1+0 dairelerin yeniden inşa edilebilmesine yönelik düzenlemeyi değerlendiren Tüm Emlak Danışmanları Birliği (TEDB) Başkanı Hakan Akçam, “konut arzını artırmaya yönelik olumlu ama sınırlı bir adım” olarak nitelendirdi. Yapılan değişikliğin, özellikle yalnız yaşayan bireyler, öğrenciler ve geçici konut ihtiyacı olanlar için pratik bir çözüm sunduğunu ifade eden Akçam, genel kira piyasasında ciddi bir düşüş yaratmasının beklenmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kiralardaki artışın temel nedeninin hâlâ arz-talep dengesizliği ve yüksek maliyet baskısı olduğuna dikkat çeken Akçam, “İnşaat maliyetleri düşmedi, arsa üretimi sınırlı, nüfus ise büyük şehirlerde artmaya devam ediyor. 1+0 daireler bu baskıyı bir nebze hafifletebilir ama pansumanla yetinmek yerine kalıcı tedaviye yönelmeliyiz” dedi.
DÜZENLEMENİN ETKİSİ LOKAL KALACAK
Akçam, bu dairelerin yapılabileceği alanların da sınırlı olduğuna dikkat çekerek, düzenlemenin etkisinin lokal kalacağını belirtti. Akçam, “Her bölgede değil, belirli imar koşullarına göre üretilebilecek. Dolayısıyla bu adım, barınma sorununa yönelik bir pansuman niteliğinde. Kalıcı çözüm için sosyal konut projeleri, kira denetimi ve arsa üretimi gibi daha geniş ölçekli adımlar gerekiyor” diye konuştu.
YATIRIMCILARIN İLGİSİNİ ARTIRIR
Yatırımcıların stüdyo dairelere ilgisinin artabileceğini belirten Akçam, bu dairelerin düşük maliyetli giriş fırsatları sunduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Büyük daire almak artık birçok kişi için hayal oldu. Yatırımcılar daha küçük metrekareli, daha hızlı kiraya verilebilen dairelere yöneliyor. Özellikle üniversite çevrelerinde ve iş merkezlerine yakın bölgelerde kira getirisi cazip olabilir.”
Ancak yatırımcı ilgisinin sadece fiyat avantajına değil, mevzuatın istikrarına da bağlı olduğunu söyleyen Akçam, geçmişte yaşanan yasaklama sürecinin yatırımcı güvenini zedelediğini hatırlattı. Akçam, “Bu düzenleme kalıcı hale gelirse ve belediyeler net uygulama kriterleri belirlerse, yatırımcı ilgisi yeniden canlanır” dedi.
Likidite avantajına da dikkat çeken Akçam, “1+0 daireler daha hızlı alınıp satılabiliyor. Bu da onları yatırım portföylerinde cazip hale getiriyor. Ama sosyal donatıları, bina kalitesi ve lokasyonu da yatırım kararlarında belirleyici olacaktır” ifadelerini kullandı.
İNŞAAT SEKTÖRÜ TEMKİNLİ YAKLAŞIYOR
İnşaat sektörünün düzenlemeye genel olarak olumlu baktığını belirten Akçam, küçük metrekareli dairelerin hem üretim maliyeti açısından avantajlı hem de daha geniş bir müşteri kitlesine hitap ettiğini söyledi. Ancak sektörün temkinli olduğunu da ekledi:
“Geçmişte yaşanan yasaklama süreci, bazı firmaların projelerini revize etmesine neden olmuştu. Şimdi yeniden bu dairelerin yapılabilmesi planlamalarda esneklik sağlar ama firmalar önce yerel yönetimlerin uygulama biçimini görmek isteyecektir.”
Akçam, sektörün yaşam kalitesine odaklanması gerektiğini de vurgulayarak şunları söyledi: “Sadece metrekare küçüklüğüyle değil, sosyal alanların, ortak kullanım alanlarının ve bina içi donatıların özenle planlanması gerekiyor. Aksi takdirde bu daireler, sadece ‘barınma kutusu’ olarak algılanır ve uzun vadede piyasa değerini kaybedebilir.”
FIRSAT VAR, AMA YOL UZUN
Düzenlemenin doğru planlama ve doğru lokasyonla birleştiğinde hem sektör hem de toplum için faydalı olabileceğini ifade eden Akçam, “Ancak sürdürülebilirlik, mevzuat netliği ve kullanıcı memnuniyeti gibi faktörler göz ardı edilmemeli. Bu bir fırsat. Ama fırsatın kalıcı faydaya dönüşmesi için daha cesur, daha kapsayıcı konut politikalarına ihtiyacımız var” diyerek sözlerini sonlandırdı.