Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisini devreye alma töreninde yaptığı konuşmada, “Elde ettiğimiz başarılarda askerimizin yürek ve bilek gücü yanında, savunma sanayi teknolojilerinde geldiğimiz yerin de büyük katkısı vardır. Türkiye’nin son 17 yılda savunma sanayiinde yürüttüğü kritik çalışmalar olmasaydı, bugün bırakınız sınırlarımız dışını, kendi topraklarımızda bile terör örgütleriyle mücadele edemez hâle gelebilirdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesinde düzenlenen TSK Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisini devreye alma törenine katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.

TSK’nın envanterinde bulunan mühimmatın çevreye zarar vermeden ayrılması ve ayıklanması kritik bir çalışma olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın en büyük ve güçlü ordularından birine sahip Türkiye için, mühimmatın kendisi kadar diğer aşamaları da önemlidir. Bilindiği gibi bu tesis 2012 yılında yaşanan elim bir kazanın ardından faaliyetlerine ara vermişti. Bu vesileyle kazada şehit olan dört kardeşimize bir kez daha Allah’tan rahmet, geride bıraktıklarına sabırlar diliyorum. Tesisimizin yeniden devreye alınmasıyla, önemli bir eksiğimiz giderilmiş oldu. Yılda 3 bin ile 6 bin ton arasında kullanım dışı mühimmatı işleyecek bu tesis, sıfır atık ilkesiyle, tüm ürünleri geri dönüşüme hazırlayacak. Bu tesisin ülkemize ve ordumuza kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi.

“GİRDİĞİMİZ HER MÜCADELEDEN ALNIMIZIN AKIYLA ÇIKTIK”

Türkiye’nin, şu anda Suriye’de ve Libya’da doğrudan sahada mücadele veren, Katar’dan Kosova’ya, Afganistan’dan Somali’ye kadar da pek çok yerde askerî misyon görevi yürüten bir ülke olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, sorumluluk üstlendiğimiz, ayağımızı bastığımız hiçbir yerde mahcup olmadık, girdiğimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. Hedeflerimize doğru yürürken, hiçbir masumun, hiçbir günahsızın zarar görmemesini sağlayarak tüm dünyaya mertlik dersi verdik. Ahlaka ve erdeme uyularak da büyük mücadelelerin verilebileceğini dost düşman herkese gösterdik. Elde ettiğimiz başarılarda, askerimizin yürek ve bilek gücü yanında, savunma sanayi teknolojilerinde geldiğimiz yerin de büyük katkısı vardır. Türkiye’nin son 17 yılda savunma sanayiinde yürüttüğü kritik çalışmalar olmasaydı, bugün bırakınız sınırlarımız dışını, kendi topraklarımızda bile terör örgütleriyle mücadele edemez hâle gelebilirdik. Bu başarı tablosu, çok uzun, zahmetli ve fedakârlıklarla örülü bir gayretin sonucudur” şeklinde konuştu.

“YERLİLİK VE MİLLÎLİK SAVUNMA SANAYİİNDE OLMAZSA OLMAZ BİR ŞARTTIR”

2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayının 700’e yaklaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayi bütçemiz 5,5 milyar dolardan, yaklaşık 11 katlık bir artışla 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştı. İhale süreci devam eden projeler de göz önüne alındığında karşımıza 75 milyar doların üzerinde bir büyüklük çıkıyor. Sektörün cirosu, 2002 yılında 1 milyar dolar iken, bugün 9 milyar dolar düzeyine yükseldi. Daha önce neredeyse yok seviyesinde olan Ar-Ge harcaması 1,5 milyar doları buldu.  Bugün dünyanın en büyük savunma şirketleri listesinde beş firmayla temsil ediliyoruz” açıklamasında bulundu. 

