Muzikal Tiyatrosu olarak bilinen-Operetta türü, Azerbaycan bestecilerinin yaratıcılığında da önemli zirveye ulaşmıştır. Dünyada bu türün tekamülü ve yaratılışı-Fransa’da olduğunu biliyoruz. Fransız-Florimon Erve, Operetta türünün yaratıcısıdır. Onun yazmış olduğu “Matmazel Nituş” eseri ile Operetta, dünya müzik tarihinde yeni janr- tür olarak tarihe geçiyor.

Azerbaycan’da Operetta türünün yaratıcışı büyük bestekarımız Üzeyir Hacıbeyli olmuştur. Onun yazmış olduğu operetlerden “Arşın Mal Alan”, kısa zamanda dünya sahnelerinde sergilenmıştir. Hatta Amerika’da özel film bile çekilmiş ve dünyaya yayılmıştır. XIX-XXI yy. Operetta türünün teşekkülünde pek çok Azerbaycan bestecilerinin de emeği büyük olmuştur. Bu bestecilerden Devlet Sanatşısı, Prof.  Rauf Hacıyev’in yaratıcılığında Operetta – Musikili Komediya türünün özel yeri vardır.

RAUF HACİYEV KİMDİR? (15 MAYIS 1922–19 EYLÜL 1995)

Azerbaycan’da dünyaya merhaba demiş besteci, Rauf Hacıyev, Azerbaycan Besteciler Birliği kuruculuğu yanı sıra, Azerbaycan Kültür Bakanlığı yapmış, Azerbaycan’ın en tanınmış usta bestecilerinden biridir. Bakü’de doğan Hacıyev, ilk eserini 18 yaşında yazmıştır. Moskova Konservatuvarı ve Azerbaycan Konservatuvarı’nda eğitimini sürdürmüştür. Dünya bestekarı ünlü besteci, Gara Garayev’in Öğrencilerinden sayılıyor. Yaşamı boyunca pek çok unutulmaz esere imza atan Rauf Hacıyev’in 150’nin üzerinde besteleri bulunmaktadır. En çok bilinen eserleri,  “Azerbaycan’ım”, “Bahar Geliyor”, “Sevgilim”, “Bakü” ve ”Leyla” isimli eserlerdir. Özellikle, dünya ünlü Tenor – Raşit Beybutov’un ifasında “Sevğilim” Şarkısı yer kıtamızın hemen-hemen bütün köşelerinde diller azberi olmuştur. Sadece bu Şarkı ile Şan ustası Raşit Beybutov ve Besteci Rauf Hacıyev’in isimlerini dünya halkları yakından tanıyorlar.

RAŞİT BEYBUTOV, “SEVGİLİM” ŞARKISININ MAHIR İFAÇISIDIR

Hala Sovyet dönemlerinde Rauf Hacıyev’in yazmış olduğu Operetler onun Sovyet Cumhuriyetlerinde tanınmasında müstesna rol oynamıştır. Cesaretle söylemeliyiz ki, Rauf Hacıyev’in Musikili Komediya-Operet türünde yazmış olduğu eserler kendisine dünya şöhreti getirdiğini müzikle uğraşan besteciler, musizyenler, kısacası her kes iyi biliyorlar.   R. Hacıyev’in Operetta ve Musikili Komediya janrının(türünün) inkişafında gösterdiyi himetler evezsizdir. Onun Operettalarında hem mövzu dairesi, hem de musiki dramaturjisi yeni buluşlarıyla çok zengindir. Estrada ve caz musikisinin imkanlarından ustalıkla istifade eden Rauf Hacıyev, eserlerinde parlak musiki tabloları yaratmağa ustaca müyesser olmuşdur. Burada kıymetli Tiyatro araştırıcısı, yüzün üzerinde ilmi, nazari kitapların yazarı,  Tiyatroşinas – Prof. Dr. İlham Rehimli’nin kitabından bir alıntıyı dikkatinize sunuyorum. O şöyle yazıyor: “Sahnede dram gösteriliyor ise, hem de izleyici onun musikili hisselerini gözü ile değil, kulağı ile işidiyor ise, bütün sahne emosiyası, iştirak eden aktyorların lirik ahval-ruhiyyesi, onların dahili aleminin musikinin ecazkar dili ile ifade olunuyor ise, bütün bunlar seyircilerin aklına ve kallbine o kadar nüfuz ediyor ki, böyle bir tamaşadan ibret görürmemek için gerek gözlerin kor ve kulakların kar (sağır) olsun!” (Rehimli, 2013, 286). Sevgili İlham Rehimli’nin bu fikirlerini Rauf Hacıyev’in musikili sahne eserlerine de şamil etmek mümkündür.

RAUF HACİYEV–BİR DÜNYA BESTEKARIDIR, NOKTA!

