CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyasetin, parlamentonun kirlilikten arınmasını istiyorsanız bize katılın. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Geçmişte ‘a partisi, b partisi’ diyebilirsiniz ama bugün farklı bir noktadayız. Olay, bir parti olayı olmayı çoktan aştı. Olay artık bir Türkiye olayıdır, Türkiye’nin ve evlatlarımızın geleceğidir.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, adaletsizliğe artık tahammül edemediklerini, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmaları gerektiğini söyledi.

Hiçbir suçu günahı olmadığı halde hapishanelerde çürütülen insanların, evladına bir şeyler alamadığı için intihar eden ana babaların hakkını hukukunu savunmak için bir şeyler yapmaları gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşünün sadece Türkiye siyaset tarihinde değil dünya siyaset tarihinde de önemli bir yeri olduğunu belirtti. Bu sırada duygulandığını söyleyen ve gözleri dolan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık. İnsanların düşünceleri, inançları, kimlikleri farklı olabilir. Arkadaş ne istiyorsunuz? Saraylarınızda oturuyorsunuz, keyfiniz yerinde, bir eliniz balda bir eliniz yağda, ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Vatandaşın hakkını, hukukunu savunmak suç olmaya başladı. Üreten çiftçinin alın terini, iş bekleyen üniversite mezununun hakkını hukukunu savunmak suç olmaya başladı. Babaları hapiste, anneleri hapiste. O çocukların hakkını savunmak suç olmaya başladı. İki evladını ve eşini birileri öldürüyor. Şenyaşar ailesinin, o annenin hakkını, hukukunu savunmak suç olmaya başladı. Böyle bir Türkiye’ye biz layık mıyız, böyle bir Türkiye’yi mi özlüyoruz? Rahat, huzur içinde yaşamak istiyoruz, herkesin karnı doysun, memlekette adalet olsun istiyoruz.”

Sadi Şirazi’nin “Dünyanın bütün nehirleri, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez.” sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, “Adalet yürüyüşü bir başlangıçtı, bitmiş değil. Sürdürüyoruz onu. Hakkımızı, milletin desteğini ala ala o yürüyüşümüzü sürdürüyoruz ve sürdürmeye de devam edeceğiz. O yürüyüş 6 lideri buluşturdu. Bu işin felsefesinde o var zaten.” diye konuştu.

Herkesin demokrasi, hukuk ve adalet istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “O yürüyüş sonucunda Türkiye nüfusunun yüzde 54’ü CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. Diğer partilerle yüzde 55-60’ları buluyor. Bu yürüyüş bitmiş değil. En son kişi adaletsizlikten şikayet etmeyinceye kadar bu yürüyüşümüz devam edecek. Bunu yapmıyorsak siyasetten ne bekliyoruz Allah aşkına?” değerlendirmelerinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki adaletsizliğin ulaştığı büyük boyut nedeniyle günlük sorunların görünmez hale geldiğini söyleyerek, “Pençe operasyonundan şehitlerimiz geliyor. Acılarını bile doğru dürüst yaşayamıyoruz. Bölücü örgüte karşı mücadele eden kahraman ordumuz, kahraman güvenlik güçlerimiz hayatlarını veriyorlar. Bu ülkenin bağımsızlığı, evimizde rahat uyuyalım, terör olmasın diye.” dedi.

Kılıçdaroğlu, hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesini, her evde bereket olmasını, çiftçinin alın terinin karşılığını almasını ve temiz siyaset isteyenleri kendilerine katılmaya davet ederek, “‘Bu ülkede ödediğim vergiyi siyaset nereye harcıyor?’ Merak ediyorsanız bize katılın. Temiz, ahlaklı siyaset istiyoruz. Elin oğlu yapıyor, biz niye yapmayalım? Siyasetin, parlamentonun kirlilikten arınmasını istiyorsanız bize katılın. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Geçmişte ‘a partisi, b partisi’ diyebilirsiniz ama bugün farklı bir noktadayız. Olay, bir parti olayı olmayı çoktan aştı. Olay artık bir Türkiye olayıdır, Türkiye’nin ve evlatlarımızın geleceğidir.” ifadelerini kullandı.

