Öten yazımda Korona virüsün ABD tarafından Çin topraklarına atıldığını kanıtlamaya çalıştım. Çin basınının TRT-de yayınlanan İvedi haberi üzerine yorum yapmıştım. Şimdi ise dünya devletlerini atom lavları gibi kucaklayan bu vahim virüsün gittikçe daha yaygın hal aldığını görmekteyiz. Her gün binlerce insan bu virüse bulaşıyor ve her gün çeşitli ülkelerde ölümler çoğalıyor. Ve virüsün daha çok etkili olduğu bölgeler-İpekyolu üzerinde yerleşen devletler olduğunu açıkça görmekteyiz. Sizce bu bir tesadüf mü? Bana göre hiç de tesadüf değildir. Çin ile sınırda yerleşen Hindistan, örneğin en kalabalık nüfuza sahip devlettir ve ekranlarda hepimiz izliyoruz; bu ülkede sağlık sorunları hiç de üst düzeyde olmadığını görmekteyiz. Ayrıca sokaklarda yalın ayak, çıplak dolaşan binlerce insan akınını görüyoruz? Örf adetlerine göre vefat eden yakınlarını ateşte yakıyorlar ve Nil nehrine bırakıyorlar. Aynı zamanda nehirde yıkanıyorlar, suda sağa-sola üzmelerine devam etmekteler? Ve Çin sınırına daha yakın olan bu kalabalık ülkede virüs vakaları çok-çok aşağı düzeydedir. Bunu nasıl izah etmek mümkündür? Çin sınırına yakın olan ülkeleri biliyoruz ve bu ülkelerde de korona virüs vakaları yok gibidir. Orta Doğu ülkeleri Kazakistan ve İran-İpek Yolu üzerinde yerleşiyor ve her iki devlet virüs ile savaş halindeler? İran-Çin’den çok uzakta yerleşiyor, fakat Kum kentinde bulunan ve ülkenin başka bölgelerine yayılan amansız virüs, her gün onlarca can almaya devam etmektedir. Evet, İran topraklarında Çin vatandaşlarının olduğu bilinmektedir.

Kuvvetli ihtimaldir ki, bu kişilerin ülkelerinden virüsü İran topraklarına getirmişlerdir. Bunları da basından öğrendik. Fakat akla başka fikirler de geliyor. Neden İran’da kısa zaman diliminde binin üzerinde ölüm vakaları vardır? Bana göre İran-hedef alınan İpek yolu üzerindeki devletlerden biri sayılıyor. İran ekonomisi son yıllarda yükselişe uçuyordu ve bu yükselişi durdurmak gerekiyordu. Nitekim durdurdular… Allah Türk düşmanlarımızı yok etsin, Tanrı Müslümanları korusun! Biz Türkler – tarih boyunca adil, sevgi dolu, barış insanı olmuşuzdur. Virusun ilk patlak verdiği iki gün diliminde Çin ekonomisi üç milyar dolar zarar gördü… Yazık değil mi bu insanlara? Bunlar tesadüf müdür? Bana göre hiç de yok.

BATILI DEVLETLERİN YENİ TUZAKLARI

 ABD’DE yerleşen ve Rokfeller kardeşlerinin yönettikleri Mason Kulübünün önde gelen isimleri İsviçre’deki toplantıda açıkladılar; Çin ve İran ekonomisi yükseliştedir ve bunu durdurmak gerekiyor, dediler. İşte size Korona virüs mucizesi işe koyulmuştur. Aslinde ilk hedefleri İpek Yolu üzerinde yerleşen devletler olmuştur; fakat yanlış hesap yapıldığından Batı devletleri-özellikle Fransa, İspanya, İngiltere ve mini-mini Avrupa devletleri de virüsten nasibini aldılar. Kendi üretmiş oldukları virüs-kendilerini de vurmuştur. Ama çok yazıktır ki ölenler mazlum, suçsuz insanlardır. Onların hiç suçları yoktur. İran’da ölenlerin çoğu doktorlar ve hemşirelerdir, çok yazık. İnsanları tedavi ettiklerinden dolayı doktor ve hemşirelerin ölmesine çok üzülüyoruz. Komşu ülkedeki ölüm hallerine kardeş Türkiye vatandaşları da üzüntü içindeler. Bu virüs-zalimdir, acımasızdır, bir o kadar da tehlikelidir. Türkiye Cumhurbaşkanı, Sayın, Recep Tayyip Erdoğan, halk önünde ekrandan açıklama yaptı. Bütün TV kanalları Sayın Erdoğan’ın konuşmasını ivedilikle tekrar ettiler. Cumhurbaşkanı, aynen şöyle dedi: “Hedef Türkiye’dir”. Sayın, Erdoğan’ın son konuşmasını halkımız doğru ve düzgün idrak etmelidir. Dünyada Müslüman nüfuzunun artması Vatikan’ı ve Rus Hristiyan Metropolitini rahatsız etmiştir. Enteresandır ki, 500 yıl buluşmayan iki Din adamı, neden Küba’da alil-acele bir araya geldiler?  İşte kanıt -“Arap Baharı” harekâtını Müslümanlara karşı yapmaya kalktılar.

