MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bekasının kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp, nefeslerini kesmenin MHP’nin her şartta destek olacağı milli diriliş ve silkiniş hamlesi olduğunu söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bekasının kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp, nefeslerini kesmenin MHP’nin her şartta destek olacağı milli diriliş ve silkiniş hamlesi olduğunu söyledi.

“Beka oyuncak değildir, oyun değildir, şaka değildir, şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla bırakılamayacaktır.” ifadesini kullanan Bahçeli, bundan dolayı 16 Nisan’da Türklüğün bekası için evet diyeceklerini kaydetti.

Geçen haftadan bu tarafa Almanya, Hollanda ve Avusturya’dan hazımsızlığın daniskası demek olan Türkiye aleyhtarı kararların birbirini izlediğini belirten Bahçeli, Avrupa Türklüğünün Türkiye’deki demokratik süreçlere katılıp görüş, fikir ve tercihlerini yansıtması en doğal ve yasal hakkı olduğunu dile getirdi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupada yaşayan vatandaşları 16 Nisan Referandumu konusunda bilgilendirmenin, onlara açıklayıcı bilgiler vermenin siyasi partilerin de doğru ve olması gereken bir faaliyetidir. Bundan Almanya niye ürpermiş, niye rahatsız olmuştur? İfade hürriyetine gem vurmanın esas gayesi nedir? Türkiye Cumhuriyeti’nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi demokratik hak ve yetki dayanarak engellenmiştir? Almanya eğer PKK’nın dayatma ve telkiniyle AKP’li bakan ve milletvekillerinin vatandaşlarımızla buluşmasını sabote ediyorsa biz bunu açıkça Türkiye düşmanlığı sayar, Berlin’in iradesini Kandil’e devretmiş kabul ederiz.

Siyasi parti temsilcilerinin vatandaşlarımızla kanuni hak ve sınırlar çerçevesinde bir araya gelme arzusu anlaşılan Şansölye Merkel’in tahammülsüzlüğünü kabartmıştır. Adalet Bakanı’nın, Ekonomi Bakanı’nın, dün de Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı’nın vatandaşlarımızla toplantı istek ve beklentilerini sudan bahanelerle kasıtlı olarak kösteklemenin başka bir izahı olamayacaktır. Yoksa Almanya hayır cephesinde yerini almıştır da bizim mi haberimiz olmamıştır? Yaklaşık 4 milyon vatandaşımızın yaşadığı Almanya, Türkiye’ye karşı örtülü faaliyetlerin elebaşı ülkelerden birisidir. Ve de PKK’yla yatıp FETÖ’yle kalkmaktadır. Biliniz ki koynunda Mehmetçik katillerini barındıranlar doğrudan doğruya dökülen şehit kanlarında iz ve parmakları olan maskeli Vandallardır.

Biz dün Türkiye’yi teslim almak için olmadık yollara başvuranlara boyun bükmedik, yine bükmeyeceğiz. Diyorum ki karşımızda saf saf dizilip, canilerin arkasına saklanarak Türkiye’ye zehir kusanlarla, fitne saçanlarla son neferimize, son ferdimize kadar haklı mücadelemizi sürdürmezsek yaşamak bize haram olsun.”

“Almanya’nın yolu yol değildir acilen dönmelidir.” diyen Bahçeli, bu sözün aynı zamanda Türkiye’ye şaşı bakan diğer ülkeler için de geçerli olduğunu belirtti.

Gurbet ellerdeki vatandaşların ülke ve vatanları için söyleyecek sözleri olduğunu, buna mani olmanın ahlak, demokrasi ve hukuku imha etmek, yok saymak olacağını kaydeden Bahçeli, “Bizim de bunu hoşgörüyle kabullenmemiz akla ve mantığa aykırıdır. Almanya’da varlık ve birlik mücadelesi veren, bu ülke vatandaşlığını elde etmiş kardeşlerimizin gelişmelerden çok şikayetçi oldukları da açıktır. İnanıyorum ki Türk vatandaşları ortak bir irade ve şuurla, Alman siyasetindeki dengesizliğe müdahil olacaklar, tepki ve eleştirilerini demokratik yollardan mutlaka göstereceklerdir.” değerlendirmesinde bulundu.

Türk milletinin, Türkiye’ye düşmanca tutum ve davranışlara karşı tek yürek, tek bilek, tek ses olduğunu dile getiren Bahçeli, “Avrupa duy sesimizi, bu ses Türk’ün hiç dinmeyen ayak ve kudret sesidir. Türk devleti, Türk hükümeti yalnız değildir; 80 milyon Türk vatandaşı, yabancı ülkelerdeki iftiharlarımız olan kardeşlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin hakkını, hukukunu savunacak inanmışlık ve azimdedir.” dedi.