“Yerlilik ve millîlik özellikle savunma sanayiinde olmazsa olmaz bir şarttır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 17 yılda yaptığımız hamleler sonucunda yerlilik ve millîlik oranı yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıkmış durumdadır. Suriye ve Libya’da karşılaştığımız durum, füze savunma sistemlerine daha çok önem vermemiz gerektiğini göstermiştir. Bu çerçevede, ASELSAN ve ROKETSAN tarafından tamamen millî ve yerli olarak geliştirilen Hisar-A Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi’ni önemli görüyorum. Bu sistem, yapılan nihai sistem testlerinde hedefi yüzde 100 başarıyla imha etti. İnşallah bu sistemi, mümkünse hemen Suriye sınırımıza yerleştirerek önemli bir eksiğimizi gidermiş olacağız.   Sistemin geliştirilmesi ve menzilinin uzatılması çalışmalarını da hızlandırıyoruz” dedi.

“TASARIMINDAN ÜRETİMİNE HER AŞAMADA YERLİ OLACAK SAVAŞ UÇAĞIMIZI 2023’TE HANGARDAN ÇIKARACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk yerli ve millî havadan-havaya füzemizin üretilmesi amacıyla yürüttüğümüz proje kapsamında geliştirilen BOZDOĞAN görüş içi ve GÖKDOĞAN görüş ötesi füzelerinin güdümlü atış testleri de başarıyla gerçekleşti. BOZDOĞAN füzemizi inşallah en kısa sürede envantere alacağız. Bu başarı sayesinde, uzun menzilli hava savunma füze sistemimiz SİPER’in çalışmalarında da önemli ilerleme kaydettik. Yüzde yüz yerli tasarım, ilk millî savaş gemimiz olan MİLGEM’in dördüncü korvetini filomuza kattık. Millî Gemisavar Füze Sistemimiz ATMACA’yı bu gemimize entegre ederek atışını başarıyla gerçekleştirdik. Bu gemileri artık ihraç etmenin de gururunu yaşıyoruz. ADA Sınıfı Korvetlerimizin devamı niteliğindeki MİLGEM Projesinin beşinci gemisinin inşasına da başladık. Havuzlu çıkarma gemimiz ANADOLU’yu tamamlamak üzereyiz. İnşallah çıkarma gemimizi bu yılın sonunda Deniz Kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Türkiye bu hacimde gemiye sahip sayılı ülkelerden biri olacaktır.”

Gölcük Tersanesi’nde inşa edilmekte olan altı denizaltıdan ilki olan Piri Reis’in havuza çekildiğini, diğer denizaltıların da inşasının sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu alanda da teknoloji ve bilgi birikimimizi artırıyoruz. Tasarımından üretimine her aşamada yerli olacak savaş uçağımızı, inşallah 2023’te hangardan çıkaracağız. Türkiye’yi F-35’leri vermemekle tehdit edenlere en güzel cevabı, kendi millî savaş uçağımızla vermiş olacağız. Hem kendi sınıfının en iyisi olacak hem de bizi dünyada bu teknolojiyi geliştirebilen üç ülkeden biri hâline getirecek AKINCI İHA’yı uçurduk” diye ekledi.

“YÜZLERCE SAVUNMA SANAYİ PROJESİYLE, ÜLKEMİZİ GELECEĞİN TEHDİTLERİNE HAZIRLIYORUZ”

Tamamen millî tasarım olan GÖKBEY helikopterinin de test uçuşları sonrası seri üretime geçeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha fazla mühimmat taşıyan, son teknoloji elektronik harp ve silah sistemleriyle donatılmış, dünyada sadece iki örneği bulunan Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri projesine de başladık. Tank, hafif zırhlı araç, helikopter, insansız hava aracı ve füze sistemlerinin motor ve güç aktarma sistemlerinin geliştirilip üretilmesi amacıyla projeler başlattık. Yerli savaş uçağımız dâhil, tüm platform ve sistemlerimizde, inşallah kendi motorumuzu kullanacağız. Savunma sanayiimiz sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, geleceğin harp teknolojilerini de şimdiden tasarlıyor ve hazırlıklarını yapıyor. Bu alanda sayılı ülkenin üzerinde çalıştığı elektromanyetik silahlar ve lazer silah sistemleri üzerinde çalışmalarımız sürüyor. İlk millî lazer silahımız ARMOL’u envanterimize aldık. KARASOJ projesi, düşman hatlarındaki elektronik haberleşme ve radar sistemlerini köreltme anlamında önemli kabiliyetler kazandırdı. HAVASOJ projesiyle de bu alanda dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu bir kabiliyete ulaşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok uzun menzilde su üstü ve hava hedeflerinin tespit ve takibini gerçekleştirecek radar sistemi de yerli ve millî imkânlarla üretildi. Türkiye, artık sınırlı sayıda ülkenin sahip olduğu yüksek teknoloji radar geliştirme ve üretme yeteneğini yakalamıştır. Daha burada sayamadığım yüzlerce savunma sanayi projemizle, ülkemizi geleceğin tehditlerine hazırlıyoruz. Askerlerimizin kahramanlığı zaten dillere destandı. Şimdi bunu teknolojiyle destekleyerek çok daha büyük destanların önünü açıyoruz” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’Yİ HER ALANDA YÜKSELTMENİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”