Üstün yeteneğe sahip besteci, Rauf Hacıyev’in Operetta türünde yazmış olduğu eserler, sadece Azerbaycan’da değil, bütün geçmiş Sovet mekanında geniş seyirci kitlesinin  rağbetini kazanmıştır.  Operetta türü, yani Musikili Komediya türü, Azerbaycan bestecilerinin yaratıcılığında da özel yeri vardır. Bu janrın (türün) formalaşması ve tekamül yollarının araştırılması, musikişinaslık ilmi için fevkalade önem taşıdığını da özellikle vurgulamak isterim.  Bestekar Rauf Hacıyev, kendi yaratıcılığında özellikle Operetta (yani – Musikili Komediya) janrına müraciet etmiştir. Onun bu janrda (bu türde) yarattığı eserler sadece Azerbaycan’değil, bütün keçmiş Sovyet mekanında populyarlık kazanmış, tamaşacı rağbetine sahip olmuştur. Bestecinin Operetleri kardeş Türk devletlerin tiyatro sahnelerinde  de başarıyla sergilenmiştir…

Büyük besteci Rauf Hacıyev’i şahsen tanımaktan kururluyum. Fevkalade sade, samimi, doğal insandı. Azerbaycan Kültür Bakanı iken kendisiyle bire-bir çalışmışımdır. 1969 yılında beni makamına davet etti ve aynen şöyle dedi: Bak, Eflatun Gazetelerden makalelerini dikkatle okuyorum, oğlum Fuat’la birlikte Tiyatro Üniversitesinde okumuşsun. Şimdi sana çok-çok önemli bi görev veriyorum ve bu görevi çok iyi yapacağına da inanıyorum. Seni “SSCİ Musiki Festivali”ne Başkan olarak yapıyorum. Kendine on kişilik ekip topla ve bana isim Listesini hemen getir. Tüm Sovyet Cumhuriyuetlerinden ve yurt dışından gelecek dünya muzisyenleri Havaalanından alıp Otellere yerleştireceksiniz ve Provalara götüreceksiniz… Bana ekipinin Listesini hemen hazırla…” Makamında Bakan Yardımcısı, Babahanov da oturuyordu. Kendisine de gereken talimatlarını verdi ve kendisiyle çalışacağımı yanımdaca Babahanova söyledi.

–Eflatun, sıkıntın olsa bizzat bana telefon edeceksin, – dedi ve sonra birlikte kahfe içtik… Evet, Orgazisyonu çok iyi yaptık ve yurt dışından gelmiş tanınmış sanat ustalarını Ekipimle birlikte Havaalanında karşılıyorduk ve Otellere götürüyorduk. Sonra Konserin de Programını ben yaptım ve Bakana götürdüm, onayladı ve bütün kurumlara payladık…

DÜNYA MÜZİK FESTİVALİ’NİN BAŞKANIYDIM…

Festival çok yüksek seviyede yapıldı, dünyanın en tanınmış piyanistleri, müzisyenleri Bakü Filarmoni sahnesinde muhteşem Konserler yaptılar, Ödüller paylanıldı… Tüm organizasyon yüksek seviyede hatasız yapıldı. Son Konserde Ulu Önderimiz, Haydar Aliyev  bizzat iştirak etti ve hepimizi, sanatçıları ve Organizasyon ekipini tek-tek kutladı…

Bakan, Sayın, Rauf Hacıyev Organizasyon ekibini mükafatlandırdı ve beni Moskova-Yaroslavl-Kineşma’ya tatile göndermiş oldu… Daha sonra 1970 yılı Temmuz ayında makamına gittim ve bir ricada bulundum:

– Sayın Bakanım, lütfen beni Leningrad’a (Saint-Petersburg’a) bir aylık ilmi çalışmalarımı bitirmek için gönderin, -dedim. Bana o hoş, samimi güler yüzünü, sihirli gözlerini tuşladı ve:

– Neden bi ay? Sebebini söyle de biliyim, -dedi.

– Sayın Bakanım, ben Leningrad Devlet Konservatuvarı Opera Rejissörlüğü Bölümüne sınavlara katılacağım. Sınavlara orada hazırlanmam gerekiyor. Oturup sınavlara hazırlanacağam, buna göre bir ay yeterli olacaktır, diye düşünüyuorum.