Emekli, memur, işçi ile dul ve yetim maaşlarına enflasyon oranında zam yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, iktidarın, Türkiye İstatistik Kurumuna talimat vererek enflasyon verilerinin düşük tutulmasını sağladığını iddia etti. Bu nedenle söz konusu kesimlerin düşük aylık alacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, bu duruma tepki gösteren vatandaşlara yönelik her türlü baskı ve şiddetin kullanıldığını öne sürdü. Dul ve yetim aylıklarının çok düşük olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Emekliye, işçiye memura ne veriyorsun zaten? Ona bile göz dikiyorsun. ‘Enflasyonla biraz daha ezilsin.’ diyorsun. Bir taraftan bu olurken, öbür taraftan ‘çetelere’ Avrupa ve ABD’deki enflasyon farkını da ödüyorsun. İnsaf. Bu mudur adalet? ‘Bu haksızlık yeter artık.’ diyorsanız, bize katılın. Beraber olalım. Küçük dereler nehirleri oluşturur ve nehirler okyanuslara akar. Biz, adaleti sağlamak için artık okyanusa akmak zorundayız.” dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, bir siyasetçinin vazgeçmeyeceği tek bir şeyin medya özgürlüğü olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:

“20’ye yakın gazeteciyi alıyorsun Diyarbakır’dan, atıyorsun içeriye. Niye içerdeler, hangi gerekçeyle? Evrensel gazetesine tam bin gündür Basın İlan Kurumu tarafından ilan verilmiyor. Niye vermiyorsun? Basın İlan Kurumunu ‘basın infaz kurumu’na döndürdüler. Saraydakiler rahatsız diye mi vermiyorsun? Yeni Asya gazetesine 864 gündür ilan verilmiyor. Niye? Hangi gerekçeyle cezalandırıyorsun? Derdimiz çok ama çözülemeyecek derdimiz yok. Bunun için birlik olmamız, ortak hareket etmemiz lazım. Bunun için ülkemize, vatanımıza, bayrağımıza hizmet etmek için beraber mücadele etmemiz lazım. Bu mücadelenin demokratik yollarla olması lazım. Sandığa gittiğimiz zaman ona göre oyumuzu kullanmalıyız.”

Türkiye Otobüsçüler Federasyonu yetkilileriyle görüştüğünü, otobüs şoförlerinin zamlar nedeniyle zor durumda olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şoföründen yolcusuna hiç kimsenin memnun olmadığını söyledi. Yeni bir otobüsün 6 milyon liraya ulaştığını aktaran Kılıçdaroğlu, son 9 ayda mazotun litre fiyatının 7 liradan 28 liraya çıktığını kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Otogarı’nda önceki senelerde bir günde 2 bin 500 otobüs seferi yapılırken bugün 1200 sefer yapıldığına dikkati çekerek şunları kaydetti:

“Gidemiyor, yolcu yok. Pahalı çünkü. Ne olacak bunların hali? Memleketi bu hale kim düşürdü? Zorluyorlar bir de ‘İlla gideceksin, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden.’ Gidiş geliş tam 140 kilometre fazla yol yaptırıyorlar, 2 saat. Boşuna harcanan akaryakıta mı üzülürsün ‘Oradan geçsin de beşli çeteye dolar bazında para ödesin.’ diye. Buna vicdan, ahlak ‘Evet’ der mi? ‘Otobüs şoförünün sırtından beşli çeteyi nasıl zengin ederim?’ diye uğraşacaksın ve buna da kimse ses çıkarmayacak. Bizim dışımızda. Biz, sesimizi çıkarıyoruz. ‘Nefes alamıyoruz.’ diyorlar. Evet, nefes alamıyorlar.”

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, akaryakıttan alınan verginin son 7 ayda 6 kat arttığını belirterek her benzin istasyonunun bir “vergi dairesi” haline geldiğini söyledi.

Bir araştırma şirketinin yaptığı ankette vatandaşlara “Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı siz olsanız öncelikli olarak hangi alana yatırım yapardınız?” sorusunun yöneltildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, ankete katılanların yüzde 73,5’inin tarıma yatırım yapmak istediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Bu ne demektir? ‘Açlığı hissediyorum, açlığı görüyorum, alın gücüm düştü, mutfakta yangın var, bu alana yatırım yapılsın ki milletin karnı doysun.’ Farkındalar bunun.” diye konuştu.

Türkiye’de binlerce dönüm alanın ekilmediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Sudan’dan yer kiralıyorlar, ekeceğiz diye. Nijer’de kiralamaya başladılar, ekeceğiz diye, sonra da kalkmış ‘Venezuela’ya gideceğiz’ diyor. Venezuela’ya gidişleri başka bir nedenledir.” ifadesini kullandı.

