Başbakan Yıldırım tarafından kamyon şoförlerinin durumunu bilmemekle eleştirilen Kılıçdaroğlu; “Ben de buradan bütün kamyon şoförü kardeşlerime sesleniyorum, keyfiniz yerindeyse, aldığınız mazottan, gittiğiniz yoldan keyif alıyorsanız, dünyanın en pahalı köprülerinden sizi zorla geçirtiyorlarsa siz o zaman isyan etmeyin.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda, Kocaeli’nin İzmit ilçesinde sendika üyesi oldukları için çalıştıkları paslanmaz çelik üretimi gerçekleştirilen fabrikadan çıkarıldıklarını belirten Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerin Grup Salonu’da bulunduğunu belirterek, onların haklarını sonuna kadar savunacaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Yüzde 11,1 büyüdük ne oldu? İşsizliğin azalması lazım. Tam tersine dünyanın parasını akıttılar işsizlik azalmadı. Çünkü büyüme üretime dayalı bir büyüme değil. Yeni fabrikalar kurulmuyor, dışardan ithalat. Elin parasıyla, aldığın borçla ülkeyi yönetiyorsun. Elin parasıyla büyüme, kalkınma olmaz.” dedi.

Gerginlik istemediklerini ancak gerçekleri söyledikçe birilerinin rahatsız olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sorunları dile getirmeyi sürdüreceklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Bizim söylemlerimizden rahatsız olduklarını biliyorum ama gerçekleri dile getirmek benim ve partimin boynunun borcudur.” dedi.

Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde vefat eden Münir Özkul ile Aydın Boysan’a Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

HEM ‘İŞÇİLER ÖRGÜTLENSİN’ DİYECEKSİN ÖRGÜTLENİNCE DE KAPI DIŞARI KOYACAKSIN

Siyasette zaman zaman sert tartışmaların yaşandığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Ne olursa olsun siyasetin bir amacı vardır, ülkeye hizmet etmek. Hepimiz demokrasiyi, insan haklarını, örgütlenmeyi savunmalıyız. Hem ‘Siyasetçiyim’ diyeceksin, hem ‘İşçiler örgütlensin’ diyeceksin, işçiler örgütlenince de kapı dışarı koyacaksın. Bütün işçi kardeşlerime seslenmek isterim, şundan emin olmanızı isterim sizin haklarınızı sonuna kadar savunan bir parti vardır, o partinin adı CHP’dir. Bir anayasal hakkı kullanmak istiyorlar ama ‘Sendika kuruyorum’ diye işçi kapının önüne konmaz. Demokrasilerde herkesin hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Siyasetin temel görevlerinden biri bu olmalı. Bir diğeri de farklı düşüncelere saygı göstermektir. İşçilere sendika kurma hakkı getiren parti Bülent Ecevit’tir.”

Bülent Ecevit’in, “Ne ezen, ne ezilen; insanca, hakça bir düzen” sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, asıl hedefin bu olması gerektiğini bildirdi.

“Acaba bu hedefe ulaşıyor muyuz?” sorusunu soran Kılıçdaroğlu, “Geldiğimiz nokta, bu hedeflerden uzaklaştığımız noktadır. En tipik örneği buraya gelen işçi arkadaşlarımız. Sendikalaşmak istiyorlar, haklarını savunmak istiyorlar, anayasal haklarını istiyorlar ama başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere işçilerin haklarını teslim etmemek için her türlü numarayı çekiyorlar. Ama işçi kardeşlerim sakın merak etmeyin biz sonuna kadar yanınızdayız.” diye konuştu.

KHK ile taşeron işçilere kadro verilmesi konusuna değinen Kılıçdaroğlu, “Bir milyonu aşkın insan köle düzeninde çalıştırılıyordu, bunlar hak talebinde dahi bulunamazdı. Bunları ilk kez Türkiye’nin gündemine biz taşıdık, siyasi kimliklerine bakmadık, sadece insan olarak düşündük ve mücadelesini yaptık. Sonunda parlamentoya kanun getirmek yerine bir KHK ile taşeron işçilerin sorunlarını çözmeye çalıştılar ama çözemediler. Haksızlık yaptılar. İki türlü çifte standart yaptılar.” dedi.

Düzenleme ile taşeron işçilere “Kadroya alıyoruz ama kadrolu işçilerle aynı haklara sahip olmayacaksınız. 2020’ye kadar sizin toplu sözleşme hakkınız yok.” dendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bütün taşeron işçisi kardeşlerime sesleniyorum, önümüzde 2019 var, benim için önemli, tüyü bitmemiş yetim için de senin için de önemli. 2019’da yetkilendir sen de diğer işçiler gibi toplu sözleşme hakkına kavuşacaksın, onlar hangi haktan yararlanıyorsa sen de kuruşu kuruşuna aynı haklardan yararlanacaksın.” diye konuştu.

Hükümetin “bir ayrımcılık daha” yaparak, 50 bine yakın taşeron işçisine kadro vermediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“26 KİT’te ve 26 özel bütçeli kamu kuruluşunda çalışan taşeron işçilerine kadro vermediler. İşçi değil mi bunlar niye kadro vermiyorsunuz? Çünkü Ankara’daki beylerin canı öyle istemiş. ‘İstediğimize veririz, istediğimize vermeyiz.’ Biz ne diyoruz? Kim olursa olsun hangi görüşten olursa olsun, hangi kimlikten olursa olsun, sözümüz söz ona kadroyu vereceğiz, hiçbir ayrımcılık yapmadan. Emekten yana politikamızı inatla sürdüreceğiz. Bu ülkede örgütlenmenin önündeki bütün engeller kalkana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”

KAMYONCULAR DÜNYANIN EN PAHALI KÖPRÜLERİNDEN ZORLA GEÇİRİLİYORLAR

Sadece taşeron işçilerin değil kamyoncuların ve diğer şoförlerin sorunlarını da dile getirdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, Kocaeli’de kendisine dertlerini aktaran bir şoförün söylediklerini bütçe görüşmelerinde gündeme taşıdıklarını söyledi.