DÜNYADA SADECE MÜSLÜMANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR

ABD, önce Irak topraklarını istila etti ve Saddam’ı astılar. Amerikalılar Irak petrollerine el koydular. ABD, dünyada mevcut olmayan bir ilke de imza attı: ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğinde bin diplomatı görev yapıyordur. Dünya devletlerinin hiçbir Büyükelçiliğinde analoğu olmayan “bin kişilik ekibi” görev yapmıyordur. Daha vahim olan olay: Irak’ın Bağdat Milli Kütüphanesinden 100 bin tarihi kitapları ve Kuran’ın ilk el yazısı da çalınarak Amerika’ya taşınmıştır; ülkenin altın rezervi ve milli Bankına el konuldu ve Amerika’ya götürüldü. Irak’ın tüm hazinesi böylece çalındı. Petrollerine de el konuldu. Böyle hırsızlık, böyle kabadayılık uygar dönemlerde olmamıştır. Haince, gaddarca, düşmanca bir Müslüman ülkesi gözlerimiz önünde param-parça edilmiş oldu, fiilen dağıtıldı… Ayni hadise Libya’da da baş vermiştir: Devlet Başkanı, Kaddafi asıldı; ülkenin milli Bankına ve altın rezervlerine, ayrıca yurt dışındaki tüm varlıklarına da el koydular, alıp Amerika’ya götürdüler. Bütün petrol rezervlerine el konuldu. Dünya devletleri adeta sahipsizler; güçlüler-güçsüz devletleri adeta istila ediyorlar. Varvarca, haince, guldur gibi… Ne biçim bir dönemde yaşıyoruz-ilahi? Fransa işgal ettiği Afrika ülkelerinden yılda 567 milyar dolar gelir elde ediyor. Fransa ayrıca Cezayir ve Ruanda’da resmen soykırım yapmıştır ve sömürge devlettir. Fransa’nın bir beyan Milletvekili, olmayan bir Ermeni soykırımı hakkında yalan beyan vermiştir. Dış İşleri Bakanı, Sayın, Mevlüt Çavuşoğlu, kadına iyi bir tarihi ders verdi: bilgisiz ve eğitimsiz olmakla küstah kadını adeta rüsva etmiş oldu. Utanmaz beyan Milletvekili ayrıca bir de hayâsızca gülüyordu… Fransa-resmen PKK’yı ülkesinde barındırıyor, onlara bütün kolaylıkları sağlıyor. Fakat bu Frengistan topraklarının bir zamanlar Oğuz Kağan’ın denetiminde olduğu, bir nevi Türk toprakları olduğunu neden unutuyorlar? Amerika cellatları Orta Doğu devletlerine sokuluyor; Suriye – Rusya ile Amerika arasında resmen bölünmüştür. Ayrıca, Suriye topraklarında PKK, YPG ve DYP’yi destekleyen Amerika sınırlarımızın dibinde PKK devletini (yalandan Kürt Devleti) kurmaya kalktı. Sayın, Erdoğan bunu iyi anladı ve Suriye topraklarına Silahlı Kuvvetlerimizi, ağır silahları ve Mehmetçikleri yerleştirdi. İdlip harekâtı ülkemizin beka konusudur. Bunu tüm siyasi Partiler doğru anlamalılar.

