Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Sınırlarımız dışında biz macera aramıyoruz. Tam tersine sınırlarımızı güven altında tutmak, şehirlerimizde, evlerimizde huzurla yaşayabilmemizi temin için mücadele ediyoruz. İnşallah bu mücadeleyi tüm cephelerde zaferle neticelendireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Konuşmasına,  AK Parti Grup Başkanlığı’nca, doğum günü dolayısıyla hazırlanan videoya ilişkin değerlendirmelerle başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukluk yıllarına dair anekdotlara yer veren videoyu hazırlayanlara teşekkür etti. Videoda yer alan simit, kitap ve su ayrıntılarının çocukluk yıllarının en önemli başlıkları olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şüphesiz kitap bizim için en önemli yol arkadaşı, unutmayalım ki her kitap bir âlimdir. Onun için kitap saygıdeğerdir, onun için kitap bizim medeniyetimizde büyük öneme haizdir” dedi.

“KUDÜS’ÜN MAHREMİYETİNE YÖNELİK PERVASIZ SALDIRILAR GİDEREK ARTIYOR”

Tüm İslam âleminin dün başlayan mübarek üç aylarını ve yarın idrak edilecek Regaip Kandil’ini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyasının her köşesinden feryatların yükseldiği, zalimlerin her geçen gün daha da azgınlaştığı, zulmün âdeta arşa çıktığı bir süreçten geçiyoruz. İlk kıblemiz Kudüs’ün mahremiyetine yönelik pervasız saldırılar giderek artıyor. İşte böyle bir dönemde Rabbimizden, idrak ettiğimiz mübarek ayların ve gecelerin hatırına birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, mücadele gücümüzü artırmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

“HEDEFİMİZ BEŞ YILDA 1 MİLYON 500 BİN KONUTU DÖNÜŞTÜRMEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son dönemde can kayıplarıyla sonuçlanan depremler yaşadığına dikkati çekerek, bilim insanlarının yeni depremler beklendiği haberlerini verdiğini, son bir asırda altı ve daha üzeri büyüklükte yaşanan 57 depremde, 80 bin vatandaşın yıkıntılar altında hayatını kaybettiğini düşünüldüğünde bu ikazlara hak vermemenin mümkün olmadığını söyledi.

Türkiye’nin mevcut yapı stokunun önemli bir bölümünün, depreme ve diğer tabii afetlere dayanıksız olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok şehrin neredeyse tamamını yıkıp tekrar yapmak gerektiğini, bunun da kolay olmadığını, ilk etapta dönüştürülmesi gereken konut sayısının 6 milyon 700 bin olduğunu açıkladı.

Tüm yatırımlar durdurulup, tüm maaş ve destek ödemeleri kesilerek kamu kaynaklarının hepsinin bu işe aktarılması hâlinde bile bu dönüşümün yıllarca süreceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedefin her yıl 300 bin yeni konut inşa ederek, beş yılda 1 milyon 500 bin konutu dönüştürmek olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kentsel dönüşüm çalışmalarını başlattığımız 2012’den bugüne kadar 1 milyon 350 bin konutu bu kapsama aldık. Bu konutlarda oturan vatandaşlarımızın mağdur olmaması için kira yardımı, hibe, destek, kamulaştırma gibi çalışmalar için 17 milyar lira kaynak kullandık. Marmara depreminin ardından altyapısı ve diğer birimleriyle 43 bine yakın konutu tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim etmiştik. Van, Kütahya, Bingöl, Dinar depremlerinin ardından da yine altyapısıyla birlikte 38 bine yakın konut inşa edip, vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Geçen yıl başlattığımız 65 bin konutluk dönüşüm projesinin bir kısmı tamamlandı, kalanları sürüyor” bilgisini paylaştı.

“ELAZIĞ-MALATYA DEPREMİNİN ARDINDAN HASAR TESPİTİ ÇALIŞMALARI 12 GÜNDE TAMAMLANDI”

Kanal İstanbul’un tek başına 500 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elazığ-Malatya depreminin ardından hasar tespiti çalışmalarının 12 günde tamamlandığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elazığ’da yıkık 263 bina, ağır hasarlı 7 bin 698 bina, orta hasarlı bin 540 bina tespit edildi.  Bu binalarda toplamda 19 bin 821 bağımsız birim bulunuyor. Malatya’da ise 370 yıkık bina, 2 bin 794 ağır hasarlı bina, 621 orta hasarlı bina olduğu, bu binalarda 6 bin 691 bağımsız birim bulunduğu belirlendi. Netice itibariyle Elazığ’da 19 bin 180, Malatya’da 4 bin 432 yeni konut yapılması gerektiği ortaya çıktı. Şu ana kadar Elazığ’da 960 ve Malatya’da 678 konutun, yılsonunda teslimleri yapılacak şekilde inşasına başlandı. Elazığ’da TOKİ’nin daha önce inşa ettiği 400 konuta da vatandaşlarımız taşınmaya başladı” bilgisini paylaştı.

