Her halkın geçmiş tarihinde müstesna şahsiyetler olmuştur ve bu kişiler milletin mutluluğu, bağımsızlığı, şeffaflığı ve firevanlığı için canını feda etmişlerdir. Bu bakımdan Azerbaycan, 200 yıl sürecinde topraklarını parsel-parsel yitirmiş olsa bile, çok şanslı halktır. Çünkü Avrupa’nın kıyısı ve Orta Doğu`nun sinesinde ilk Azerbaycan Sefevi Devleti 1503 yılında Şah İsmayıl Hatai tarafından yaratılmıştır ve içinde 14 devleti birleştiren Nadir Şah ise Azerbaycan İmparatorluğunu kurmuştu. Bu bize onur ve kıvanç veriyor. Ne yazık ki, topraklarımız Rusya ve İran tarafından paylaşıldı; 1918 yılında, Nuri Paşa Komutasında 1918 yılında İslam Türk Kafkas Ordusu Azerbaycan’ı kurtarmıştır ve Azerbaycan Demokratik Devleti kurulmuştur; fakat bu defasında da Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Sonunda 1993 yılında, deha siyaset devi Ulu Önder Haydar Aliyev, ikinci defa iktidarı döneminde Azerbaycan Devletinin ebedi olarak oluşturdu ve dünyevi devletin temelini sağlam zemine koymuştur ki, bu gün Siyaset semasında parlayan yıldız, Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev tarafından cesaretle, büyük başarıyla yürütülmektedir.

XXI-XXII. yy. Azerbaycan’ın siyaset semasında Ulu Önderimizin dehasal hizmetleri ne olmuş ise, Azerbaycan’da Tıbbın teşekkülü, teşkili ve yükselişinde azametli çınar ve Tıbbın sütunu sayılan Aziz Memmedkerim oğlu Aliyev’in hizmetleri de Azerbaycan halkı için onunki kadar kıymetli sayıla bilir. Tıbbın dışında, aynı zamanda siyasi lider, devlet başkanı olarak, çok zor şartlarda Sovyet Sosyalist İmparatorluğuna, en üst düzeyde hizmetleri olmuştur. Öyle ki, Sovyet İmparatorluğunun dünyada tanınan diktatör, İosif Stalin bile, Aziz  Memmedkerimoğlu Aliyev’in Devlet Başkanı görevinde kusurlu bir nokta bile bulamamıştır, onun siyasi otoritesini beğenmiştir.

AZERBAYCAN İMPARATORLUĞU RUSYA TARAFINDAN PAYLAŞILDI

Türkiye okurları Gazetemizin “Azerbaycan Köşesinde, Azerbaycan’ın devlet, siyaset adamları; yazarları, şairleri doktorları, iş dünyası ve bilim sanat dünyasının önde gelen simaları hakkında okuyorlar. Şimdi başladığım seri yazılarda Azerbaycan’ın kudretli şahsiyeti, deha Tıp uzmanı; ülkemizde Tıbbın teşkilatçısı, kurucusu; Azerbaycan’da binlerce Tıp uzmanlarının eğiticisi; devlet ve siyaset adamı, fevkalade samimi, şeffaf ve deha insan Aziz Memmedkerimoğlu Aliyev’in, bu fedakâr insanın manalı hayatı; geçmiş olduğu renkli yaşam öyküsü; II. Dünya Savaşı yıllarında Devlet Başkanı olarak Stalin tarafından çok mürekkep bölge sayılan Dağıstan (Zakafkasya) Devlet Başkanı görevine atandığı yıllarda, Hitler Almanya’sına karşı bölgede, zor şartlarda yürütmüş olduğu mücadele, direniş ile tanışacağız. Azerbaycan halkının bu cesur Türk evladı hakkında Türkiye’de ya az bilirler, ya da hiç bilmiyorlar.

Tanıtalım:

Adı ve soyadı: Aziz Aliyev.

Baba adı: Memmedkerim Kerbalayı Gurbanali oğlu.

Anne adı: Zehra Hanım İbrahimbey Kızı.

Doğulduğu yıl, ay, gün: 01. 01. 1897.

Doğulduğu yer: Batı Azerbaycan, İrevan Guberniyası Hamamlı İlçesi. Batı Azerbaycan topraklarında sırlı bir hikmet, sihirli bir vaka vardır. Bu topraklarda doğulmuş soydaşlarımızda özel irade ve yüksek ruhun olduğu aşikârdır. Her ne kadar Ermeni melaziminde, zulmünde yaşasalar da, sağlam iradeye, başarı ve cesarete sahip olduklarını görüyoruz. Zaten Azerbaycan’ın her köşesinde fevkalade başarılı, akıllı bilim, sanat adamları yeterince vardır. Ama Batı Azerbaycan topraklarının da başka bir özelliği, verimliliği olduğunu kabul etmeliyiz. İrevan topraklarında doğulan yüzlerce Türkler, bilim ve sanat dünyasında, medeni entellektüel seviyesi yüksek adamların, siyaset ufkunda, devlet görevlerinde harikalar elde ettiklerinin şahidi oluyoruz.

Görkemli şahsiyet, siyaset ve bilim dünyasında yüksek üne sahip, Aziz Aliyev’in timsalinde de Azerbaycanlı Türkü`nün Tıp ilminin zirvelerinde fatihler gibi cesaret ve hüner gösterdiğine hayran olmamak mümkün değildir.

Memmedkerimin ailesinde Azizden başka kız kardeşleri Terlan, Göyçek, Şamama ve Ziyad kardeşi ile toplam beş evlatları vardı. Aziz Aliyev İrevan Guberniasını altın Ödülle bitirmiştir. Sonralar Azerbaycanlı milyoner, hayırsever Hacı Zeynalabdin Tağıyev’in bursu ile San Petersburg Tıp Akademisine girmiştir.

