2008 yılı Temmuz ayının 8-den başlayarak, tanınmış Azerbaycan bilim adamı, yakın dostum, (rahmetlik) Prof. Dr. Hüseyin İsmayılov, Ermenilerin sahtekarlıkları ile ilgili ilmi-analitik araştırmalarında dünya bilim adamı Aziz Alekperli’nin çalışmalarının büyük önemi olduğunu vurguladı. Hemin araştırmaları, “Ankara İl” Gazetesi’nde seri yazılarımda, “Azerbaycan Sayfası”nda değerli okurlara aktarmışımdır. Şimdi Vatan savaşını zaferle kazandıktan sonra Ermeniler yeniden sınırlarımıza saldırıyorlar. Şanlı Muzaffer Ordumuz onlara gereken dersi vermesine rağmen menfur düşmanlarımız sakin olmuyorlar. Belli ya, arkalarında Rusya olduğu her halinden bellidir. Zaten menfur düşmanlarımız tarihi kaynakçaları sahtekarca değişmişler. Nasıl benimsedikleri ve tarihte kendilerine ait olmayan gerçekleri bozduklarını yazıyorlar. Başıbelalı Ermeniler, her fırsatta sahtekarlık yaparak, tarihi, istedikleri gibi değişiyor, kendi adlarına salıyorlar.

Mükemmel Ermenice konuşan dünya bilim adamı,  Aziz Alekberli, 1990 yılına dek Batı Azerbaycan’da yaşamış (şimdiki Ermenistan’da), Ermeni nasiszmi, zulmü ve vahşeti sonucunda ailesini zar zor alıp, çetelerin elinden canlarını kurtarmıştır. Sunuyorum:

ERMENİLER TARİHİ KAYNAKÇALARI İSTEDİKLERİ GİBİ DEĞİŞİYORLAR

…Ermeniler kendilerinin Nuhdan töreme olmaları yalanını o kadar primitif şekilde sübut etmeye çalışıyorlar ki, bu sübut daha çok kendi iflaslarına hizmet ediyor. Batı Azerbaycan’ın, genelde Ermeni sahtekarlığının ömür boyunca tedgigatçılarından sayılan, Aziz Alekberli meselenin bu yönüne dikkat çekiyor. Bele ki, Ermeni tarihinin babası sayılan Musa Horenli’nin meşhur Tarih eserinde Batı Azerbaycan topraklarında Gamer-Sak-Arman Türk boylarının meskunlaşmasını adım-adım izliyor ve çok önemli sonuçlara varıyordur. Melum oluyor ki, Musa Horenli’nin adına ait olduklarını söyleyen Ermenilerin nesil seceresi, aslinde, Arman Türklerine aittir ve haylarla hiçbir delaleti yoktur. Bu secereye göre, Nuhtan sonra oğlu Yafet, Yafet’ten sonra oğlu Gamer, Gamer’den sonra oğlu Tur, Tur’dan sonra oğlu Turgam, Turgam’dan sonra ise kardeşi Azkan hakimiyette olmuştur(Detaylı bilgi için bak: 9, sayfa 21-22)

ERMENİLER, DÜNYA İNSANLARININ BAŞINA BELA OLMUŞLAR

Bellidir ki, Turgam’ın zamanında Armanya ülkesi ve halkı, hükümdarın adı ile – Turgameli ve ya Turgamlı olarak tanınmıştır. Azkan hakimiyyete geçtikten sonra ise ülke onun adı ile adlanmıştır, hatta bu ad sonra bütün Güney Kafkas halklarına ait edilmiştir. (Daha detaylı bilgi için bak: 6, sayfa 27-29).

Ermenilerin sahte tarihçilerinin iddiasına göre, Armaniya’nın kadim zamanlarda öz adını Aşxanas adında patriarktan almış, ülke ve halk Aşxanas adlanmıştır. Aşxanas’tan sonra ise hakimiyyete onun oğlu Hayk gelmiştir. Bu kadar da sahtekarlık olamaz. Bunlar sahte uydurma ve yalandır…

Aslında ise Aşxanas adı ilkin kaynakçada Asxan (Azhan) Azkan olmuştur. Milattan önce VII yy.da Güney Kafkas’ta yaratılan Sak – Skif Çarlığı’nın Işguz (Iç Oğuz) devletinin Bibliyadaki Aşkenaz adıdır. Adın sonundaki as//os//es şekilcisi ise, belli olduğu gibi, eski Junan kaynakçalarında toponim ve etnonimlere eklenen ilavelerdir. As – Az eyniadlı Türk boylarının adlarıdır: Aşxan ise Azxan şeklinde Azların Hanı, Azxan şeklinde Azların yurdu gibi anlaşılır. Biz bu adı (Azkan) aynen Azerbaycan (Azerboykan -Azer boyunun yurdu) adının en kadim ve ilkin formu hesab ediyoruz.

