İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Özellikle gençlerimizden bir şey rica ediyorum; öfkenize yenilmemeniz. Sizleri, haklı öfkeniz üzerinden kendi oyun sahasına çekmeye çalışanları lütfen dinlemeyin.” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasına, PKK terör örgütüne karşı verilen mücadelede şehit olan güvenlik güçlerine Allah’tan rahmet dileyerek başladı.

Türkiye’nin değişik şehirlerinde meydana gelen sel felaketine değinen Akşener, iklim krizinin Türkiye’nin de acil sorunlarından biri olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin su sıkıntısı çeken ülkeler arasında yer aldığını dile getiren Akşener, iklim krizinin iktidar-muhalefet meselesi değil, Türkiye’nin geleceğini kurtarma meselesi olduğunu kaydetti.

Akşener, “Ülkemizdeki ağır ekonomik koşullar nedeniyle yorulan, bunalan ve yıpranan gençlerimizin barınma imkanını bile zor buldukları yurtlarda neler yaşadıklarını bilmek zorundayız. Öğrencilerimizin yaşadığı barınma sorunu, onları dernek ve vakıflara ait özel yurtlara mecbur bırakırken, Enes’in acısı hala yüreğimizdeyken, KYK yurtlarının da başıboş yönetimlerin eline bırakılmasına göz yumamayız.” diye konuştu.

Meral Akşener, konuşmasının bir bölümünde Akdeniz Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisi Süleyman Kızıltaş’ı kürsüye davet etti.

Kızıltaş’ın ardından konuşmasına kaldığı yerden devam eden Akşener, ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ülke ekonomisinin adım adım ödemeler dengesi krizine doğru gittiğini ileri süren Akşener, “Açıklanan makroekonomik verilerden daha korkunç bir şey daha var. O da devlet terbiyesinden, ciddiyetten ve liyakatten nasibini almamış bir zihniyetin hala yönetimde olması. Her gün saçma sapan açıklamalar dinliyor, akıl dışı kararlarla karşı karşıya kalıyor ve büyük bir beceriksizliğin cefasını çekiyoruz.” sözlerini sarf etti.

Gelire Endeksli Senet uygulamasının açıklandığını, ancak ortada gelir olmadığını savunan Akşener, “Parayı vatandaştan kes, tasarruf sahibi bir azınlığa aktar sonra da utanmadan, sıkılmadan milletimize ‘çözüm’ diye pazarlamaya çalış. Nebati Bakan, bu kafayla GES’ten sonra öz hakiki kurtuluş reçetesi olarak milleti tamamen denklemden çıkartıp yandaş ekosisteminin tamamı faydalanabilsin diye beşli çetenin gelirine endeksli ‘YES’ yani yandaş endeksli senet çıkartırsa şaşırmayın.” dedi.

Akşener, Tank Palet Fabrikası’na gittiğini anlatarak, “Ordumuzun bu stratejik tesisinin peşkeş çekilmesini örtbas etmek için bir başka yalan daha uydurularak, ‘Karasu’da yeni bir fabrika kuruyoruz. Bölgede 10 bin kişilik istihdam yaratıyoruz’ denildi. Hatta, her zamanki gibi şaşalı temel atma töreni yapıldı. Ben de ‘milyarlarca dolarlık yatırım’ dedikleri fabrikaya gittim. Neler oluyor biliyor musunuz? Yatırım matırım yok. Fabrika sökülüyor. O şaşaalı törenlerin yapıldığı ‘dev yatırım’ dedikleri fabrika yerinden sökülüyor. İşte size, Bay krizin mangalda kül bırakmadığı yerli ve milli yatırım anlayışı.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin her alanda olduğu gibi dış politikada da derin krizin içerisine doğru sürüklendiğini, bunun mimarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu iddia eden Akşener, “Ne hakkında yorum yapsa, hangi konuda bir bilmişlik taslasa sonu mutlaka krizle sonuçlanıyor. Bırakın çıkarlarımızı korumayabilmeyi, elimizdeki gücü de itibarı da imkanları da kaybediyoruz.” görüşünü savundu.

Akşener, AK Parti iktidarı için dış politikanın; iç siyasete malzeme üretmek, ülke gündemini değiştirmek, millilik duygusu ve beka vurgusu üzerinden oy toplamaktan ibaret olduğunu öne sürdü.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, bugün Yunanistan ile yaşanan sorunda da Türkiye’nin sonuna kadar haklı olduğunu ancak Erdoğan yüzünden haksız duruma düşmekten kaygılı olduklarını dile getirdi.

Akşener, İçişleri Bakanlığına göre 3,5 milyon, valiye göre 5,5 milyon, başkasına göre de 6 milyonu aşan sığınmacının Türkiye’de olduğunu belirterek, “Daha sığınmacıların sayısı konusunda bile ortak bir karara varılamayan bilgi kirliliği ortamındayız. Bu sığınmacıların nereden, nasıl, hangi yollarla geldiğine bile cevap veremeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Dünya üzerinde görülmemiş plansızlık ve programsızlıktaki bir göç politikasının, daha doğrusu bir göç politikasızlığının sonuçlarını yaşıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşlık garantili ev satışı sonucunda yaklaşık 10 milyar dolarlık piyasa oluştuğunu, bu paranın da ağırlıklı olarak yandaş müteahhitlerin cebine girdiğini iddia eden Akşener, Türkiye’de kira kontratı yapan bir yabancının, bir yıllık oturum iznine sahip olabildiğini söyledi.

Meral Akşener, şöyle devam etti:

“Yabancıya oturum ve vatandaşlık hakkı karşılığında ev satan veya kiralayan müteahhitler ve aracılar kazanırken, kaybeden kim oluyor? Milletimiz oluyor. Artık milletimiz için ev almak, bir hayalin de ötesinde imkansızlık haline geldi. Konut ve kira fiyatlarının yükselmesi de doğrudan memleketimizin refahını etkiliyor. Üstelik müteahhitlerin ve komisyoncuların kazandığı para da milletimizin cebinden çıkıyor. Bu iktidar için paranın nereden geldiği, nasıl kazanıldığı, vatandaşlık alan kişinin, adli sicil kaydının ne olduğu, hiç önemli değil. Bu nedenle bugün İstanbul dünyadaki kara paranın, suç örgütlerinin, mafya babalarının – bu mafyalar da Türkiye’den değil- ve yabancı istihbarat servislerinin adeta cirit attığı bir şehre dönüştü. Nerenin tacizcisi, tecavüzcüsü, sapığı varsa memleketimizin dört bir yanına saçıldı. İnsanlarımız artık çocuklarını parka göndermekten bile endişe duyuyor.”

Akşener, İYİ Parti iktidarında, Türkiye’de sığınmacı sorunu diye bir sorunun kalmayacağını dile getirerek, “Özellikle gençlerimizden bir şey rica ediyorum. O da; öfkenize yenilmemeniz. Sizleri haklı öfkeniz üzerinden kendi oyun sahasına çekmeye çalışanları lütfen dinlemeyin. Berbat göç politikalarına kurban arayanların sizi manipüle etmelerine sakın izin vermeyin. Kendi beceriksizliklerine kılıf arayanların tuzağına asla düşmeyin. Şunu bilin ki sığınmacıları geri göndermek uluslararası hukuktan doğan en doğal hakkımız.” yorumunu yaptı.

CEVAP VER