürerken, “Ankara’da PKK’nın ileri karakolu, siyaset şubesi HDP’nin 3. Olağan Kongresi’nin” yapıldığını anımsatan Bahçeli, Türkiye’nin beka mücadelesi verdiği esnada, Ankara’da teröre destek verildiğini, PKK/PYD ve bebek katilinin selamlandığını bildirdi.

“Bunun adı tam anlamıyla vatana ihanet, millete hakarettir.” diyen Bahçeli, bölücü terörün siyasi taşeronu HDP’nin bir eşbaşkanının, Afrin’deki hainleri kast ederek, “halk kendini savunuyor, kendini koruyor” diyecek kadar gözünün ve vicdanının karardığını belirtti.

Bahçeli, “Bunların zaten parti olmadığını biliyorduk, ama şunu da çok iyi biliyoruz; asıl faşist, asil ırkçı belli ve meydandadır. Bir yanda millet şehitlerine ağlarken, diğer yanda terör yandaşları, Ankara’nın göbeğinde, sanki kutlama yapar gibi, halaylar çekmiş, oyun havaları çalmışlardır. Afrin’i ve Kandil’i Ankara’ya taşımaya kalkışanları hukuk devletinin ilke ve esaslarıyla tanıştırmak, işledikleri suçları burunlarından getirmek Türk milletine şeref ve namus borcudur. Bunlar yaptıklarının bedelini mutlaka ödemelidir.” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, HDP kurultayında onca provokasyon, onca hıyanet vuku bulurken, katılımcı CHP’lilerin “yerlerinden kımıldamadığını, kepazeliklere tepki göstermediğini” anımsatarak, “CHP ile HDP alenen pişti olmuş, aynı kazanda kaynamışlardır. Boşuna söylemiyorum; ha CHP, ha HDP; ha CHP, ha İP, FETÖ, PKK/PYD; bunlar arasında herhangi bir fark yoktur.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “HDP ile de beraber olacak mısınız?” sorusuna “hayır” demediğini aktaran Bahçeli, “Nitekim malumunun ilanını ve kendisine yakışanı yapmıştır.
‘Afrin’e girilmesin’ diyen CHP Genel Başkanı, acaba PYD/YPG’li kan ve kader ortaklarıyla ne zaman buluşacaktır? Teröristlere destek açıklaması yapan peşmergeyle nerede kavuşacaktır?” sorusunu yöneltti.

SAYIN İLKER BAŞBUĞ’A SORMAK LAZIM, AFRİN’İ SİYASETE ALET EDEN KİM YA DA KİMLERDİR?

MHP’nin, Afrin üzerinden siyasi plan içinde olduğunu iddia edenlerin en hafif tabirle “küstah ve karakter yoksunu” olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

“Neymiş, Zeytin Dalı Harekatı siyasete alet edilmemeliymiş. Asker operasyondayken siyaset doğru değilmiş. Bunu söyleyen Genelkurmay eski Başkanı Sayın İlker Başbuğ’a sormak lazımdır, Afrin’i siyasete alet eden kim ya da kimlerdir? Kimi kast ediyorsunuz? PKK/PYD/YPG üzerinden siyaset yaptığını zanneden işbirlikçi emellere laf etmeyenler neden gocunmuşlardır?

Askerimiz operasyondayken, PYD’ye selam gönderip cesaretlendirenlere tek söz etmeyenlerin maksadı nedir? Siyaset, beka mücadelesini konuşmayacak da neyi konuşacaktır? Fok balıklarının nasıl yaşadığını mı, yoksa nesli tükenen balinaları mı anlatalım? Neyi konuşalım? Kuş ve böcek türlerinden mi bahsedelim? Tanzanya’daki Serengeti Parkı’ndaki safarileri mi izleyelim? Leylekler ne zaman gelir, kırlangıçların yuvaları nerededir; bunları mı mesele yapalım? Var oluş-yok oluş mücadelesini siyaset dert etmeyecekse, söyleyiniz bana, neyi dert edecek, neyi dert etmesi beklenecektir? Siyaset onunla ilgilenmesin bununla ilgilenmesin, şuna bakmasın, buna yorum yapmasın değerlendirmesi ucuz, savruk, sakat bir yaklaşımdır.

Bize göre TSK’nın başında hali hazırda değerli bir komutan vardır ve fiilen de olsa ikincisine gerek yoktur. Kaldı ki, ülkemizin bugünkü ateşle çevrili ortamında, Genelkurmay Başkanı’nı 221 sanığın yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası’nın görüldüğü mahkemeye tanık olarak çağırmak düşüncesizce alınmış bir karardır. TSK’nın beka mücadelesi sürecinde meşgul edilmesi, şu günkü ahval ve şerait içinde isabetli ve dengeli bir karar da olmayacaktır. “

CEVAP VER