Bu sorunları dile getirmesinin ardından, Başbakan Binali Yıldırım’ın kendisini eleştirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Binali Yıldırım çıktı kürsüden, ‘Sen kamyon şoförlerinin durumunu bilmezsin, onların durumu çok iyidir. Keyfi yerindedir, sen nasıl eleştirirsin’ dedi. Ben de buradan bütün kamyon şoförü kardeşlerime sesleniyorum, keyfiniz yerindeyse, aldığınız mazottan, gittiğiniz yoldan keyif alıyorsanız, dünyanın en pahalı köprülerinden sizi zorla geçirtiyorlarsa siz o zaman isyan etmeyin. Sayın Binali Yıldırım rakamlar da vermişti, kendisi bir de ulaştırma bakanlığı yaptı, yolun kaç kilometre olduğunu bilmemesi gerçekten beni şaşırttı. Arkadaşlarımız bindiler bir TIR’a Ankara’ya kadar geldiler kaç lira para ödediler; yol parası, köprü, benzin, mazot parası hepsini çıkardılar. Tek tek çıkardılar. O belgeleri yazıyla Sayın Binali Yıldırım’a göndereceğim. ‘Bayındırlık Bakanlığının yaptığı yolu dahi, köprüyü dahi, fiyatları dahi bilmiyorsun buyurun belgeleri’ diyeceğim. Tıpkı Man Adası belgeleri gibi onu da göndereceğim.”

Hükümetin kamyoncu ve TIR esnafının sorunlarına duyarsız olmasının kendisini üzdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünyanın en pahalı mazotunu veriyorsun, en pahalı köprüsünden geçiriyorsun, nasıl diyebilirsin ki hayatından çok memnun? Biz hayatımızdan memnunuz diyen bir şoför duymadım. Şimdi kamyon şoförü arkadaşlarıma sesleniyorum, o arkadaşın verdiği bir bilgi vardı, ‘1 milyon 350 bin kişi buradan geçiniyor’ diye. 1 milyon 350 bin kişiye sesleniyorum, TIR şoförü ol, kamyon şoförü ol, 10 numara yağ yak, hepsini biliyorum. Senin sorununu çözmek için bu Mecliste ben kavga veriyorum, senin sorununu çözmek için yolda ben kavga veriyorum, senden sadece ve sadece bir oy bekliyorum 2019’da, iki elim yakanızdadır.”

İNFAZ KORUMA MEMURLARI EMNİYET HİZMETLERİ SINIFINA GEÇMEK İSTİYOR

Kılıçdaroğlu, infaz ve koruma memurlarının, 657 Sayılı Kanun’da genel idare sınıfından emniyet hizmetleri sınıfına geçmek istediğini belirterek, “Buradan herkesin önünde arkadaşlarıma talimat veriyorum; infaz ve koruma memurlarının emniyet hizmetleri sınıfına alınmaları için kanun teklifini hazırlayın verin. Hep beraber aşağı indirelim. Bakalım el mi yaman bey mi yaman.” dedi.

YÜZDE 11,1 BÜYÜME GERÇEKLEŞTİ, PEKİ NEREDE BU BÜYÜME? 

2017’de yüzde 11,1’lik büyüme gerçekleştirildiğinin açıklandığını ve normalde bunun olağanüstü bir rakam olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Çin’i de attık geriye, Hindistan’ı da attık geriye ama bu büyük bir heyecan yaratmadı, çünkü vatandaş cebine baktı büyüme yok. Çiftçi baktı yok. Sanayici, memur baktı, yok. Peki nerede bu büyüme? Eğer gerçek bir büyüme olsa işsizlik azalır.” değerlendirmesini yaptı.

Milyonlarca gencin, özellikle de üniversite mezunlarının işsiz olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“İşsizlike mücedele edeceklerdi sözde. 7 Şubat 2017, AK Parti’nin Genel Başkanı TOBB Genel Kurulu’nda bir konuşma yapıyor, işverenlere diyor ki: ‘Hep beraber işsizliği engelleyeceğiz. Bu seferberlikte işsizliği gümbür gümbür çökerteceğiz.’ diyor. Çöktü mü? Hayır. Ne oldu? İşsizlik mi azaldı? Yüzde 11,1 büyüdük ne oldu? İşsizliğin azalması lazım. Tam tersine dünyanın parasını akıttılar işsizlik azalmadı. Çünkü büyüme üretime dayalı bir büyüme değil. Yeni fabrikalar kurulmuyor, dışardan ithalat. Elin parasıyla, aldığın borçla ülkeyi yönetiyorsun. Elin parasıyla büyüme, kalkınma olmaz. Elin parasıyla işsizliği önleyemezsin. O nedenle biz üretim, istihdam diyoruz.

Kılıçdaroğlu, yüzde 11,1 büyüme üzerine vatandaşın gelirinin artması gerektiğini vurgulayarak, “Ama vatandaşın geliri değil, borcu attı. Bugün icra dairelerinin sayısı 2 katına çıktı. Her iki vatandaştan biri icralık. Tıklım tıklım doldu icra daireleri. Vatandaşın bankalara borcu, 2016 Aralık ayı 433 milyar. Geçiyorum 2017 Aralık ayına, 499 milyar liraya çıkmış. Yani artan borç 66 milyar 289 milyon lira. Hani gelir artmıştı? Bankalara borcun düşmesi lazım. Vatandaşın bankalara ödediği faiz de 6 milyar lira artmış.” dedi.

CEVAP VER