Almanya Başbakanı’nın yanlıştan dönüş yapması, gerilimi artıracak eylem ve adımlardan kaçınması gerektiğini söyleyen Bahçeli, “Sabır ve soğukkanlılıkla ilişkilerin düzeltilmesinin yolu aranmalıdır. Meğerki bu yol bulanamıyorsa, bulanamayacaksa Almanya kendi bilecek, kendi düşen de ağlamayacaktır. Yeri gelirse kendi yolumuzu kendimiz çizer, kendi söküğümüzü bizzat dikmekten çekinmez, üşenmeyiz.” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “FETÖ’ye, PKK’ya, PYD-YPG’ye, DHKP-C’ye ve de haçlı kafilesinin yüzüne milli ve sağlam şamar ‘evet’le vurulacaktır. Evet, sözde Kürdistan paçavrasına çıtını çıkaramayan, Mustafa Kemal’in partisi olduğunu söyleyen ama tarihiyle çelişen yüz karası CHP’ye derstir.” dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, kadına yönelik şiddetin; bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık biçimi olarak kültürel, ekonomik, coğrafi sınır tanımaksızın tüm dünyada varlığını sürdürdüğünü bildirdi.

Bahçeli, “Kadına şiddet dursun, aileler huzurla buluşsun. Kadına uzanan eller kırılsın, adalet yerini derhal bulsun. Fiziksel şiddet, cinsel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet bitsin. Türk kadını hak ettiği parlak ve insani gelişmişlik seviyelerine mutlaka ve bir an önce ulaşsın.” ifadesini kullandı.

Kerkük ve Musul’un statüsü konusunda Türkiye’nin müdahil olması hususunda gereği neyse yapılmasını isteyen Bahçeli, geçen hafta peşmergenin bölücü terör örgütü üyeleriyle çatışmasının ise çıkarların uyumsuzluğundan değilse, kesinlikle tiyatro olduğunu belirtti.

Fırat Kalkanı Harekatı’nın yeni hedefinin Menbiç olduğunun bilindiğini anımsatan Bahçeli, “Böylesi bir dönemde ABD’nin Menbiç’te bulunan PYD-YPG’li teröristlere ağır silah ve zırhlı araç yardımında bulunması iyi niyetle değerlendirilemeyecektir. ABD’nin bunca ikazlara rağmen hala teröristleri silahlandırması tam bir kovboy aymazlığıdır ve samimiyetle de izah edilebilecek bir yanı yoktur. Rakka’ya yönelik operasyon için bir yanda Türkiye’nin desteği elzem görülürken, diğer yanda YPG-PYD’nin silahla donatılması kafamızda çok fazla kuşku ve soruya yol açmaktadır.” dedi.

Bahçeli, Türkiye’nin sınır ötesinde aradığının macera değil, sınırlarının teröristlerden arındırılması ve en kısa sürede Suriye’nin istikrara kavuşturulması olduğuna işaret etti.

Rusya Genelkurmayının, PYD ve Esad arasında varılan anlaşma gereğince, 3 Mart’tan itibaren Menbiç’teki PYD’ye ait mevzilerin rejime devredildiğini ilan ettiğini anımsatan Bahçeli, “Bu gelişme kimin elinin kimin cebinde olduğunu göstermiştir. Menbiç’te yaşanan son örnek ABD ve Rusya arasındaki gelgitli, ama saman altında yürütülen düzenli ilişkileri gözler önüne sermiştir. Her iki ülkenin PYD’yi kendi kontrolüne almaya çalıştığı yönündeki görüşlerin, Menbiç’te PYD’yi koruma altına almayı amaçlayan bir ortaklık anlayışına dönüşmesi tehlikeli bir kumpastır.” ifadesini kullandı.

Devlet Bahçeli, hayası pazara çıkmışların, hayırsızlığı dillere düşmüşlerin, hamakatlığı resmiyet kazanmışların 16 Nisan referandumuyla ilgili çarpık ve çürük iddialarının gözlerinden kaçmadığına dikkati çekti. Bahçeli, “At görse aksayan, su görse susayan, ekmek görse acıkan; ama üç hilali görünce kabuslar gören kripto elemanlar, işbirlikçi piyonlar hezeyan bataklığında adeta çırpınmaktadır. Gavur gemisi gibi yan gidip kuyruklarının girmediği yere başlarını sokmaya çabalayanların aslında ciddiye alınacak bir tarafı yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.