Buradan da belli oluyor ki, ne Tur, ne Turgam, ne de Azkan adlarının Ermenilerle hiş bir bağlantısı, hiçbir yakınlığı bile yoktur. Nesil seceresinde Azkandan sonra gelen Hayk adı da tümüyle uydurmadır ve Ermeniler tarafından sonradan olave edilmiştir.

Musa Xoprenli’nin seceresi de tastık ediyor ki, Ermenilerin Nuh Peyğamber, Nuhun tufanı ve Ağrı Dağları ile ilgili tüm yaptıkları uydurmalar sahtedir ve Azerbaycan mifik metinlerini Ermenileştirmekten başka bir şey değildir. Baş belası Ermeniler tam sahtekar ve iğrençler…

Ermenilerin, ecdatlarını aktarmalarına normal yanaşıyoruz. Her bir millet gibi, onların da kendilerine belli olmayan ecdatlarını aktarmaya, bulmaya hakları vardır. Fakat, Ermenilerin bu meselede bir sonuca varmalarına inanmıyoruz. Neden mi? Hemen söylüyorum!

VELİÇKO’YA GÖRE ERMENİLER, ÇİNGENELERDEN TÖREMELER

Çünkü öten asrın evvellerinde, ünlü araştırmacı-yazar, V. L. Veliçko şöyle yazıyor: “Ermenilerde başka halklarla mecburi, zoraki çiftleşmeleri çok oluyor: İran Ordusu, Azerbaycan Tatarları, Türkler de, Gürcüler de, Dağlılar da…Mühtemeldir ki, devlet kuruluşunu ve bu sebeplerden de kendini mudafaa yeteneklerini çoktan yitiren bir toplıumun kadınlarının nazları ile oynamıyorlardı. Ve böyle eglencelerden aydın oluyor ki, Ermenilerin damarlarında her tür kan mevcuttur. Özellikle Çingene kanı (8, s. 66-67).

Bütün bu inkarolunmaz tarihi kaynakçalar Ermeni sahtekarlığının manevi-ideolojik, etnik-psikoloji ve siyasi-tarihi mahiyetini aşkarlıyor ve bizim üzerimize çok önemli görevleri getiriyor…

Türk etnosu – dünya tarihinin yaradıcılarındandır. Bu tarihin yaradıcısı olduğu gibi, onun koruyucusu funksiyonunu da daima şerefle yerine yetirmiştir. Biz babalarımızın şeref yolunu Türk toplumuna yakışan liyakat ve sorumlulukla devam ettirmeli, onların bizler için koyup gittiği Ulu Türküstan adlı tarihi göz bebeğimiz gibi korumalı ve onun her bir zerresinin uğrunda asil Türk erdemi ile mübareze aparmalıyız.

Kıymetli ve tanınmış Rus bilim adamı V. T. Veliçko’nun iddiasına göre Ermenilerin-Çingenelerden, ya da Dağ Yahudilerinden dönme oldukları yazılıyor. Velişko’nun tarihi-ilmi araştırmaları ile donatılmış kitapı pek çok kaynakçalara dayalıdır ve iddianın gerçek olduğunu ispatlıyor.

Böylece Ermeniler dünya tarihinde belli olan ilmi kaynakçalara mudahele ediyor, tarihi kaynakçaları istedikleri şekilde değişiyor ve utanmadan sahte kitaplar basıyorlar. Bilim adamı dünya ilminde kanıtlanmış tarihi kaynakçaların Ermeniler tarafından nasıl değiştirildiğini kanıtlayan kitapları aşağıda göstereceğim. Ünlü bilim adamı, Aziz Alekperli’nin istifade ettiği  resmi kitap ve edebiyyatın listesini sizlere sunuyorum.