Hemen bir formul buldu ve beni “Müzelerde İlmi Çalışmalar Yapacaktır”, diye resmi olarak görevlendirdi. Ve ben Rimski-Korsakov Devlet Konservatuarının Eylül’deki ek sınavlarına katıldım ve Opera Rejisörlüğü Fakültesinin sınavlarını kazanarak Bakü’ye  sevinçle geri döndüm. İlk olarak Bakan, Sayın, Rauf Hacıyev’in makamına gittim ve Öğrenci Belğemi masanın üzerine, önüne bıraktım. Aldı, okudu ve masa arkasından acilen kalkıp beni sımsıkı kucakladı:

LENİNGRAD KONSERVATUVARINA  YOLÇULUĞUM BÖYLE BAŞLADI…

-Eflatun, oğlum, bu harika oldu. Orada bir zaman büyük bestekarımız Üzeyir Hacıbeyli okumuştur. Seni kutluyorum, bu büyük hadisedir. – Yüzündeki o hoş tebessümü, babalık duygularını şimdi bile hatırlıyorum. Sanki kendi evladı sınavları kazanmıştır, diye seviniyordu…

Rauf Hacıyev bir besteci olarak Operetta – Muzikli Komedi türününün gelişiminde müstesna hizmetleri olan büyük besteciydi. Hem Estrada ve ayrıca Mahnı (Şarkılar) türündeki hizmetleri ayrıca bir tarihtir, diye biliriz.

Rauf Hacıyev’in Operetta ve Musikili Komediya janrının (türünün) inkişafında gösterdiyi xidmetler evezsizdir. Onun Operettalarında hem mövzu dairesi, hem de musiki dramaturgisi yeni buluşlarıyla zengindir. Estrada ve Caz musiğinin imkanlarından ustaca istifade eden ünlü besteci, parlak, hafızalarda, hatıralarda yaşayan evezolunmaz musiki Tabloları yaratmağa nail olmuştur. Usta besteci Rauf Hacıyev’in ilk eseri “Telebelerin Keleği (Tuzağı)” 1940-cı illerde Öğrencilik yıllarına tesadüf ediyor. Bu eser İngiliz oyun yazarı Brandon Tomas’ın “Carleyin Halası” farsvodvilin motifleri üzerine yazılmıştır. Eser bestecinin ilk kalem sınağı idi ve Rauf Hacıyev, aynı tür eserlere 1960-lı yıllarda dönecektir. Onun Operetleri içerisinde en parlak olanı – “Romeo Benim Komşumdur” Operetinin ilk promyeri – Bakü’de, “Komşular” adı ile sahnelenmiştir. Çok geçmeden bu eser, Moskova seyircilerini de büyülemiş oldu ve besteciye büyük başarı kazandırdı.

Bu Operetta kısa zaman diliminde Sovyet Cumhuriyetlerinin pek çok sahnelerinde repertuvara alındı ve büyük başarıyla sergilenmiştir.  Bu nefis müzikal 1964 yılında ekranlara taşındı ve geniş seyirci kitlesine izlenmeye sunuldu.

Operettada önemli yeri Mahnı türüne vermesi ise Rauf Hacıyev’in  yaratıcılığında onun misilsiz istedadı, zarif melodisi, ustalığı onun müzikli komedilerinde bariz biçimde öne çıkıyor. Bu Operetin başka bir özelliği ise – “Sevğilim”  lirik şarkısı ile başlaması ve bestecinin dünyada tanınmasına vesile olmasıdır. Doğru, bu şarkı daha önce yazılmıştır. Fakat bu tanınmış Şarkı’nın esere dahil edilmesi ile Operettada lirik şarkılarla olan mövzu bağlılığı vardır. Besteci, orkestra girişiminde bu Şarkının melodisini bütün eserin laytmotifine çeviriyor. Bele ki, Alik ve Nona’nın aşk semvolüne çevrilen mevzu, kahramanları bir nevi karakterize  ediyor ve bütün nömrelerde seslenmekte ve aparıcı role üstleniyor.  Böylece sevgililerin ayni hisslere ve düşünce tarzına sahib olduklarını göstermeye çalışıyor.

Eserde yumorla zengin harakteristikalara sahip kahramanlar Stella ve Kolumb çiftlerdir. Onları seciyyelendiren nömreler daha çoh kuplet ve danslardır.

BESTECİNİN İSMİ YURT DIŞINA TAŞINMIŞ OLDU

Eserin ilk promyerasından başlanan böyük uğuru keçmiş Sovyet mekanı ile yanaşı Bolgaristan ve Polonya’da da davam etmiştir. “Romeo Benim Komşumdur” Opereti dünya sahnelerinde, özellikle yetmişli-seksenli yıllıarda Sovyet Cumhuriyetleri Operet Tiyatroları sahnelerinde de  besteciye büyük uğurlar getirmiştir.

Tanınmış besteci Rauf Hacıyev toplam yedi Operet yazmıştır. Ve bu Operetlerin beşi – Moskova Dövlet Operet Tiyatrosu sahnesinde de başarıyla sergilenmiştir. Ve kısa zaman diliminde “Sevğilim” Şarkısı tüm Sovyet Cumhuriyetlerine ve yurtdışına taşınmış oldu. Ve Rauf Hacıyev’in ismi dünya Afişlerinde yer almaya başladı. Artık bestekar dünyada tanınıyordu…

Devamı vardır!

 

 

CEVAP VER