Dünyada güç dengelerinin yeniden kurulduğu bir dönemden geçildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz, bu sürecin âdeta bilek güreşinin yapıldığı coğrafyanın tam merkezinde yer alıyor. Son yedi, sekiz yıldır yaşadığımız her hadise, bize güçlü olmamız ve güçlü kalmamız gerektiğini gösteriyor. Bize lazım olan, hem siyasi hem ekonomik hem askerî ayakları olan topyekûn bir güçtür. Siyasi olarak desteklenmeyen ekonominin ve askerî gücün, ekonomik olarak desteklenmeyen siyasetin ve askerî potansiyelin, askerî olarak tahkim edilmeyen siyasi ve ekonomik varlığın ayakta kalması mümkün değildir. Bunun için Türkiye’yi her alanda yükseltmenin mücadelesini veriyoruz. Eğer Türkiye, son dönemde yaşadığı saldırıların, maruz kaldığı oyunların, üzerinde sergilenen senaryoların üstesinden başarıyla gelebilmişse bunu siyasi, ekonomik ve askerî gücünü aynı anda artırmasına borçludur” açıklamasında bulundu.

“EKONOMİDE UĞRADIĞIMIZ ONCA SALDIRIYA RAĞMEN, HEDEFLERİMİZDEN KOPMADIK”

Milletin, bu hakikati gördüğü için fitnecilere, bozgunculara, cuntacılara,  darbecilere, vesayet heveslilerine, ruhunu emperyalistlere satmış mankurtlara asla itibar etmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin girdiği her mücadelenin lokomotifi, milletimizin kayıtsız şartsız sergilediği birliktir, beraberliktir, kardeşliktir. Hamdolsun ülkemizi nice badirelerden geçirerek bugünlere getirdik. Siyasette dünyada sesimizi dinleten, masada ağırlığı olan bir ülke hâline geldik. Ekonomide uğradığımız onca saldırıya rağmen, hedeflerimizden kopmadık, yolumuzda kararlılıkla yürüyoruz. Askerî olarak ayak bastığımız her yerde farkımızı gösteriyor, dengeleri değiştiriyor, hayır duayla anıldığımız bir iklim oluşturuyoruz. Bu manzara karşısında yarınlarımıza çok daha güvenli şekilde bakabiliyoruz.”

“Türkiye’nin bu konuma gelmesinde katkısı olan herkese şükran borçluyuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç şüphesiz, en büyük şükranı da şehitlerimize, gazilerimize borçluyuz. Teröristler karşısında kahramanca çarpışan askerlerimize, polislerimize, jandarmalarımıza, korucularımıza teşekkür ediyoruz. Bu vesileyle bugün Van’da çığ altında kalan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılarımıza şifa diliyoruz. Sınırlarımız ötesinde destan yazan tüm kahramanlarımıza teşekkür ediyoruz. Kendilerini dev aynasında görenlere meydanı bırakmayan kahraman ordumuza teşekkür ediyoruz. 15 Temmuz’da canı pahasına istiklaline ve istikbaline sahip çıkan milletimize teşekkür ediyoruz. Bu ülke için, bu millet için, ezanlarımız, bayrağımız, özgürlüğümüz için hayatını feda etmeyi göze alan milyonlar olduğu sürece, Allah’ın izniyle, kimse Türkiye’yi dize getiremez” değerlendirmesinde bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda devreye alınan Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisinin hayırlı olmasını dileyerek emeği geçenleri tebrik etti.

CEVAP VER