SAYIN, ERDOĞAN`IN ÇAĞRISINA UYMALIYIZ

 Sayın, Recep Tayyip Erdoğan çok doğru ifade etti: “Hedef Türkiye’dir”. Neden mi? Çünkü Türkiye kendi silahlarını kendi üretmeye kalktı da, ondan. NATO’ya güven yoktur, aynı NATO sınırlarımızdan Patriot savunma sistemini toplamadı mı? Sınırlarımız savunmasız kalmadı mı? Elbette ki Rusya’dan S-400-a almalıydık. Ne yani, sınırlarımız güvensiz mi kalacaktı? Pek çok hain basın mensupları, düşüncesiz siyasiler de borazanlarını çalmaya başladılar: “Ordumuz neden Suriye’dedir? Mehmetçiklerin orada ne işi vardır? Neden Suriye topraklarındayız?”, “Garabağ”da ne işimiz vardır? – türünden beyanlarına bazı siyasiler de utanmadan koşuldular. Peki, bu borazanları üfüren, ikiyüzlü vatan hainlerine soruyorum: “Neden on bin kilometre Okyanus ötesinden, ABD gelmiş de sınırımızın ötesinde PKK devletini kurmaya kalkıyordur? Neden Rusya, Sibirya’dan kalkmış, tam komşumuzun topraklarında askerleriyle dolaşıyor, Mehmetçiklerimize kurşun sıkıyor derseniz? Esat-topraklarına sahip olamıyor, kontrol edemiyor; Amerika ile de, Rusya ile de ayrı-ayrı sözleşmesi vardır. Amerika da, Rusya da kendi çıkarları vardır bu topraklarda. Ayrıca her iki devlet-Suriye topraklarında PKK, YPG, DYP’yi destekliyor. Kime karşı derseniz? Türkiye’ye karşı, elbette! Çünkü hedef Türkiye`dir. Bu beyanları veren kişiler Türk olamazlar, onlarda vatan duyguları, vatan sevgisi yoktur; başka azınlıklardır, vatan hainiler – bu kadar net diyorum! Amerika burnumuzun dibinde önce Kürt devleti kurmayı hedefliyor, daha sonra bu topraklarda Büyük İsrail Devletini kurmayı nedefliyor? Buna göre halkımız, Sayın, Erdoğan’ın arkasında düğümlenmeli ve hepimiz milli liderin etrafında tek yumruk olmalıyız. İleride Türkiye’nin ve İran’ın parçalanması planları Batılı devletlerin ve Amerika’nın ana hedefidir. Bizler buna karşı hazır olmalıyız. Cumhurbaşkanı İletişim Başkanının açıklamasında da bunlar vardır. Halkımız uyanık olmalı, Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan’ın etrafında adeta kenetlenmeliyiz, diye düşünmekteyim. Başka alternatif-yoktur! Bu virüs oyunu da Amerika’nın oyunudur ve kendileri de kendi tuzaklarına yakalanmış durumdalar. Fakat dikkat edersek – İpek Yolu devletleri bu virüse daha çok yakalanmışlar. Tarihten de biliyoruz ki zaman-zaman XII-XIX. yy’de, hatta II. Dünya Harbinden sonraki yıllarda bile çeşitli öldürücü hastalıklarda milyonlarca insanlar öldürülmüşlerdir. Bu gün yayınlanan Korona virüs de, çok tehlikeli ve acımasız virüstür. Virüse karşı olağanüstü hazırlıklı olmalıyız… Devletimiz virüse karşı sert tedbirler alıyor ve halkımız çok-çok dikkatli olmalı, devletin almış olduğu kararlara uymalıyız ve gerektiğinde evden çıkmamalıyız. Azerbaycan, İran’a komşu devlettir; fakat virüs ana vatan Azerbaycan’a da yayılmıştır. Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev’in ekrandaki konuşmalarına halkımız uymak durumundadır. Bu virüse karşı şimdilik ilaç yoktur. Çin ülkemize aşısını vermiştir. Evet, aşı olunduk. Almanya ve Rusya da aşılarını getirmiş oldular.  Bu vahim virüsün karşısında birlikte, devletimizin almış olduğu ciddi kararlar sayesinde, sıkı işbirliğimiz sayesinde mutlaka yeneceğiz. Devletimiz halkının sağlığı keşiğinde azimle duruyordur.

Türkiye-dünyada çok güçlü ve bağımsız devlettir. Ayrıca kardeş Türk devletleri ile el-ele vereceğiz ve bu hastalığı hep birlikte yeneceğiz. Tanrı Türkü korusun!

AMİN!

CEVAP VER