New York dönüşünde bir açıklama yapan KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, “Cenevre bir son buluşmadır. Bir elli yıl daha yoktur. Nesiller değişiyor çözümsüzlük devam ediyor. Böyle bir şey olamaz” diyerek, her türlü hazırlığı yapıp Cenevre’ye olumlu bir sonuç alıp Kıbrıs’ta yeni bir dönemi başlatmak için gideceklerini söyledi. 

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 50 yıldır konuşulan konuların tek tek müzakere edileceği dönemin geride kaldığını belirterek, “Çözüm iradesi varsa karar alarak yürüme zamanıdır. Bu irade ve kararlılık bizde vardır. Cenevre Konferansı, bir çözüm konferansıdır” dedi.

Zeminsiz umut pompalamak istemediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Cenevre’de tüm tarafların makul çizgide adımlar atması, kararlar almasıyla bir yere varılabilir. Ortada alınan bir karar, Genel Sekreter ile varılan bir mutabakat var. O çerçeveye bağlı kalarak üzerimize düşen olumlulukları yerine getirmeye hazır olacağız. Aynı şeyi güneyden ve Yunanistan’da da bekleyeceğiz. Yunanistan’ın tavrı da önemli. Yunanistan’ın olumlu tavrını göstermesi lazım. Biz gerektiğinde inisiyatif ve karar aldığımızı gösterdik.” dedi.

Güney Kıbrıs’ta iç politika ve seçim gündeminin ön planda görüldüğünü, bu kaygıların yerine çözüm hedefinin alması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çözüm hedefini ön plana alırlar ve bunu gösterirlerse karşılıklı adımlarla çözüme ilerleriz” dedi.

7 Mayıs’taki son liderler görüşmesinde Cenevre ile ilgili bir karar üretilememesinin, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’yi mekik diplomasisine yönlendirdiğini ve bundan da bir sonuç alınamaması nedeniyle BM Genel Sekreteri Guterres’in liderleri New York’a davet ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti:

“Sonuç alınamamasının nedeni Sayın Rum liderin Cenevre’ye gidebilmek için önkoşullarıydı. Bu ön koşullar güvenlik ve garanti başlığının öncelikle görüşülüp halledilmesi, halledilebilirse ardından toprak başlığının tamamıyla sonuçlandırılması ve sonra da diğer 4 başlığın kendi içinde değerlendirilmesi yönündeydi. New York’a kadar bu tutumlarında çok az değişiklik yaptıkları için mekik diplomasisinde sonuç alınamadı. Sayın Genel Sekreter bizi New York’a davet etti. BM Genel Merkezi’nde 3.5 saati aşkın görüşmede ortaya çıkan sonuç, ortak anlayışı özetleyen ortak açıklama herhangi bir ön koşul içermemektedir”.

BM Genel Sekreteri’nin okuduğu ortak anlayış ortak metninde Cenevre Konferansı’nda tüm başlıklarda paralel bir süreç yaşanacağının yer aldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “11 Şubat 2014 ve 12 Ocak 2017 Konferansı bildirgesine atıfta bulunarak bütün konuların masada olduğu ve birbiriyle ilişkili olarak ele alınacağı BM Genel Sekreteri tarafından vurgulandı. Ön koşul yok, taraflar 5’li olarak Haziran ayında bir araya gelecekler” dedi.

KONFERANS TARİHİ
BM Genel Sekreteri’nin tüm taraflara uyan bir tarih belirlemek üzere görüşmeler yapacağını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Konferans büyük ihtimalle Haziran’ın ikinci yarısında olacak, birkaç hafta devam etmesi bekleniliyor” dedi.

Konferansta 5’li olarak toplandığında güvenlik ve garanti başlığını konuşulacağını, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının da aynı zamanda tüm başlıklarda açıkta kalan konuları ele alacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, “BM Genel Sekreteri’nin okuduğu ortak anlayışı yansıtan ortak açıklama metninde toprak, yönetim, güç paylaşımı başlıklarının yazılmış olması AB ve Ekonomi başlıklarında geriye kalan bazı hususların da ele alınmayacağı anlamını taşımaz. Metinde o iki başlığın anılmamış olması diğerlerine göre nispeten daha az sorunlu olmasındandır” dedi.

TÜM BAŞLIKLARA EŞDEĞER ÖNEMDE VE HEPSİ BİRLİKTE ELE ALINACAK
Anlaşmanın mürekkebi kurumadan bu anlaşmanın içeriğini çarpıtmaya yönelik söylemler geliştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Sanki toprak mülkiyet ve yönetim başlıkları o sıra ile görüşülecek, biri konuşulup bitecek sonra diğerine geçecek gibi yorumlar yapılıyor” dedi. Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri Guterres’in de de hazır bulunduğu toplantıda o başlıkların herhangi birinin diğerlerine göre bir önceliğinin olmadığı, tümünün eşdeğer önemde olduğu ve tümünün birbiriyle ilişkili olarak birlikte ele alınacağının teyit edildiğini açıkladı. BM’nin tavrının da bu yön olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, New York’taki mutabakatın yanlış yorumlanmasına devam edilirse Cenevre’de olumlu sonuç alınamayacağını belirterek, “Mutabakatı kendilerine göre yorumlamaları doğru değildir” dedi.

YENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATMAK İÇİN GİDECEĞİZ
“Haziran’ın ikinci yarısında tüm tarafların kazançlı çıkabileceği yeni bir dönemi yaratmak için biz hazırız. Bunun gereğini yapmak için hazırlıklarımızı ve Türkiye ile yakın istişareyi sürdüreceğiz, iç istişare mekanizmamızı geliştirerek sürdüreceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Toplum olarak bu konferansa Kıbrıs’ta yeni bir dönemi başlatmak için hazır olarak gideceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, açıkta bekleyen 10-12 önemli husus olduğunu, bunların sonuçlandırılması durumunda Cenevre Konferansı’nın çözüm konferansı olacağını ifade ederek şöyle konuştu:
“Bu açıkta bekleyen önemli konularda konularda adım atılmazsa, Cenevre Konferansı çözüm konferansı olmaz, boşa zaman harcanır”.

EİDE, GÜVENLİK-GARANTİ TASLAĞI, DEĞİL ÇALIŞMA REHBERİ HAZIRLAYACAK
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin hazırlayacağı belgenin, konferansta güvenlik-garanti başlığında nasıl çalışılacağını gösteren rehber nitelikli bir belge olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Sayın Eide güvenlik-garanti başlığı ile ilgili bir çözüm taslağı sunmayacak, tüm taraflarla konuşarak sadece Cenevre’deki çalışmaları kolaylaştırıcı bir rehber hazırlayacak. Bunu, Mont Pelerin’da 5 tarafın teknik düzeyde yaptığı çalışmanın bulgularından hareket ederek hazırlayacak. Eide’nin bunun dışında bir yetkisi yoktur, aldığı yetki budur” dedi.

TÜM BAŞLIKLAR MASADA
Tüm başlıkların paralel masalarda konuşulmasının kendilerinin önerisi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kasım ayında Mont Pelerin’a ilk gidildiğinde biz tüm konuları konuşurken, Türkiye ve Yunanistan yakın bir yerde güvenlik – garanti konularını görüşsünler önerisini yapmıştık” dedi.

YUNANİSTAN’IN TAVRI
Öneriye Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da olumlu karşılık verdiğini ancak Rum tarafı ile Yunanistan’ın olumsuz yaklaşımı nedeniyle hayata geçemediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı “O zaman bu masa kurulsa şimdiye dek çok daha olumlu bir noktaya gelirdik. Yunanistan’ın o dönemki tavrı ‘müzakere etmeden 0 asker 0 garanti şartıyla gelirim’ yönündeydi. O tavır kabul göremezdi, görmedi” dedi.

TEKNİK KONULARIN SUNUMU ve KONFERANSIN İŞLEYİŞİ
“Mont Pelerin’dan çıkan teknik sonuçların 12 Ocak sonuç bildirisine uygun bir şekilde konferans başlangıcında takdim edilmesi yerinde olur” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Sonuç bildirisinin gereği budur. Yapılan çalışma takdim edilmeli, Sayın Eide’nin yapacağı çalışma da buna yardımcı olacaktır. Devamında güvenlik – garanti başlığı teknik düzeyde devam edilirken iki taraf diğer konuları ele alınır. Güvenlik garanti başlığı Cenevre’de gerekirse her gün görüşülsün, ama aynı zamanda paralel bir şekilde diğer başlıklar da konuşulacaktır. Biz çözüm odaklıyız ve resmin bütünü için bu yaklaşım gerekir. Siz sizin için önemli bir konuyu ele alıp istediğiniz gibi halledip sonra ikinci sırada önemli gördüğünüzü konuşup bitireceksiniz, böyle bir müzakere anlayışı olmaz” dedi.

“GENEL SEKRETER HUZURUNDA DA UYARDIK”
Güney Kıbrıs’ta iç politik kaygıların sıklıkla çözüm hedefinin önüne geçtiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bu konuda çok kaygılı olduğum için 2016 sonunu hedef olarak gösterdim ve var gücümüzle bu yönde çalıştık. 2017’nin ortasında geldik. Temmuz ortasında doğalgaz sondaj çalışmalarından bahsediliyor. O konudaki uyarılarımızı Genel Sekreter önünde de tekrarladık. İşbirliği olabilecek alanın gerginlik alanı olmasını istemeyiz”.

“BARIŞ SÜRECİNE KATKI YAPARAK DAHA HAYIRLI BİR İŞ YAPSIN”
Rum Başpiskopos’un kendisini hedef alan suçlayıcı son açıklamalarına ilişkin değerlendirmesi istenen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bizi sürekli suçladığını biliyoruz. Dinler arası diyalog konularına daha çok eğilip barış sürecine o yönde katkı yaparsa daha hayırlı bir iş yapar. Güneyde din adamları maalesef siyaset yapıyor ve bu siyasetin temel aracı Kıbrıslı Türk lider ve Türkiye’yi suçlamaktır. Bu suçlamalarla bir yere varılamadığı bugüne kadar görüldü, bundan sonra da bu yaklaşımla bir yere varılamaz” dedi.

CEVAP VER