Öten yıl Aralık ayının 24-de Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, İSESCO-nun Barış Elçisi, Sayın, Mehriban Aliyeva ve oğulları Haydar Aliyev, Hocavend reyonunun Hadrut İlşesine sefer ettiler ve burada yeni yaratılan Harbi Hissenin açılışında iştirak ettiler. Savunma Bakanı, General, Zakir Hasanov, Cumhurbaşkanı, Sayin, lham Aliyev’e Rapor verdi. Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev kahraman askerlerimizi salamladı. Daha sonra Devlet Himni seslendi. Ayrıca, Siahlı Kuvvetlerin Baş Kumandanı Rapor verdi. Sayın, İlham Aliyev kahraman askerlerimizin huzurunda  Nutuk söyledi:

-Bu gün Garabağın Hocavend reyonu Hadrut İlçesinde yeni Harbi Hissenin açılışını yapmaktayız. Bu vesileyle hepinizi yürekten kutluyorum. Askerlerimiz aniden:

-Sağolun! – Sevinçle cevap verdiler…

Cumhurbaşkanı, onur ve coşkuyla devam etti: – Son yıllar Azerbaycan bölgelerinde pek çok noktalarda yeni Harbi Hisselerini uğurla açmışız, ayrıca yeni şehircikler de inşa edilmiştir. Pek çoğu yeni inşa olunan Harbi Hisselerdir. Devletimiz bu alana büyük dikkat ediyordur, çünkü harbçilerin hizmet ortami öyle güzel olmalıdır ki, onlar her yeni görevlerini severek icra etsinler: hazırlanmaları için güzel ortamları da olmalıdır. Ordu kuruculuğu alanında yapılan çalışmalar arasında Harbi Hisselerin yaratılmasına büyük özen gösteriyoruz. Gururla diyorum ki, Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde pek çok Harbi Hisseler standartlarımıza tam cevap veriyordur. Bu Harbi Hissenin açılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu Harbi Hisse, işgalden azad ettiğimiz bölğede – Hocavend reyonunda açılıyor ve Ordumuzun emrine veriliyor. Harbçilerin hizmet ortamının iyiliştirilmesi ile birlikte, onların aile meişet – menzil problemlerinin halli de devletimizin daima dikkatindedir. Biliyorsunuz, yirmi yıl Orduda kusursuz hizmet etmiş askerlerimize, benim Fermanımla devlet tarafından menziller veriliyor ve bu güne dek 2200-den fazla Harbçiler devletimiz tarafından menzille temin olunmuşlar.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev, Hadrut’ta Askerler önünde konuşma yapıyor.

DEVLETIMIZ ORDUMUZA DIKKATI ARTIRIYOR

Bu yılın sonuna dek 130 harbçi ailesine yeni menziller verilecektir. Yani, Ordumuz Devletimiz tarafından, Cumhurbaşkanı, Ali Baş Kumandan tarafından daima dikkatle takip ediliyor. İşte bu dikkat ve sevginin sonucunda Azerbaycan’ın şanlı Muzaffer Ordusu, dünyada sayılı muzaffer, dövüş meydanında galip gelmiş Ordu olarak tanınıyordur.

Hadrut ameliyyatı, İkinci Garabağ Savaşında hüsusi öneme malik bir dövüş ameliyatı idi. İlk ona göre ki, bu stratejik İlçeni işgalden azad etmek, bizim gelecek pilanlarımıza ilaveten büyük destek vermiş oldu. Eğer biz Hadrut’u işğalçılardan azad etmeseydik, sonraki ameliyatlarımız büyük zorluklarla karşılaşmış olacaktı.  İşgalden ilk azad olunmuş Cebrayil’dan sonra ikinci büyük yaşam merkezi Hadrut’un olması hiş de tesadüfü degildir. Muzaffer Azerbaycan Ordusu öten yıl Ekimin 9-da bu İlçemizi işgalçilardan geri almıştır. Burada bulunan her bir insan bu İlçeyi çevresine alan yüce Dağları gördüğünde anlayacaktır ki, bu ne kadar büyük, zor ve şerefli bir görev olmuşturdu. Karşıdaki menfur düşman bu 30 yıl zaman diliminde işgal altında olan bütün topraklarımızda güçlü istehkamlar ve ayrıca, aralıklarla pek çok cizgilerde  savunma yerleşimi kurmuştu. Aynı zamanda, Garabağ ve Doğu Zengezur bölgesinin tabii relyefi de düşman için uygun ortam yaratmıştı. Buna göre bu Dağlara, tepelere yerleşmişlerdi. Ama bizim harbçilerimizin peşekarlığı, fiziki gücü, manevi hazırlığı, vatana olan yüksek sevgisi, fedakarlığı bu Zafere nail olmak için bize ortam yarattı…