Güçlendirme yapılacak yerler için de vatandaşlara konut başına 27 bin liraya kadar destek verdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağır hasarlı binalardaki dairelerin maliklerine AFAD vasıtasıyla 11 bin lira, kiracılarına 5 bin lira, orta hasarlı binalardaki daireler için de yine 5 bin lira yardım yaptıklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elazığ-Malatya depreminin ardından AK Parti Meclis Grubu olarak başlatılan yardım kampanyasında yaklaşık 1 milyon 600 bin lira toplandığını belirterek, bu paranın AFAD hesabına aktarılacağını söyledi.

“TÜRKİYE, TARİHİNİN EN KRİTİK MÜCADELELERİNDEN BİRİNİ VERİYOR”

Türkiye’nin pek çok sıkıntısı varken CHP zihniyeti ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hezeyanlarının da önemli meseleleri olmayı sürdürdüğünü sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini ve elindeki imkânları emperyalistlere gönüllü olarak satmış olan bir kişiyi biliyoruz, onun adı da Bay Kemal’dir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, tarihinin en kritik mücadelelerinden birini verirken, sürekli devletini ve milletini tahkir eden, askerinden hâkimine kadar tüm kamu görevlilerine saldıran bir kişi, ülkesine değil düşmanlarına hizmet ediyor demektir” diye konuştu.

“Suriye meselesinin ne olduğunu zerre kadar idrak edememiş bir kişinin, bu konuda söylediği söz, ancak sinek vızıltısı kadar değer taşır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’de Suriye rejiminin neden olduğu insanlık dramını anlatarak, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun tüm bunları görmeden siyaset yaptığını zannettiğini, terör örgütlerinin temsilcileriyle bir olup Türkiye’yi Avrupa Parlamentosu’nda şikâyet ettiğini, gayri millî davrandığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Libya’da ne işiniz var” sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Libya’da ülkemizin ne yapmaya çalıştığını anlamamış bir kişinin bu konuda söyledikleri, deryada damla hükmünde dahi değildir. Uluslararası ilişkilerde dostluğun ve düşmanlığın, ancak ülkemizin ve milletimizin çıkarlarıyla ilgili bir kavram olduğunu fark edememiş bir kişinin bu konularda söyledikleri, hezeyandan ibarettir” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE, DÜNYANIN EN ÖNEMLİ GIDA ÜRETİCİ VE İHRACATÇILARINDAN BİRİDİR”

Türkiye’nin saman meselesini anlayamamış bir kişiden, bölgesel ve küresel düzeydeki politikaları kavramasını beklemenin haksızlık olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her ne kadar kendisinin anlamayacağını biliyorsak da, saman konusunu bu zatın zihin çapına uygun şekilde tekrar izah edelim de, hiç değilse mesele onu dinleyenlerin aklında yanlış kalmasın. Türkiye 2019 yılında yaklaşık 24 milyon ton saman üretmiştir. Bu samanın yaklaşık 85 bin tonunu ihraç ederek 14 milyon dolar gelir elde ettik. Yine geçen yıl yapılan saman ve benzeri ürün ithalatının bedeli ise bin 953 ton karşılığı olarak 428 bin dolardır. İşte olay bu kadar basit. Hem de bay Kemal’in bile anlayabileceği kadar basit. Gelelim buğday meselesine; yılda 20 milyon ton buğday üretiyor ve 18,5 milyon ton da tüketiyoruz. Peki, buna rağmen niye buğday ithal ediyoruz? Çünkü Türkiye dünyanın en önemli gıda üretici ve ihracatçılarından biridir. Tarım ürünleri ihracatımız 2002 yılında 3,8 milyar dolar iken, 2019 yılında 18 milyar dolara yükselmiştir, yani yaklaşık beş katına çıktı. Söylenenin aksine Türkiye tarım ürünlerinde ithalatçı bir ülke değil, net ihracatçı bir ülkedir. 2019 yılında dış ticaret fazlamız 5,3 milyar dolara ulaştı. Bizim üretimimiz gıda sanayinin talebini karşılamaya yetmediği için, yurt dışından ithal edilen buğday, makarna, bisküvi, un gibi katma değerli ürünlerin üretiminde ve ihracatında kullanılıyor. Dünya un ihracatında birinci, makarna ihracatında ise ikinci sıradayız Bay Kemal.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütünün güdümündeki partinin eş başkanının CHP’ye ittifak ilişkilerini alenileştirme çağrısı yaptığını hatırlatarak, “Elbette siyasette ittifaklar vardır ve meşrudur, meşru olmayan bu işi gizli saklı yapmak, özellikle de ucu terör örgütlerin çıkacak şekilde yürütmektir. Ellerinde milletin kanı olanlarla yapılan ittifakın adı siyaset değil, ihanettir” dedi.

