Ortak Akıl Toplantıları’nın 19’uncu durağı Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi oldu. Turkishtime ve Halkbank ortaklığıyla düzenlenen toplantının moderatörlüğünü Emre Alkin üstlendi. Bölge, başkent Ankara’nın ülke ekonomisine artı değerler katan bir sanayi merkezine dönüştürülmesinde çok önemli bir rol oynadı.

Turkishtime ve Halkbank’ın organize sanayi bölgelerinde gerçekleştirdiği “Ortak Akıl Toplantıları”nın 19’uncusu Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesi’ nde (ASO 1. OSB) yapıldı. Prof. Dr. Emre Alkin’in moderatörlüğünde düzenlenen toplantıda, Ankaralı sanayiciler ile ASO 1. OSB’nin potansiyelleri, sorunları ve alınması gereken önlemler masaya yatırıldı.

ASO 1. OSB Ortak Akıl Toplantısı’na; Mustafa Bozkurt (ASO 1. OSB YKB Vekili / Hidromek YKB),Özer Torgal (Halkbank Kobi Pazarlama-2 Daire Başkanı), Prof. Dr. Emre Alkin (Altınbaş Üniversitesi Rektör Vekili), M. Serdar Tütek (ASO 1. OSB YK Sayman Üye / Serdar Plastik Sanayi YKB), Atilla Eren (Eren Transformer GM), Erol Ata (Ersa Mobilya YKB), Ertuğrul Baştaş (Diktaş Soğutma YKB), M. Renan Gökyay (Nurus Mobilya YKÜ), Mahmut Yiğit (Yiğit Akü YKB Vekili), Musa Ertunç (Hidroan YKB), Önder Bülbüloğlu (Bülbüloğlu Holding YKB), Doç. Dr. Şemsettin Özdemir (Alfa Döküm YKB), E. Uğur Yavuz (Ay Döküm GM), Volkan Mertel (Arolez Gıda YKB Yrd.), Yavuz Biçkes (Müsan Makine GM), Cüneyt ÇALIK (ASO 1.OSB Bölge Müdürü) ve Filiz Özkan (Turkishtime YKB) katıldı.

24 Ekim 1981 yılında temeli atılarak, 1990 yılında üretime başlayan ASO 1. OSB, ülkemizin önde gelen Organize Sanayi Bölgelerinden birisi konumunda. Karma bir üretim yerleşkesi olan ASO 1.OSB’de ağırlıklı olarak savunma sanayi, otomotiv, iş makineleri, beyaz eşya, medikal, ilaç, elektrik – elektronik, mobilya, döküm, plastik, gıda, kimya, metal işleri, madeni eşya gibi sektörlerde üretim yapılıyor.

Ülkemizin önde gelen sanayi kuruluşlarını bünyesinde barındıran ve eğitim faaliyetleriyle dikkat çeken ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi, bugün 1000 hektarlık alanda 331 işletme, yaklaşık 50 bin kişilik istihdam ile ülke ekonomisine çok önemli katkılarda bulunuyor. Kurumsal alt yapısı ve yatırımcısına sunduğu kaliteli hizmet anlayışı ile bir sanayi şehri haline gelen ASO 1.OSB’de, çok yakın bir sürede yeni açılacak gelişme sahasıyla birlikte bu rakamlar yaklaşık ikiye katlanacak.

Diplomatik heyetlerin de uğrak noktası

ASO 1.OSB’nin mevcut altyapısı, son teknolojiler ve en modern malzemeler kullanılarak revize edilmiş durumda. Doğalgazın her sanayi parseline ulaştırıldığı bölgede, enerji hatlarının tamamı yer altından geçirildi. Fiber optik kablolarla fabrikaların SCADA merkeziyle bağlantısı kuruldu ve uzaktan ölçümleme sistemi yapabilme imkanı yaratıldı. Yine bu fiber optik hatlarından haberleşme ağı da kurularak, bütün firmalar geniş bant, yüksek hızla internete bağlanma imkanına kavuşturuldu.

ASO 1.OSB, karşılıklı işbirlikleri için yurt dışından gelen ticari heyetlerin dışında cumhurbaşkanları, başbakanlar ve bakanlar düzeyindeki resmi heyetlerin de önemli bir uğrak noktasıdır. Türkiye’nin sanayi alanında “vitrin”i olan ASO 1.OSB’de, yurt dışından gelen heyetlere bölge hakkında ve sektörel işbirlikleri hakkında bilgiler verilmekte, bölge genel olarak gezdirilerek, ilgili sektörlerde üretim yapan firmaların fabrikaları gezdirilerek işbirliklerine imkan sağlanmaktadır.

ASO 1. OSB’yi geleceğe taşıyacak 10 parametre

Toplantıda, ASO 1. OSB’nin hızla değişen küresel rekabet koşullarında güçlü bir oyuncu olabilmesi ve potansiyellerini ortaya koyabilmesi için bölge sanayicilerinin katılımlarıyla aşağıdaki 10 parametrede görüş birliğine varıldı.

1. Eximbank kredileri

Eximbank verdiği kredileri döviz olarak kullandırıp, TL olarak hesaba geçiyor. Üstelik de dövizin her gün yüzde 1-2 oynadığı böyle bir dönemde para iki gün sonra sanayicinin hesabına geçiyor. Dolayısıyla sanayici o krediyi kullanana kadar kur farkından, kambiyo farkından kaynaklanan ciddi zararlara uğruyor. Eximbank döviz olarak kredi verip, TL olarak hesaba geçmemeli, döviz olarak veriyorsa döviz olarak hesaba geçmeli.