Hadrut ameliyyatı muasır dünya savaşları tarihinde layıklı yerini alacaktır. Ermenistan tarafı Hadrutu denetimleri altında tutmaları için büyük çaba gösterdiler. Onlar, Hadrut işgalden azad edildikten bir kaç gün sonra bile, kendilerine has yalanlar, iftiralar yaydılar ki, Hadrut guya onların elindedir. Ama muzaffer Azerbaycan Ordusu Hadrutta devlet bayrağımızı göklere kaldırmıştı. Hadrut ve çevresindeki tüm yükseklikler bizim elimizdeydi. Ermenistan kendi Ordusu’nun manevi-psikolojik durumunu anlayarak Hadrut hakkında yalanlar yayıyordu.

HADRUT’U ALMAK, STRATEJIK ANLAMDA ÇOK ÖNEMLIYDI…

Onu da bildirmeliyim ki, Hadrut azat edildikden sonra Ermenistan Ordusu’nda firarilik halları daha geniş vüset almıştır ve onların kendilerinin itirafına göre savaş zamanı 10 bin firari olmuştur. Azerbaycan Ordusu’nda ise bir şahıs bile firar etmemiştir. Bizim vatanseververlik ruhumuz, kahramanlığımız, Vatana olan bağlılığımız, fedakarlığımız bütün dünyada Azerbaycan Ordusu, Azerbaycan halkı hakkında dakik tasavvür yaratmış oldu. Dünya anladı ki, biz büyük  ve azametli Halgık ve biz tarihen bize  ait olan torpakları neyin pahasına oluyorsa-olsun mutlaka azat edecek Halkız.

Bu gün Hadrut ameliyyatı hakkında ve bütövlüktə İkinci Garabağ Savaşı hakkında konuşurken, ilk olarak, aziz şehitlerimizin hatırasını yad etmeliyiz. Allah bütün şehidlerimizi rahmet etsin!

Askerler: – Amin!

Cumhurbaşkanı, İlham Aliyev: – Onların canı pahasına, Gazilerimizin, askerlerimizin kanı pahasına biz tarihi adaleti berpa ettik, düşmanı ezeli torpaklarımızdan kovduk, azat olunmuş bütün topraklarda Azerbaycan Bayrağını yücelttik, tarihi adaleti ve milli gururumuzu berpa ettik.

Ben işgal sürecinde defalarca diyordum ki, Azerbaycan halgı hiç zaman işğalle barışmayacaktır. Ermenistan yönecilerine defalarca diyordum ki, hala geç degil, kendi iradenizle bizim topraklarımızı terk etsinler, rett olsunlar. Amma taassuflar olsun ki, onların uzun yıllar zarfında yaydıkları yalana kendileri de inanmağa başlamışlardı. Dünyaya Azerbaycan halkı hakkında, Azerbaycan Ordusu hakkında gerçeğe uygun olmayan bühtan ve uydurma karakterli malumatlar, mifler yayırlardı. İkinci Garabağ savaşı gösterdi ki, kim-kimdir. İkinci Garabağ savaşı, Azerbaycan Ordusu’nun, Azerbaycan halkının eğilmez iradesini göstermiş oldu. Ermenistan Ordusu bu gün artık mağlup edilmiş Ordudur. Azerbaycan Ordusu ise cesur müzaffer Ordudur!

Hadrut ameliyyatından sonra bizim şerefli missiyamız davam etti. Hala Savaşın başa çatmasına bir ay kalmıştı ve elbette ki, biz daha büyük inamla, daha büyük irade ile kendi şerefli missiyamızı davam ettirdik. Hadrut’dan 8 gün sonra Füzuli azat edildi. Füzuli’den bir kaç gün sonra Zengilan, Gubatlı ve Laçın reyonunun Güney kısmı işkalçılardan azat edilmiştir. Biz faktiki olarak Laçın dehlizine çıkmıştık ve Laçın dehlizini denetimde tutuyorduk. Artık Ermenistan anlamalıydı ki, onlar mağlup olacaklar, çünkü mağlubiyyet kaçılmazdır. Fakat, buna bakmayarak, kendi namert emellerinden el çekmediler. Bizim dinç şehirlerimizi uzakmenzilli ballistik Fuzelerle ateşe tuttular. Bunun sonucunda 100-den çok suçsuz insanlar ki, onların arasında çocuklar, kadınlar da helak oldular. Azerbaycan Ordusu ise bütün Savaş sürecinde Savaş kanunlarına uyarak Savaşı liyakatle yürütmüştür. Biz dinç, suçsuz halka karşı hiç zaman savaşmadık ve bir daha halkımızın böyüklüğünü, azametini gösterdik. Bizim hadeflerimiz, yalnız düşmanin Harbi birleşmeleri, silahları, tekniğı ve silah depoları idi.