SAN PETERSBURG’DA TIP EĞİTİMİNİ BİTİREMEDİ…

Batı Azerbaycan’da Rusların himayesinde sürünen Ermeni çeteleri ve Andronikçiler, Türkleri dede baba topraklarından kovmaya, öldürmeye başladılar. Babası Memmedkerim Bey evlatlarını yanına alarak Naxçıvan’ın Şerur İlinin Şahmahmı İlçesine yerleşirler ve Aziz de Tıp Akademisini bırakarak ailesine kavuşuyor. Kuduzmuş köpekler gibi Ermeni çeteleri burada da aileyi rahat bırakmıyorlar, Ermeniler Naxçıvan’da kanlı olaylar gerçekleştiriyorlar. Aile Güney Azerbaycan’a gider.  Naxçıvan toprakları Ermenilerden temizlendikten sonra aile yeniden Naxçıvan’a gelir. Burada anne-babası dünyasını değişir.

Aziz Memmedkerimoğlu Bakü’ye gelir ve Halk Komissarları Sovetinde iş bulur ve Tıp Üniversitesinde Eğitimine devam eder. Bu üstün zekâ adamının özgeçmişine dikkat edelim: Tıp Üniversitesini 1927 yılında bitiriyor. Genç yaşlarında Tıp doktoru ilmi unvanını alıyor. 1928 yılında Halk Komiserliği (Bakanlığı) yanında Mualice Şubesi Müdürü; 1929 yılında Halk Sıhhiye (Tıp) Komiseri Bakan Yardımcısı; daha sonra Bakan atadılar; aynı zamanda Devlet Klinik Enstitüsünün Direktörü; 1934 yılında Bakü Sağlık Şubesi`nin Müdürü ve 1925 yılından Tıp Üniversitesi direktörü… Aslinde Tıp Üniversitesinin kurucusuydu ve bunun için bütün organize işlerini temelinden yapmıştır. O yıllarda Azerbaycan’da yetişkin organizatör, uzman bilim adamı yok idi; Tıbbın her alanında onun tecrübesine, birikimine ve aklına, başarısına büyük ihtiyaç vardı ve devlet her yıl onu yeni yaratılan birime göreve atıyordu. 1937 yılına dek Azerbaycan Devlet Üniversitesinde Direktör çalışmış, yeni Fakülteler, birimler, laboratuvarlar kurmuştur. Çalışmış olduğu bütün görevlerde o çalışanlar ile baba evlat, oğul münasebetinde olmuş, onları kendi evlatları kadar sevmiştir. Fevkalade kültürlüydü, sade, samimi, hayırsever kişiliğe sahipti. Her yerde onu seviyor, değer veriyorlardı. Böylece yıllar II. Dünya Savaşına geldiğinde devlete üst düzeyde siyaset ve bilim adamı, çalışkan, cesur, mert ve cesaret, hüner adamı, büyük siyasetçi gerekiyordu. Aziz Memmedkerimoğlunu Azerbaycan K(b)P MK kâtibi atadılar. Çok önemli ve mesul bir görev idi. Azerbaycan’da üçüncü adam statüsündeydi.

KAFKAS’TA HİTLER’E KARŞI DİRENEN ADAM

Hitlerin destesi Kuzey Kafkas’ın sınırına dek gelmiş duruyordu. Bakü’nün işgali an meselesiydi, çünkü Hitlerin Bakü petrolüne ihtiyacı vardı. Azerbaycan Sanayisi savaş için gerekli sanayi mallarını, petrolünü yolluyordu. Burada büyük titizlikle çalışıyordu, bütün gücünü, cesaretini, maharetini gösteriyordu. Yeteneğinin bütün imkânları seferber olmuştu. O yıllarda Sovyet Ordusu İran’a girmiş, Hitlerin yaklaşmasına karşı duruyordu. Hem İran, Kuzeyden Kafkas üzere bütün sorulardan sorumlu Aziz Aliyev olmuştur.

1942 yılında aniden Moskova’ya davet ediliyor. Gen. Sek, İosif Stalin’le karşı karşıya oturur. Sovyetlerin Savaş yıllarında en sorunlu bölgesi Dağıstan’a özel bir göreve atamasını Malenkov öneriyor ve ondan büyük özverilik ve siyasi otorite sergilenmesi istenir. Dağıstan Komünist Parti Genel Sekreteri görevi büyük makamdır, çünkü burada 500 dek (Rasul Hamzatov, “Benim Dağıstan’ım” kitabı) etnik dil grubu mevcuttur. Daha vahim olanı şu ki, II. Dünya savaşı yıllarında Alman faşistleri ile bazı yakınlığı söylenen Çeçenler, Tatarlar, İnguşlar’ın dışında Meshet Türkleri Avarlar, Kumuklar, Lezgiler… daha başka mini etnik grupları vardı ki, baş açmak çok zordu. Almanlar Kuzeye yaklaşmış, tam kapıda duruyordu. Her an Bakü ve başka devletlere saldırma tehlikesi var iken, Aziz Aliyev Dağıstan KP Birinci Sekreteri görevine atanmıştı. Yani Adolf Hitler vardı, İosif Stalin vardı, Dağıstan’da ise Aziz Aliyev vardı. Bir başa Stalin’e bağlı çalışıyordu.

O yıllarda Dağıstan’dan departasiyaya (sürgüne)  maruz kalan Çeçenler, Tatarların yakınları, tanıyanları Stalin’e karşı kinliydiler…

Devamı vardır…

 

CEVAP VER