2. Bazı fuarlar Ankara’da düzenlenmeli

Ankara’da fuar düzenleme alışkanlığı pek mevcut değil. Kentin önde gelen sektörleri için bile bu durum geçerli. Daha önce Ankara’da yapılan İş ve İş Makinaları Fuarı ANKOMAK dahi artık İstanbul’da yapılıyor. Oysa bu sektörün merkezi Ankara. Keza savunma sanayisi firmalarının da yüzde 80’i Ankara’da. Bu fuarların, altyapısı artık çok uygun olan Ankara’da düzenlenmesi sağlanmalı.

3. Elektrikte çok terimli tarife uygulanmalı

Elektrikte OSB dışındaki bölgelerde geceleri düşük ücretli olan çok terimli bir tarife uygulanıyor. Ancak bu uygulama OSB içinde geçerli olmadığı için sanayici geceleri pahalı elektrik kullanıyor. Bu durum, özellikle yüksek miktarda elektrik kullanan firmaların rekabet şansını çok olumsuz etkiliyor. OSB’ler içinde de çok terimli tarifenin uygulanması için gerekli olan mevzuat değişiklikleri bir an önce hayata geçirilmeli.

4. Hedef pazarlara yönelik ajanslar kurulmalı

Sanayici artık dünyanın tüm ülkelerine ihracat yapabilecek kapasiteye ulaştı. Ancak “stratejik pazarlama” konusu halen bir sorun oluşturmaya devam ediyor. Ortada, ülkelere ve bölgelere göre değişen pazarlama stratejisi oluşturacak bir ortak akıl yok. Avrupa, Asya Pasifik, Amerika gibi spesifik bölgeler ve spesifik ülkeler için bu konu üzerinde uzmanlaşmış özel ajanslar kurulmak zorunda.

5. Taşımacılıktaki yetersizlikler ihracata engel

Türkiye dünyanın birçok bölgesine deniz taşımacılığındaki yetersizlikler nedeniyle ihracat yapamıyor. Örneğin Avustralya’ya mal gönderecek bir ihracatçı, Belçika’nın Anvers kenti üzerinden 34 günde gönderebiliyorken, doğrudan göndermeye kalksa 55 günde gönderebiliyor. Oysa Türkiye birçok açıdan dünyanın tam ortasında yer alıyor. Mersin Limanı’ndan kaldırılacak bir gemi normalde Avustralya’ya 16 günde ulaşır. Türkiye’nin coğrafi avantajları sonuna kadar kullanılmalı.

6. Kriz dönemlerinde sanayici desteklenmeli

Reel sektör özellikle kriz dönemlerinde olumsuz koşullardan en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Alıp satmak yerine üretmek ve istihdam yaratmak gibi bir “çılgınlık” yapan sanayicinin özellikle bu dönemlerde desteklenmesi, teşviklerle güçlendirilmesi ve bürokratik engellerden mümkün olduğunca kurtarılması gerekiyor. İç piyasa çöktüğü için dış pazarlara yönelen sanayici bu sefer de mevzuatla boğuşmak zorunda kalmamalı.

7. İthalatı önleyen sektörler de teşvik edilmeli

İthalatın önlenmesi de ihracatın artırılması kadar önemli bir konu. Örneğin gıda ve benzeri sektörler için teşvikler yok denecek kadar az, bankalar da ihtiyaç duyulan kolaylıkları göstermeyebiliyor. Oysa cari açığın azaltılmasında ithalatın düşürülmesi son derece önemli. Çünkü ithalatın önü ne kadar kesilirse ülke o kadar kazanır. Yerli üretim artırılıp, kaliteli hale getirilirse ithalat bir alternatif olmaktan çıkar ve yurt dışına giden para ülkede kalır.

8. Satış sonrası hizmetler de desteklenmeli

Sanayici için satış kadar satış sonrası hizmetler de önemli. Satış yaparken devlet kurumlarının destekleri var ama satış sonrasında bakıma veya yedek parça satışına bir destek yok. Oysa bu süreçte katlanılan maliyetler de birçok firmanın üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor. Günümüz rekabet ortamında sürdürülebilir bir satış için mutlaka satış sonrası hizmet faaliyetlerinin çok güçlü olması gerekiyor. Devletin bu konuyu da gündemine alması gerekiyor.

9. Uluslararası ilişkilere önem verilmeli

Türkiye’ye dışarıdan bakıldığında durum çok parlak değil. Yapılan bazı açıklamalar ve düzenlemelerin günü birlik değiştirilmesi ülke olarak imajımızı bozuyor. Sanayici bir ülkeyle ticaret başlatmak için büyük mücadeleler verip 1-2 yıl sonunda konuyu bir noktaya getiriyor ama alınan bir karar ya da bir düzenleme nedeniyle ticaret imkansız hale gelebiliyor. Uluslararası ilişkilerde ticaretin önünün açılmasına dikkat edilmeli.

10. İhracat bedellerinin bankaya yatırılması ciddi sorun

İhracat bedellerinin bankaya yatırılması sanayiciler için ciddi bir sıkıntı haline geldi. Bankacılık sisteminin oturmadığı birçok ülkeden ihracat bedeli olan paralar elden geliyor. Bankalar bu meblağı kişisel hesaplar için kabul ediyor. Ancak bilançoda görülmesi için şirket hesabına yatırılması gereken bu parayı, ihracat beyannamesi, çıkış belgesi gibi evrakları tamam olsa dahi mevzuat gereği kabul etmiyor. Bazı ülkeler bu uygulamadan muaf tutuldu ama bu yeterli değil. Gereken düzenlemeler acilen yapılmalı.

CEVAP VER