“BİZ BU COĞRAFYANIN MİSAFİRİ DEĞİL EV SAHİBİYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de özellikle İdlib’de ortaya çıkan büyük insani krizi önlemek için sahada aktif müdahale dâhil her yolu denediklerine vurgu yaparak, “Türkiye hâlen topraklarında 3,7 milyon Suriyeliyi misafir ederken, İdlib’den ülkemize şu an itibarıyla görülen o ki asgari 1 milyonu aşkın yeni göç dalgasını sessiz sedasız kabullenemeyecektir. Talebimiz rejimin saldırılarını bir an önce sona erdirip Soçi Muhtırası sınırlarına, yani gözlem noktalarımızın gerisine çekilmesidir. Böylece sınırlarımıza doğru harekete geçen kitlelerin yeniden evlerine dönebilmelerini sağlayabileceğiz” diye konuştu.

Rusya’nın bu insani hassasiyeti bir türlü kabul etmek istemediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama gözlem-gözetleme kulelerimizi kuşatma altına alanlara, evet verdiğimiz süre doluyor, gereği neyse bu gözetleme-gözlem kulelerimizi bir defa kuşatmalardan öyle veya böyle bu ay sonuna kadar kurtarmanın bir defa planlaması içindeyiz” uyarısında bulundu.

Suriye’de topraklarını, özgürlüklerini ve geleceklerini kurtarmak isteyenlerin Türkiye ile birlikte hareket eden gruplar olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İdlib’deki askerî varlığımızı hem gözlem ve kontrol noktalarımızdaki askerlerimizin güvenliğini sağlamak hem de halkı Esed rejiminin zulmüne karşı korumak için güçlendirdik, güçlendiriyoruz. Şu anda en büyük sıkıntımız, hava sahasını kullanamıyor oluşumuzdur. İnşallah yakında buna da bir hâl çaresi bulacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomatik kanalları sonuna kadar çalıştırdıklarının altını çizerek, “Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak istediklerini kabul ettirebileceklerini sananlara bu coğrafyanın bir özelliğini hatırlatmak isteriz. Bu coğrafya kendini büyük gören nicelerini daha ne olduğunu bile anlamadan bir anafor gibi savurup yutmuştur; bu bilinmeli. Biz bu coğrafyanın misafiri değil ev sahibiyiz. Bunun için İdlib’de en küçük bir geri adım atmayacak, rejimi mutlaka belirlediğimiz sınırların dışına çıkartacak, halkın evlerine dönüşünü sağlayacağız” vurgusunda bulundu.

“SURİYE’NİN NE TOPRAKLARINDA NE PETROLÜNDE NE DE BAŞKA BİR DEĞERİNDE GÖZÜMÜZ YOKTUR”

“Asıl mesele, Suriye’de bize karşı dostluğa ve müttefikliğe sığmayacak tavırlar içine girenlerin ne kadar fedakârlığı göze aldıklarıdır” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Savaşta tank, top, uçak, füze, kurşun bir yere kadar işe yarar. Asıl mesele yürektir yürek, asıl mesele inançtır, asıl mesele imandır. ‘İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.’ Hamdolsun bunların hepsi de milletimizde ziyadesiyle var. Üstüne her geçen gün daha da geliştirdiğimiz savunma sanayiimizi ilave ettiğinizde ortaya çıkan tabloyu herkesin tekrar düşünmesini tavsiye ederim. Ülke olarak tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ilkesine tüm kalbimizle bağlıyız. Biliyoruz ki bugün Suriye ile olan 911 kilometrelik sınırımızın ötesinde verdiğimiz her mücadeleyi yarın kendi topraklarımızda bugünkünden 10 kat, 100 kat büyük kayıplarla yürütmek zorunda kalacağız. Terörle mücadeleyle geçen 40 yılımız bunun en büyük delilidir. Suriye’nin ne topraklarında ne petrolünde ne de başka bir değerinde gözümüz yoktur. Tek istediğimiz; tarihî ve kültürel bağlarla kardeşlerimiz olarak gördüğümüz Suriyelilerin ne zalim rejimin ne kukla terör örgütlerinin tasallutu altında kalmadan kendi topraklarında huzur içinde yaşamalarını sağlamaktır, çünkü bizim huzurumuz da buradan geçiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız dışında biz macera aramıyoruz. Tam tersine sınırlarımızı güven altında tutmak, şehirlerimizde, evlerimizde huzurla yaşayabilmemizi temin için mücadele ediyoruz. İnşallah bu mücadeleyi tüm cephelerde zaferle neticelendireceğiz. Bunun için bize düşen; bir olmak, iri olmak, diri olmak, kardeş olmak, hep birlikte Türkiye olmaktır. İşte bunu başardığımızda Allah’ın izniyle karşımızda durabilecek hiçbir güç, hiçbir düşman, hiçbir engel tanımıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Libya şehitlerine Allah’tan rahmet dileyerek konuşmasını tamamladı.

CEVAP VER