DÜNYA HALKLARI-ERMENİ VANDALİZMİNİN ŞAHİTİ OLDULAR

Şimdi azat edilmiş topraklara gelen her bir insan Ermeni vahşiliğinin şahiti oluyorlar. Bütün şehirler, bütün köyler Ermeniler tarafından vahşicesine dağıtılmıştır. Bunu artık dünya da görüyor. Fakat bakın, Hadrut İlçesine bir tane bile dağıtılmış bina yokdur. Bu, neyi gösteriyor? Onu gösteriyor ki, biz dinç ahaliye karşı hiç zaman Savaş yapmamışız ve bu, bir daha bütün dünyaya halkımızın manevi yüksekliğini gösteriyor.

Hadruttan sonra yolumuz Şuşa’ya açıldı. Hadrut işğalçilerden azat edilmiş olmasaydı, Şuşa’ya gedip çatmak çok zor olacaktı. Biliyorsunuz, Şuşa ameliyyatı artık bir Destana çevrilmiştir. Dünyanın önde gelen ülkelerinin Ali Harbi Okullarında Şuşa ameliyyatı hakkında şimdi müzakereler yürütülüyor: analizler yürütülüyor ve pek çokları, özelliklə Şuşa’da olmuş insanlar inana bilmiyorlar ki, Azerbaycan’ın kahraman evlatları yüngül silahlarla yüksek kayalara tırmanarak, bizim medeniyyet Başkentimiz olan ve Garabağ’ın Tacı sayılan Şuşa’yı işğalçılardan azat ettiler. Biz sadece Hadrut ormanlarından yürüyerek, yüksek Dağları aşarak Şuşa’ya yakınlaşmıştık ve Şuşa uğrunda giden dövüşler artık hiç kime sir değildir.

44 günlük İkinci Garabağ Savaşı, Ermenistan Ordusu’nun tümüyle, topyekun yok edilmesine, yerle yeksan olunmasına getirip çıkardı. Bu gün Ermenistan Ordusu fiilen yoktur. Ben defalarca demişimdir, bakın, burada – geçmiş Dağlık Garabağ Özel Muhtariyetinin bir reyonu olan Hadrut’ta, Hocavend reyonunun kasabası olan Hadrut’ta bunu bir daha diye bilirim ki, bu gün Ermenistan Ordusu yoktur. Eğer Ermenistan yeniden bizim için tehlike odağı olmaya ceht etmiş olsa, onların sonu İkinci Garabağ Savaşı gibi olacaktır. Biz hiç bir zaman imkan veremeyiz ki, halkımıza, devletimize, toprak bütünlüğümüze her hangi bir tehtit yaratılsın. Ülke hüdutlarından kenarda olsa da, eğer bu tehditi biz görsek, hiç kim bizi durdura bilmez. Nitekim ki, 44 gün zaman diliminde ne kadar bizi durdurmaya çalıştılar, ne kadar bize hede-gorku geldiler, baskı yaptılar, tehtit ettiler, hiç kim bizleri durdura bilmedi. Ben bütün bu 44 gün zaman diliminde diyordum ki, hiç kim bizi durdura bilmez: Ermenistan yönecileri bize tarih versin ki ne zaman bizim topraklarımızdan rett oluyor, yalnız ondan sonra biz Savaşı durduracağız. Öyle de yaptık, sözümüzü de icra ettik. Şimdi de Ermenistan’da eğer her hanği kimseler rivanş hakkında düşünüyor ise, eğer her hangi kimseler düşünüyorlar ki, bir niçe yıldan sonra durum değişecektir, ne ise baş verecektir ve yeniden onların Harbi imkanları yaranacaktır ve onlar yeniden bize arazi iddiası ile çıkışlar edecekler? Beri- baştan bilsinler, biz hiç neyi gözlemeyeceğiz ve hiç kim bizi durdura bilmez, hiç kime bakmadan gerekli adımları atacağız. Bunu yapmak için siyasi irademiz de var, gücümüz de vardır. Azerbaycan Ordusu’nun gücünü bütün Dünya gördü. Bütün dünya gördü ki, Azerbaycan’ın kahraman evlatları neye gadirler…

Devami vardir…

 

CEVAP VER