Kuru kuruya toplananların, kan alacak damar arayıp içeriden dışarıdan taşlayanların eninde sonunda kazdıkları kuyuya kendilerinin düşeceğini belirten Bahçeli, “Avare kasnak gibi fırıl fırıl dönüp bir türlü durmayan, kendi sığ ve kısır gündemlerinde sürekli bocalamaktan başka yolları da olmayanlar için milli iradenin demir yumruğu 16 Nisan’da sandık başında beklemektedir.” diye konuştu.

Birbirlerinin kafa dengi olan beş benzemez hayır koalisyonuna son anda ve kan ter içinde eklemlenen, CHP ve ülkücü katili Aydınlıkçıların katarına aceleyle binen bazı tanıdık simaların varlığının her şeyden önce “hazin bir dönme ve devrilme hali” olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Bu onların tercihidir. Kendi yollarını kendileri çizmiş, bizden de tamamen, hiç silinmeyecek çizik yemişlerdir. İdeolojik sığınmacı haline gelmeyi gönüllüce nefis ve vicdanlarına sindirenlerin yeni adres ve siyasi hanelerinde dilerim ki yolları ve bahtları açık olsun.” ifadesini kullandı.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazı kokuşmuşlar diyor ki 16 Nisan’dan sonra MHP bitecek, defteri dürülecekmiş. Bre densizler, bu iftiraları size kim öğretiyor? Kimlerden akıl alıyorsunuz? Sanıyorum bu utanmalarını kaybetmiş, şuurlarını aldırmış zübükzadelerin canı böyle istiyor, gönüllerinden böyle geçiyor.

MHP fani bedenlere değil, fedakar ve asil Türk milletinin namusuna emanet edilmiş Ötüken sancağı, ecdat ve şehit yadigarıyla ilelebet yaşayacak Türklüğün ana ve atar damarıdır. Bizde çok şükür ne sancak iner ne de damar biter. Hadi indi diyelim, hadi bitti sayalım; biliniz ki Türk tarihi film şeridi gibi geriye sarar. Ardından yaşayan üç kişi çıkar; birisi Söğüt ocağını tüttüren Osman Gazi olur, diğeri Ankara’ya inen Mustafa Kemal olur, bir diğeri de Üç Hilale kılavuzluk yapan Alparslan Türkeş gibi parlayıp kutlu davamızı demir dağları eriterek Bozkurt gibi geleceğe taşır. Bizde er tükenmez kırılmakla, biz de ülkü bitmez önü kapatılmakla.”

MHP’yi içten içe yıkıp kalelerinin hisarlarına taarruz eden kaçak ve korkakların fitne ve fesadına kanacak kimsenin bulunmadığını belirten Bahçeli, bunların nereye giderse gitsinler her zaman musibetin çıbanbaşları olacaklarını bildirdi.

Bahçeli, şunları kaydetti:

“Asıl siyasi milatları 16 Nisan’da dolacak olan bedbahtların bitmeleri yakındır, bir daha ayağa kalkamamaları mukadderdir. MHP’den kovulduktan sonra fikirlerini oraya buraya rehin bırakıp, vicdanlarını esir düşürenlerin MHP’ye ömür biçmeleri fısktır, kendileri gibi küstah bir tezvirattır. MHP teslim olmayacak, baş eğmeyecektir. MHP, 16 Nisan’da demokrasi arenasında millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet, Türkiye için evet diyecektir. Evet diyeceğiz, korkakların saltanat hesabını bozacağız. Bir evetle, Türkiye’nin tarihsel hak ve çıkarlarını teyit edeceğiz. Evet sözdür, yemindir; vazgeçilmeyecektir. Evet Türkiye Cumhuriyetidir, evet milli birliğin simgesidir. FETÖ’ye, PKK’ya, PYD-YPG’ye, DHKP-C’ye ve de haçlı kafilesinin yüzüne milli ve sağlam şamar evetle vurulacaktır. Evet, sözde Kürdistan paçavrasına çıtını çıkaramayan, Mustafa Kemal’in partisi olduğunu söyleyen, ama tarihiyle çelişen yüz karası CHP’ye derstir. Evet, bebek katilini sahiplenmek için hayır çağrısı yapan bölücü Kandil çetesinin iflas ve hezimetidir. Sonuna kadar millet, sonsuza kadar devlet; 16 Nisan’da evet.”

CEVAP VER