Çiftçilere sözü olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde “havza bazlı planlama” yapacaklarını anlattı. Her çiftçinin ne ektiğini, ürettiğini, kaça aldığını sattığını bileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hiçbir çiftçi zarar etmeyecek. Herkesin alın teri teslim edilecek. Taban fiyatının altına düştüğü andan itibaren onu sosyal devlet satın alacak. Çiftçinin zarar etmeyeceği bir modeli inşa edeceğiz. Hiçbir çiftçinin traktörü, hayvanı asla haczedilemeyecek. Üretim aracı haczedilir mi? Her köyde mutlaka, hayvancılık varsa bir veteriner, tarlada çalışılıyorsa bir ziraat mühendisi veya ziraat teknisyeni olacak. Toprak analizleri yapılacak, çiftçinin hangi ürünü ektiği zaman kar elde edeceği belirlenecek. Bütün bunların hepsi yapılacak. Elektrik ücretleri ürünü elde edip sattıktan sonra ödenecek, elektrik borcuna asla faiz uygulanmayacak. Güneşten enerji üreteceğiz, bütün çiftçilerimize aşama aşama elektriği ücretsiz vereceğiz. Tarım Kanunu’nun 21. maddesinde öngörülen yüzde 1’i kesinlikle vereceğiz.”

Türkiye’de 15 milyon kişinin yetersiz beslendiğini, son 3 ayda bu rakama 500 bin kişinin daha eklendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 5 yaş altı bebeklerin de yüzde 6’sının yetersiz beslendiğini savundu. Kılıçdaroğlu, “Fakir ailelerin çocukları niye kısa boylu? Yetersiz beslendikleri için. Farkındalar mı bunun? Emin olun farkında bile değiller. Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor, zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor. Sarayda herkesin karnı tok, herkesin bir eli yağda bir eli balda. Saraydakilerin çocukları milyon dolarları transfer etmeyle uğraşıyorlar. Zalim fukaranın halinden anlamaz.” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Grup Toplantısı’nda Gezi Olaylarına ilişkin yaptığı açıklamayı anımsatan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan bir küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, ‘Milletimizin dilinden konuşuyorum.’ diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet asil bir millettir, ferasetli bir millettir, zulmün karşısında duran bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemez. Onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz.” diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin genç muhafazakar kadınlarına seslendiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“Bugün bunu söyleyen yarın emin olun size dönecek hayat tarzınız üzerinden size söyleyecektir. Sakın unutmayın, İstanbul Sözleşmesi sizden çıktı, sizin eserinizdir, bütün kadınlar sahip çıktı. Erdoğan bazı radikal kafaların baskıları ile sözleşmenizi elinizden aldı. O radikal kafalar muhafazakar kadın güçlenmesin, iş hayatına katılmasın, haklarını almasın, nafakalar kalksın, kadın köleleşsin istiyorlar. Bu hakaretler bir süre sonra sana dönecektir çünkü radikaller Erdoğan’ı tehdit edip kadın haklarını gasbetmenin zevkini bir kez aldılar. Erdoğan’a da azıcık baskı yaptılar, hemen geri adım attı, İstanbul Sözleşmesi’ni geri çekti. Yarın bambaşka yasaklar getirecekler. Onun için dur dememiz lazım. Bize katılın, hakkınızı teslim alın. CHP eski CHP değildir, özgürlükçüdür, siz de eski siz değilsiniz. Artık aynı özgürlüklere inanıyoruz, aynı değerleri savunuyoruz, beraberiz birlikteyiz.”

Son zamanlarda bazılarının gazeteci, bazılarının ise araştırmacı formatında ortaya çıktığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Kelle koltukta muhalefet yapan bana muhalefet nasıl yapılır öğretmeye çalışıyorlar. Bize muhaliflik dersi verenler şunu unutmasınlar; biz daha ölmedik, sizin ne mal olduğunuzu gayet iyi biliyoruz. Muhalefet ahlakla yapılır. Kalemini dahi oynatmayan, yazı dahi yazmayan adam kalkmış, bize muhalefet dersi veriyor. Biz kelle koltukta muhalefetimizi halkımız için sonuna kadar yapacağız.” dedi.

Kılıçdaroğlu, kendisini samimi olarak eleştirenlerin de olduğunu kaydederek “Onlara saygı duydum. Birilerinin gemilerine, yatlarına kendilerini atmadılar. İşlerini kaybedenler oldu, kalemlerini satmadılar. Biz, bizi samimi olarak eleştiren bütün yazarlara, çizerlere saygılıyız. Kalemini satıp bize ders verenlere ‘dur’ diyeceğiz.” diye konuştu.

Dolmuş taşıma ücretlerinde simetriyi yakaladık

 

1 YORUM

CEVAP VER