  1. M. Abegyan, Ermeni edebiyyatı tarihi, İrevan, 1975.
  2. Ministerstvo Narodnogo Prosveşeniya, 1875, sayfa 175.
  3. A. Mey. Musulmanskiy rönesans. Moskova. Nauka, 1973.
  4. Firidun Bey Köçerli, Azerbaycan edebiyatı, II.Cilt, Bakü, 1981.
  5. Aziz Alekperli. Batı Azerbaycan. I. Cilt.Vedibasar mahali. Bakü, 2002.
  6. Aziz Alekperli. Batı Azerbaycan. II.Cilt. Zengibasar, Gernibasar ve Kirkbulak mahalları. Bakü, 2002.
  7. Aziz Alekperli. Batı Azerbaycan Abideleri. Bakü, 2006.
  8. V. L. Veliçko. Kafkas. SRP, 1904.
  9. İstorii Armenii  Moiseye Xorenskogo. Moskova, 1893.
  10.  Azerbaycan folkloru antalojisi, I. Cilt. Nahçıvan folklorü. Bakü, 1994.
  11.  Azerbaycan folkloru antalojisi, X. Cilt. İrevan Çuxuru folklorü,

Bakü, 2004.

  1. Cafer Caferov. Kadim arğu dili – dilçilik coğrafyası, tarihi dialektologiya ve Türk dillerinin tarihi problemleri (İlmi eserlerin tematik mecmuesi). Bakü, BDU, 1982, Sayfa 75-85.

İşte bu kaynakçalarda Ermeni sahtekarlarının rezaletleri ve yalanları ifşa ediliyor…

MUZAFFER BAŞKOMUTAN İLHAM ALİYEV’İN TARİHİ ZAFERİ

Ermeniler sahtekarlığı iyi başarıyorlar ve bu onların karakterik özelliklerinden biri sayılıyor. Onlar bir zamanlar Hindistan’dan kovulmuşlar. Neden mi dersiniz? Açıklıyorum: hırsızlık, ikiyüzlülük, yalan ve sahtekar oldukları için… Öncelikle İspanya, Orta Avrupa’ya ve oradan da Rusya’nın yardımlarıyla Kafkas Bölgesine, kadim Oğuz Kağan’ın topraklarına yerleştirilmiştir… Ve Rusya bu dinsizleri önce Hıristiyanlaştırmış ve günümüze dek onları koruyordur. Hatta Rusya Çarı –  II. Nikolay bir karar imzalıyor. Kararda şöyle denir: – Hiç bir Ermeni vatandaşı, Rusya topraklarında Devlet memurluğuna alınmamalıdır… Bunların nasıl sahtekar ve ikiyüzlü oldukları zaten bu karardan belli oluyor.

Sonra Sovyet Devrimi oluyor ve diktatör Vladimiz Lenin, Stepan Şaumyan gibi Türk düşmanını ekibine alıyor ve ezeli Azerbaycan topraklarında uyduruk Ermenistan kukla devletini kurdutuyor. Daha sonra da ezeli Oğuz Hağan’ın topraklarında Gürcistan Devleti yaratılıyor. Elbette, her iki devletin ezeli Oğuz Hakan’ın topraklarında kurulmasında Azerbaycanlı Han ve Beyler’in de büyük suçları olduğunu vurgulamak gerekiyor. Çünkü bu toprakları Ruslara satmışlasrdır. Ve Rusya uzun yıllardır bu sahtekar, ikiyüzlü Ermenileri sırtında taşıyor ve Azerbaycan’a gözdağı veriyordur.

Garabağ topraklarımız ise Cumhurbaşkanımız, Sayın, İlham Aliyev’in akıllı, uzakgören ve yüksek Diplomasi yeteneği sayesinde 44 günlük Savaşın sonucunda azat olunmuşdur. Bu zafer, Azerbaycan halkının tarihine altın kalemle yazılacaktır! Evet, bu zaferin temeli, Ulu Önder, Haydar Aliyev’in sayesinde atılmıştır ve Rusya’nın bu Savaşa müdahil olmaması daha öncelerde konuşulımuştur. Fakat, Ulu Önderin Aniden ölümü bu zafere şahit olmaması bana göre çok  üzücüdür. Çünkü her fırsatta er ya geç biz dede-baba ezeli topraklarımızı geri alacağız, diyordu. İyi hatırlıyorum, Bilkent Üniversitesi’ndeki Meydan’da, rahmetlik İhsan Doğramacı’nın Doğum Günündeki Konuşmasını pek çokları iyi hatırlıyordur. “Biz ezeli topraklarımızı düşmanlarımızdan mutlaka geri alacağız…” demiştir ve o toplantıda ben de iştirak ediyordum. Bu isteyi sevimli oğlu, muzaffar kahraman – İlham Aliyev’in gerçekleştirmesi, Babasına olan derin sevgisinin tezahürü olarak anlamalıyız. Böyle cesaretli evladı ile tüm halkımız şeref duyuyor…

CEVAP VER